20.1.11

BALYOZ ÇUVALA SIĞMADI

Yakalanırsak Oyun deriz

Gölcük'te ortaya çıkan belgeler, Balyoz darbe planı ile ilgili bütün tartışmaları bitirecek nitelikte. İşte o bomba belgeler.
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda çıkan 9 çuval belge, cuntanın, bütün hazırlıklarını tamamladığını gösteriyor.

Balyoz davasına giren belgelerde, zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Asparuk'un tutuklanıp emekli edileceği, darbe hazırlıklarının öğrenilmesi halinde komutana bunun harp oyunu olduğunun söyleneceği belirtiliyor.,Gölcük Donanma Komutanlığı'nda çıkan 9 çuval belge, Balyoz darbe planı davasının delillerine ilişkin bütün tartışmalara son verecek nitelikte.

Belgeler, cuntanın darbeye ne kadar hazırlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Balyoz davasının ek dellileri olarak değerlendirilen 43 klasör, DVD'ler halinde sanık avukatlarına dağıtıldı. Sanık avukatlarının sahte olduğunu iddia ettiği ve içinde Sakal, Çarşaf, Oraj ve Suga eylem planlarının bulunduğu 11 No'lu CD ile aynı içerikteki 1 No'lu CD Donanma Komutanlığı'nda ele geçirildi. Emniyet, savcılığın talebi ile Gölcük'te çıkan belgeler ile Balyoz klasörlerindeki belgeleri karşılaştırdı.

Hazırlanan raporlarda ise şu tespite yer verildi: "Merkezi ve liderliği 1. Ordu Komutanlığı'nda olmak üzere, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Jandarma unsurlarından müteşekkil bir cunta yapılanmasının, 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından demokratik yollarla işbaşına gelen AK Parti hükümetini antidemokratik yollarla işbaşından uzaklaştırma amacıyla Balyoz Güvenlik Harekat Planı isimli bir plan etrafında organize olduğu" belirtildi. 43 klasör içinde özellikle 2002-2003 yıllarına ait 1. Ordu Komutanlığı başta olmak üzere Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na ait orijinal belgeler mevcut. Balyoz sanıkları yeni delillerden de sorumlu.

Yakalanırsak 'Harp Oyunu' diyeceğiz

Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen Balyoz İddianamesi eklerinde yer alan bilgi Balyozcuların darbeye ne kadar hazır olduğunu gösteriyor. Genel Sekreter Hava Pilot Kurmay Albay A. Bertan Nogaylaroğlu tarafından hazırlanan 2 sayfalık belgede çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Şubat 2003 tarihli belgeye göre; Hava Kuvvetleri Komutanı Cumhur Asparuk ve komutana destek verebilecek personele uygulanacak 'psikolojik harekat' usulleri hakkında geniş kapsamlı planlar bulunuyor.

12 maddelik belgede; Cumhur Asparuk'a gelecek her türlü bilginin önünün kesileceği ifade ediliyor. Harp Akademisi Komutanlığı'nda yapılan darbe hazırlıklarının Asparuk tarafından öğrenilmesi halinde komutana bunun harp oyunu jeneriği olduğunun söyleneceği belirtiliyor. Belgede, "Harp Akademileri K.lığında yapılan hazırlıkların öğrenilmesi durumunda çalışmaların jenerik Harp Oyunu'na yönelik hazırlıklar olduğu bildirilecek, bu konu ivedilikle özel kurye aracılığı ile Harp Akademileri Komutanı'na (İbrahim Fırtına kastediliyor) iletilecektir." ifadeleri yer alıyor.

Komutanlıkta Oraj Harekat Planı'na destek vermeyecek personelin belirlenmesi, Ege uçuşlarının artırılması için komutan üzerinde baskı oluşturulması isteniyor. Sıkıyönetim ilanından sonra ise Asparuk'un yurtiçi ya da yurtdışında olması halinde, Hava Pilot Tümgeneral Ziya Güler başkanlığındaki bir heyetle Ankara'ya getirilmesi gerektiği yazıyor. Planda ayrıca Asparuk ile ailesinin ve yakın olduğu tüm askerî personelin telefonlarının dinlenerek haftalık raporlar gönderilmesi isteniyor. Plana göre darbenin gerçekleşmesinin ardından Asparuk, sağlık sorunları gerekçe gösterilerek emekli edilecek. Yerine ise İbrahim Fırtına'nın getirilmesi için askerî ve sivil kamuoyu tarafından destek sağlanacak. Ayrıca Oraj planına destek vermeyen, tereddüt gösteren ve hareketlerinden şüphelenilen TSK mensuplarının ihraç edileceği planlar arasında yer alıyor.

Çetin Doğan da harp oyunu diye savunmuştu

Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, Balyoz darbe planının 20 Ocak 2010 tarihinde Taraf gazetesinde yayınlanmasının hemen ardından www.t24.com.tr isimli siteye açıklama yapmıştı. Doğan, 'iç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin EMASYA planları çerçevesinde ele alındığını' itiraf etmişti. Doğan, daha sonra harp oyunu ve semineri diye sıkça tekrar ettiği savunmalarında toplantının Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanlarının bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.

Fırtına, Oraj Planı'nın uygulanması için yazılı emir vermiş

Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramalarda Oraj Harekât Planı'na ilişkin belgeler de bulundu. Bu belgeler içerisinde, dönemin Harp Akademileri Komutanı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'nın Oraj'ın uygulanması için Hava Harp Akademisi Komutanı Korgeneral Korcan Polatsü'ye gönderdiği yazılı emir dikkat çekiyor. 2002 genel seçimlerinde ortaya çıkan siyasî iradeden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Fırtına, Polatsü'ye gönderdiği yazılı emirde, "Cumhuriyetimizin bekası için Türk Silahlı Kuvvetleri'ne önemli görevler düşmektedir. Bu görevler kapsamında Hava Harp Akademisi Komutanlığı da kendisine verilen görevi ifa edecektir." ifadesi yer alıyor. Emirdeki ifadelere göre, irticai unsurlara karşı radikal önlemlerin alınması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) baskı kurarak sıkıyönetim kararı aldırılması planlanıyor. İstenilen sıkıyönetimin oluşması için ise; Ege'de uçuşların artırılması ve gerginliğin tırmandırılması hedefleniyor. Kamuoyunun desteğini sağlamak için yapılacak bu gerginlik için ise 134'üncü Filo Komutanlığı'nın görevlendirilmesi esas alınıyor. Oluşturulacak özel filo elemanlarının ikinci bir emre kadar, 1, 6 ve 9'uncu Ana Jet Üs komutanlıklarında görevlendirilmesi emrediliyor.

zaman





Devamını BURADAN okuyun...>>>

11.1.11

AKTAN'IN BİTMEYEN SKANDALLARI

Aktan'dan Sipariş Karar!

Ergenekon davalarını sekteye uğratmak, delilleri etkisizleştirmek ve sanıklara yardım etmek için kendini paralayan Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan'ın gerçek yüzü...
Yargıda işlerin nasıl döndüğünü gözler önüne serecek şok bir ses kaydı gündeme bomba gibi düştü. dailymotion.com'a düşen ses kaydındaki kişinin Yargıtay Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu ileri sürülüyor. Bu isim daha önce de pek çok kez benzer şekilde gündeme gelmişti.

Ergenekon davalarını sekteye uğratmak, delilleri etkisizleştirmek ve sanıklara yardım etmek için çaba göstermekle suçlanan Hamdi Yaver Aktan, Orgeneral Saldıray Berk ve eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner dosyasının hukuka aykırı bir şekilde Yargıtay'a getirtilmesiyle bütün sanıkların tahliye edilmesi sürecinde aktif rol almış bir isim olarak gösteriliyor.HAMDİ YAVER AKTAN YİNE SAHNEDE

Yeni ses kaydında Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan olduğu ileri sürülen kişi, bir dosya ile ilgili olarak karşısındaki kişiye “Onama mı istiyorsun, bozma mı?” diye soruyor, ardından da “Yaz şuraya” diyor.

Bu görüşmenin 2010 yılı Haziran ayında, Hamdi Yaver Aktan'ın odasında geçtiği belirtiliyor.

Ses kaydındaki diğer kişinin kimliği ise bilinmiyor.

Meçhul şahıs Aktan olduğu ileri sürülen kişiyi sözünde durmamakla, işi geciktirmekle suçluyor. Ve 8. Ceza Dairesi'nde temyiz incelemesinde bulunan dosyasının bozulması talebinde bulunuyor.

İŞTE SİZİ ŞOKE EDECEK O KONUŞMA


SES KAYDININ ÇÖZÜMÜ
Hamdi Yaver Aktan : Yav sen erken geldin, öğleden sonra hazırlayacaktım.
X : Allahım Yarabbim yaa. Bi daha öğleden sonra ben buraya gelmem ya
hemen yaz hadi..
HYA : Ya hazz..(hazırlayamadık) şey yapamadık, acele etme ya.
X : Hemen.. O zaman Çarşamba günü alırım.
HYA : Tamam yaa, çok boğma..
X : Üyeliğini ispat et.. Bi adam sözünde duracak yaa.
HYA : Sözümüzde duruyoruz da yani yetişmiyor ama.
X : Yargıtay üyesi, Yargıtay başkanı... öldürecem ben sizin hepinizi...
2008'e 20 83 (8. Ceza Dairesinde temyiz incelemesinde bulunan
Dairenin 2008/2083 esas sayılı ceza dosyası) sayılı ...'in mafya dosyası
var ya, incelemede ha
HYA : Nerde
X : Sende. 2008'e 2083.


ONAMA MI İSTİYORSUNUZ? BOZMA MI?
HYA : Onama mı istiyorsunuz?
X : Bozma , bozma. İki yıl ceza almışlar ya... İsim yazıyorum ha.
X : Senin 16. Hukukta (Yargıtay 16. Hukuk Dairesinde) tanıdığın var mı ?
HYA : Neresi?
X : 16. Hukukta.
HYA : Vardır.
X : Bi de onu da vereyim de onu da söyle. O da bozulmalı bak... Tetkik
hakimine gitmiş....davası. Beni öldüreceksin sen ya..

SEN ONLARI YAZ DA, BOZMA ONAMA DİYE DE YAZ BANA
HYA : Sen onları yaz da, bozma onama diye de yaz bana.. Şimdi ben
onları şimdi şey yapamam da (aklımda tutamam).....
-kağıt sesleri- ...
HYA : Şuraya yaz.
X : ... diye yazıyorum.
HYA : Memnun musun değil misin yaz oraya.
HYA : Niye bozma istiyorsun, madem mahkum etmişler adamı?


HERİFLER BELALI HERİFLER, ANLADIN MI? SİLAHTAN MİLAHTAN
X : Hayır; herifler belalı herifler, anladın mı? Silahtan milahtan,
mesken masuniyetini ihlal mihlal demişler
HYA : (fısıldayarak konuşuyor) ... konuşmuştuk ama. Tamam.
X : Çarşamba günü gelip alıyorum, öğleyin. Madem ben.. Gece İstanbul'a
gidiyorum.
HYA : Tamam, yarın hazırlayacağım
X : Gece İstanbul'a, gece İstanbul'a gidiyorum bak.
HYA : Tamam hadi güle güle.
X : Üldürürüm seni.
HYA : Tamam.
X : Hih hihh hiii
X : Ne oldu anayasa geçiyo, lak diye geçirecekler.
HYA : Okudun mu Cumhuriyet'teki şeyimi,
X : Senin yazını
HYA : Röportajımı.
X : Ver.
HYAI : Yok nerde bulacağım, bende bir tane kendimin ki var.
X : Fotokopi çektir bana ver. Ne o anayasa ile ilgili mi? Hemen çektir
bana çabuk.
HYA : Röportajımı, al fotokopisini.
X : Hadi öpüldün canım.
HYA : Güle güle.
X : Onları ara bak, 16. Hukuğu ara, tetkik hakimini...
HYA : Tamam

NOT: Bu ses kaydında sözü edilen 8. Ceza Dairesi'nin 2008/2083 E. Sayılı dosyanın temyiz incelemesi tamamlanmış ve mahkemenin kararı ses kaydında talep edildiği gibi 07.07.2010 tarihinde BOZULMUŞTUR. Bu karar Yargıtay'ın internet sayfasında (www.yargitay.gov.tr) "Dosya Sorgu bölümüne girilip 8. Ceza Dairesi'nin 2008/2083 Esas numarası sorgulandığında kararın, 8. Ceza Dairesi tarafından "bozulmuş" olduğu görülebilir.






http://analiztv.aktifhaber.com/news_detail.php?id=20538

Kaynak: habervaktim

Devamını BURADAN okuyun...>>>

9.1.11

ÖNCEDEN "HABERAL"IYOR

Haberal 'Sevk Edilmesin' Hazırlığı

Kardiyoloji Enstitüsü “Haberal Adli Tıp’a götürülemez, götürülürse ölür. Adli Tıpçılar yatağı başında muayene etsin, dosyasındaki raporlarımıza göre de nihai kararını versin” şeklinde rapor hazırladı.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Üst Düzey Yöneticisi iddiasıyla tutuklu yargılanan ancak 665 gündür tutuklu olmasına rağmen hiç cezaevinde kalmayan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hastane serüveniyle ilgili yeni bir skandal daha ortaya çıktı. ‘Taburcu’ raporu 1 yıl mahkemeden saklanan Haberal için “Her türlü şartlar altında Adli Tıp’a sevk edilmesi” kararı çıkmadan bu karara önlem olarak rapor düzenlendiği ortaya çıktı.‘HER TÜRLÜ ŞART’ KARARINA RAĞMEN SEVK EDİLMEDİ

Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Kasım 2010 günü “Haberal’ın nihai sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine” karar verdi. Ancak bu sevk 20 Aralık 2010 gününe kadar gerçekleştirilmedi. 20 Aralık günü Haberal’ın tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’ne giden jandarmalara son dakikada hazırlanan “Yeriden oynatılırsa ölür” raporu verildi ve sevki engellendi.

AVUKATLAR SORDU VE CEVAP ALDI

Haberal’ın Adli Tıp’a gitmemek için 20 Aralık’tan çok önce hazırlık yaptığı ortaya çıktı. Mahkeme’nin “Adli Tp’a sevk” kararından hemen sonra avukatları, Kardiyoloji Enstitüsü’ne Haberal’ın Adli Tıp’a sevkinin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlatacak 4 soru sormuş ve cevap istemiş. Prof. Dr. Nazmi Gültekin, Doç. Dr. Barış Ökçün, Doç. Dr. Alev Arat Özkan ve Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Haberal’ın avukatlarının sorularına istenilen cevapları 23 Kasım günü raporlaştırmış.

‘TIBBİ VE YASAL ZORUNLULUK’

Kardiyoloji Enstitüsü Başkanlığı’na gönderilen yazıda, Haberal’ın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilemeyeceği, Adli Tıp raporunun da kendileri tarafından verilecek raporlar üzerinden hazırlanabileceği iddi adilmiş. 13 Kasım 2010 tarihli yazıda, “Haberal’ın muayenesinin Adli Tıp Kurumu uzmanlarınca Enstitümüzde hasta yatağı başında yapılması ve hasta dosyası içeriğindeki dökümanlar üzerinden sonuçlandırılmasının tıbbi ve yasal zorunluluk olduğu kanaatinde” olunduğu belirtilmiş.

‘Biz ne dediysek Adli tıp aynen kabul etsin’

Ergenekon davasına bakan İstanb ul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Adli Tıp Kurumu uzmanlarının Mehmet Haberal’ın ayağına gitmesine karar verdiren 23 Kasım 2010 yazıdaki Haberal’la ilgili bazı tespitler şöyle:

TUTUKLANINCA PSİKOLOJİSİ BOZLDU

• Hastanın bekemediği bir anda tutuklanması posttravmatik stres sendromuna bağlı yoğun anksiyete ve müteakiben muhtemelen psikoz eşdeğeri iki uçlu major depresyon gelişmesine neden olmuştur. Tutukama durumunun devam etmesi hastada ani öfke patlamaları ve bir kaç dakika gerçek dünyadan kopuş nöbetlerine neden olmuştur.

PSİKOLOJİSİ ÖLÜME GÖTÜREBİLİR

• Psikosomatik açıdan yaklaşıldığında mevcut psikiyatrik tablonun vazospastik anginayı tetikleme potansiyeli hala vardır. Ayrıca katekolaminerjik deşarjın tabloyu şiddetlendirmeye ve ölüme yol açma olasılığı yüksektir.

ADLİ TIP YENİ TESTLER YAPMASIN

• Ölüm riski yüksek olan hastanın tutukluluk durumu halihazırdaki ruhsal ve bedeni yönden sağlık durumunu gün geçtikçe olumsuz yönde etkilemektedir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nca Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın muayenesinin Enstitümüzde, hasta yatağı başında yapılması ve hasta dosyası içeriğindeki dökümanlar üzerinden sonuçlandırımasının tıbbi ve yasal bir zorunluluk olduğunun görüş ve kanaatindeyiz.

Sevk günü ‘ölebilir’ raporu böyle verildi

20 Aralık günü Haberal’ı Adli Tıp’a sevketmek için Kardiyoloji Enstitüsü’ne giden jandarma görevlilerine, 23 Kasım tarihli yazı ile 17 Aralık 2010’da Prof. Dr. Kema Arıkan, Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Dr. Ümit Yaşar Sinan tarafından verilen “Haberal’ın 16 Aralık akşamı deliryum tablosu geliştirdiği ve bu şartlarda yatarak tedavisi gerektiği” raporu gösterilen Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Dr. Rıza Kaya “Haberal’ın Adli Tıp’ta hazır edilmesi mümkün değildir” raporu veriyor.

Kaynak: Star

Devamını BURADAN okuyun...>>>

4.1.11

TSK'DA NAMAZ OLAMAZMIŞ

Namaz TSK'nın Değerlerine Aykırı

TSK içinde namaz kılan askeri ve sivil personelin takip edildiği, uyarıldığı, emir yayınlanarak namaz kılanlar hakkında yasal işlem yapılması istendiği ortaya çıktı.
Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'u yalanlayan bir belge daha ortaya çıktı. Yeni Akit'in bugün yayınladığı belgeye göre TSK içinde namaz kılan askeri ve sivil personelin takip edildiği, uyarıldığı, emir yayınlanarak namaz kılanlar hakkında yasal işlem yapılması istendiği ortaya çıktı.

Geçtiğimiz ağustos ayında yaş haddinden emekliye ayrılan Başbuğ, görev yaptığı iki yıl boyunca söylediği pek çok söz daha sonra belgelerle yalanlamıştı.Başbuğ, İrtica ile Mücadele Eylem Planı için kağıt parçası demişti ama sonradan bu belgenin aslı ortaya çıkmıştı. Lav silahlarına boru demiş fakat onların dolu lav silahı olduğu ortaya çıkmıştı. Balyoz darbe planında ortaya çıkan cami bombalama planları için"Allah Allah diye hücüm emri veriyoruz, hiç asker cami bombalar mı, lanetliyorum demişti ama o bombalama işlemlerini yapacak askerlerin rütbelerine kadar planladığı ortaya çıkmıştı.

Ve son olarak TSK içinde namaz kılanlar hakkında yasal işlem yapılması istendiği ortaya çıktı. Hem de belgeyle....

İşte Yeni Akit'in ortaya çıkardığı o belge...

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul'da Harp Akademileri Komutanlığı Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde Yıllık Değerlendirme Konuşması'nda “TSK'yı ‘din karşıtı' göstermek isteyenler var” derken, Akit'in ortaya çıkardığı belge TSK'nın din karşıtlığını belgeledi.

TSK içinde namaz kılan askeri ve sivil personelin takip edildiği, uyarıldığı, emir yayınlanarak namaz kılanlar hakkında yasal işlem yapılması istendiği ortaya çıktı. Akit'in ulaştığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Elektro-Optik Sistemler Bakım Merkezi Müdürü Yüksek Mühendis Albay İlhami Güler imzalı, LOJ: 2050-1-01/İSTH. ve GÜV. KS. 151 sayılı ‘personelin uyarılması' konulu ‘gizli' emir belgesinde namaz kılan askeri ve sivil personelin uyarıldığı görülüyor. Yüksek Mühendis Albay Güler imzasıyla yayınlanan emirde personelden açıkça namaz kılmaması, kılanlar hakkında da yasal işlem yapılması isteniyor.

İŞTE ‘O' ŞOK EMİR

15 Şubat 2001 tarihli emrin ‘K-1033 Mal Saymanlığı', ‘Kalite Güvenlik Müdürlüğü', ‘Des Grup Komutanlığı'na iletildiği görülüyor. Namaz kılan personellerin bazı değerleri suiistimal ettiği iddia edilen emir belgesinde, “Mesai saatleri içerisinde ve istirahat saatlerinde bazı askeri ve sivil personelin açık veya gizli namaz kılarak, uymak zorunda olduğumuz bazı değerleri suistimal ettiklerini tespit ettim. Bu personellerin, bu tür davranışlarını devam ettirmeleri halinde haklarında yasal işlem yapılacağının, personele tebliğ edilerek, aksaklığa meydan verilmemesini rica ederim” deniliyor.

İLKER BAŞBUĞ'U YALANLAYAN BELGE

Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un, “Askerlere, ‘Allah Allah' diye hücum emri veriyoruz” diyerek, Balyoz Darbe Planı'ndaki cami bombalama eylem planı haberlerine sert çıkması, Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ordudan atılan askerlerin tepkisine neden olmuştu. YAŞ mağdurları, “Biz Allah dediğimiz için ordudan atıldık. İlker paşa kimi kandırıyor” diye cevap verirken, Akit'in ortaya çıkardığı son belge YAŞ mağdurlarını haklı çıkarırken İlker Başbuğ'u bir defa daha yalanladı.
akyifhaber.com'dan alıntıdır

Devamını BURADAN okuyun...>>>

2.1.11

GÜLSEREN DALAN GİBİ KAÇMIŞ

Kaç tüyosu Ankaradan

Ergenekon üyeliği ile suçlanan ÇEV Başkanı Yaşer'in, operasyondan önce Ankara'dan 'kaç' tüyosu aldığı anlaşıldı. Yaşer de Bedrettin Dalan gibi operasyonu önceden haber alarak kaçtı.
Ergenekon kapsamında 7 Ocak 2009'da yapılan operasyonda gözaltına alınacağını anlayınca yurt dışına kaçan Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Gülseven Yaşer'in içeriden bilgi aldığı anlaşıldı.

ÇYDD ve ÇEV iddianamesinde Ergenekon örgütüne üye olmakla suçlanan Yaşer'in, yurtdışına çıkarken "Türkiye bitmiştir, ancak darbe kurtarır" dediği tespit edildi. İddianamede 1 numaralı sanık olarak hakkında 19.5 yıl hapis talep edilen firari Gülseven Yaşer, 23 Eylül 2008 günü Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu şüphelilere yönelik operasyonların ÇYDD ve ÇEV'e de sıçrayabileceğini düşünerek 9 Ekim günü yurt dışına gitti. Yaşer, 10 gün yurt dışında kaldıktan sonra Türkiye'ye döndü.7 Ocak 2009'da emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ve Yalçın Küçük'ün de gözaltına alındığı operasyondan 1 gün sonra da yurtdışına kaçtı ve izini kaybettirdi. Aynı operasyonda, Bedrettin Dalan'ın başkanı olduğu İstek Vakfı'nda da arama yapılmış ancak operasyonu önceden haber alan Dalan yurt dışına kaçmıştı.

Vatan'ın haberine göre, Yaşer'in ÇYDD'ye yapılan operasyondan önce yurtdışına kaçışı ile ilgili polisin hazırladığı rapor soruşturma dosyasına girdi. Polis, Yaşer'in yurt dışına kaçarken herhangi bir pasaport işlemi yaptırmadığı ve kaçak yollardan çıkış yaptığı tespit edildi.

ANKARA 'TEDAVİYE GİDİN' DEDİ

Soruşturma dosyasına giren yurtdışına iki çıkış ile ilgi telefon konuşmaları ise Yaşer'in içerden aldığı bilgiye göre firar ettiğini gözler önüne serdi. 23 Eylül'deki operasyon sonrası Siminsu Baytok Uçak ile konuşan Yaşer, "Ankara'yla konuştum. Tedaviye gidin dedi. Size bir haber geldi mi oradan?" diye soruyor. Uçak'ın, "Yarını bekleyeceğim. Yoksa ben bir iki tane yer buldum" demesi üzerine, Yaşer, "Ben Berlin'e şey yapayım ayarlayayım" diye cevap veriyor.

BİZİ ANCAK DARBE KURTARIR

Türkiye'ye dönüş yaptıktan sonra ocak ayındaki operasyonda yeniden yurt dışına kaçan Yaşer, Uçak ile yaptığı görüşmesde ise "Paris üzerinden gidiyorum yine aynı yere. Felaket bir şey, Türkiye bitti. Türkiye artık bitmiştir canım" diyor. Uçak da "O zaman bizimde gitmemiz gerekir hep beraber" karşılığını veriyor. Yaşer, "Yani bir askeri ihtilal olursa kurtarır. Artık bir tek o kaldı onu yaparlarsa yoksa bitmiştir" diyor. Uçak ise "Evet o olacak herhalde" diye cevap veriyor. ÇYDD'ye 13 Nisan 2009'da operasyon düzenlenmiş ancak Yaşer yurtdışında olduğu için gözaltına alınamamıştı.

Kaynak: Yeni Şafak

Devamını BURADAN okuyun...>>>



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License