Nerden başlayalım? Allah sizi kahretsin mi diyelim?
Önder Aytaç&Emre Uslu/Taraf
Yüreğimiz yanıyor, içimiz acıyor. Baştan belirtelim bu yazının önü, arkası, sonu, düşünce silsilesi, yapısı ve bağlamı yok. Aklımıza geldiği gibi yazıyoruz. Bu nedenle de bu yazıdan herkes nasibini alabilir. Kimse kusura bakmasın...
Önce şu terör uzmanlarından başlayalım: Artık kanın üzerinden para kazandığınızın farkına varın. Her terör eyleminden sonra televizyon ekranlarına birer kusmuk gibi yapışıp, millete akıl veriyorsunuz da siz aktif görevlerdeyken ne yaptınız / neleri yapmadınız, yapamadınız onu tüm gerçekleri ile anlatın. Bir otuz yıldır bu terör denen illet var ve bir otuz yıldır aynı mavalları dinliyoruz sizden. Hiç mi utanmanız sıkılmanız yok? Otuz yıldır insanlar ölüyor. Türk olsun, Kürt olsun söylediğiniz hiç bir sözün kıymeti harbiyesinin olmadığını, önerdiğiniz çözümlerin bir işe yaramadığını ne zaman anlayacaksınız? Otuz yıldır bu ülkede terör var, terörle mücadele var, bu mücadelenin gramerini yazan sizler varsınız. Birader utanma yok mu sizde. Bunca genç her Allahın günü ölüyor ve siz halen “Bu saldırıda 23 terörist öldü ve bu PKK için başarı değil. Bunun biraz olsun acılarımızı hafifletmesi için kullanılması gerekir diye düşünüyoruz. Kamuoyu ölen askerlerimizin sayısına değil, öldürülen terörist sayısına dikkat etmeli,” diyebiliyorsunuz. Çekirge mi ölüyor / öldürülüyor bu savaşta. Eli öpülesi anaların yüreklerine ateş düşüyor ve siz bu çocukları rakam olarak, istatistikî veri biçiminde görmeye, PKK ölülerinin kullanılması gerektiğinin altını çizmeye çalışıyorsunuz. Ölüm nedir farkında mısınız? Bir anne bir baba geceler boyunca uyumayıp, sevgiyle büyüttüğü o gencecik bedenleri, en verimli çağında toprağa veriyor. Sizler bu ölümler üzerine terör stratejileri attırıyorsunuz. O ölümün soğukluğunu hiç hissettiniz mi? Olanca soğukluğuyla o ölümün düştüğü ocakları yaktığının farkında mısınız? Ne utanmaz bir açıklamadır bu ki; PKK da bizden çok kayıp verdi diyebiliyorsunuz? Sizce ölüm nedir? İşte tam da bu anlayış nedeniyle bu savaş bitmiyor ve böyle giderse asla da bitmeyecek... Sizler gibi terör uzmanı olan bir ülkenin böyle de terörle mücadele stratejisi olur. Sizlere de yazıklar olsun!..
Bir diğeri, hem de bu ülkede en hassas noktalarda görevler yapmış bir başkası da; “İstihbaratınız ne kadar güçlü olursa olsun, yüzde 100 terör eylemlerinden haberdar olamazsınız” buyuruyor. ‘Hade be, artık yeter defolun gidin’ diyesimiz geliyor... Yaptığın açıklamanın ölen insanların yüreğinde yeri var mı? Bu nasıl bir adamlıktır ki böyle konuşuyorsunuz. Siz şu linkte (http://video.google.com/videosearch?q=Kanal+D+PKK+goruntu&hl=en&emb=0&aq=-1&oq=# ) görülen görüntünün hesabını sorabiliyor musunuz? Hani Mayıs 2008’de aynı karakolu basan teröristlerin baskın hazırlıklarını Amerikalıların uzay aracından çektiği görüntüler Kanal D’de yayınlanmıştı. Millet ‘bunlara neden müdahale edilmedi’ diye soramadan yayına yasak koydurtuyordunuz. O yasağa itiraz edebilmiş miydiniz? O görüntülerin hesabını sormadığımız / soramadığımız için bugün bu olay başımıza geldi. Var mı cesaretiniz sorumluları istifaya çağırmak için.
Böylesi aptal bir durumun bir tane sorumlusu yok ki. Madem hiçbir şey soramıyoruz, son bir yıl içinde dört defa baskın düzenlenen bu karakolun durumu ile ilgili hiç bir soruşturma açılmış mıdır? Sorumlu aramayı bir kenara bıraktık artık, bir güvenlik raporu, bir soruşturma tutanağı, bir öneriler ve çözümler metni var mı elinizde? Varsa bunları kamuoyu ile paylaşın da, hiç olmazsa önceki baskınlardan sonra çalışma yapılmış ve ölen çocuklar, şehitlerimiz “pisipisine ölüme gönderilmemiş” diyerek içimizi soğutalım.
Yapılan açıklamaya bakın: “PKK Kuzey Irak’tan ağır silahlarla vurdu. Dolayısı ile oralar, PKK’yı barındıranlar bu işten sorumlu.” Adama sormazlar mı daha önce onlarcasını yaptığınız açıklamalarda “yapılan hava harekâtında PKK’nın silah ve mühimmat depoları imha edildi, örgüt artık toparlanamaz hale geldi” diye yüzlerce hamaset edebiyatı yapılmadı mı? O halde bu ne perhiz ne lahana turşusu. Utanmıyor musunuz bu açıklamayı yapmaya? Daha önceki açıklamalarınızı merkez medyanın yaptığı gibi görmezden gelip çöpe mi atacağız? Diyelim ki attık, bu ülkeye ne yararı olacak o açıklamaların? Onu bunu bırakın. Bize son bir yıl içinde yapılan dört baskınla ilgili ne tür çalışmalar yaptınız? Hangi önlemleri aldınız? Başarısız bulduğunuz yönetici sınıfından hiç bir kimse var mı? Bunları anlatın. Boş laflara karnımız artık tok. Biz de biliyoruz Kuzey Irak terörün yuvası olduğunu. Bir yıldır yaptığınız operasyonlardan sonraki açılamaların ne kadarının doğru olduğunu anlatın bize. Görünen o ki bu terör örgütü koca devletin koca ordusu ile de dalga geçiyor. Gündüz gözüne yedi saat çatışma oluyor ama ortada sonuç yok. İstifa etmeyi düşünen var mı aranızda? Yoksa ben bu makamlara 40 yılda 40 bin takla atarak geldim ölen üç-beş kişi için istifa etmem pişkinliğinde olanlar mı var?
Ne yapalım, mademki başarısızlığı kabul etmeyecekseniz, o halde sorumlulara bari madalyalar verin. Yapmadığınız bir şey değil nasıl olsa. Dağlıca komutanına da, 27 Nisan muhtıracısına da madalyalar vermediniz mi? Bu son skandalın sorumlularına da madalyalar verin olsun bitsin...
İçimiz çok ama çok yanıyor. ‘Sussan gönül razı değil / Söylesen tesiri yok.’
0 yorum: