27.2.11

ERBAKAN HAKKA YÜRÜDÜ

Necmettin Erbakan Vefat Etti

Milli Görüş lideri 54. Hükümet Başbakanı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, vefat etti.
Alınan bilgiye göre, sol ayak damarlarındaki iltihaplanma nedeniyle uzun zamandan beri özel Güven Hastanesinde tedavi gören Milli Görüş lideri 54. Hükümet Başbakanı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Erbakan, öğle saatlerinde yaşamını yitirdi.

Erbakan'ın cenazesi 1 Mart 2011 Salı günü İstanbul Fatih Camiinde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından İstanbul Merkez Efendi'deki aile kabristanlığına defnedilecek.Erbakan'ın ölüm nedeni kalp yetmezliği

Ankara Güven Hastanesi Başhekimi Dr. Tevfik Ali Küçükbaş, eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın kalp yetmezliği yüzünden hayatını kaybettiğini açıkladı. Küçükbaş, yaptığı yazılı açıklamada, Necmettin Erbakan'ın, 19 Ocak 2011 tarihinde kalp rahatsızlığı sebebiyle hastanelerine yatırıldığını, uygulanan tüm tedavilere rağmen kalp hastalığının ilerlediğini kaydetti.

Küçükbaş, pazar sabahında vücut fonksiyonlarının tam desteğe alınması gerektiğini, tüm yaşam desteklerinin uygulanmasına rağmen saat 11.40'da kroner arter hastalığı ve kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Hamidiye Camii'nde sela okutuldu

Vefat eden eski başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın başkanlığını yaptığı Saadet Partisi Genel Merkezi'nin yanındaki Hamidiye Camii'nde selâ okutuldu.

Öğle namazının hemen ardından selâ okunan cami, kamuoyunda Erbakan Hoca'nın Camii olarak tanımlanıyordu. Hamidiye Camii, Necmettin Erbakan'ın özellikle her cuma namazlarını kıldığı camiydi.

SP İstanbul İl Başkanlığı'nda hüzün hakim

SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın ölüm haberi ile birlikte İstanbul il başkanlığına hüzün çöktü.

Cevizlibağ'da bulunan İstanbul il teşkilatında bir araya gelen partililerin gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Televizyondan Milli Görüş'ün lideri Erbakan için okunan Kur'an-ı Kerim dinleyen partililerin oldukça üzgün oldukları gözlendi.

İstanbul İl Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, Milli Görüş'ün 42 yıllık liderini kaybettik. Çok üzgünüz. Kendi içlerinden çıkanlar lider oldu ancak o bir türlü anlaşılamadı." diye konuştu.
ERBAKAN NE ZAMAN DEFNEDİLECEK?

Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın cenaze namazı 1 Mart Salı günü İstanbul Fatih Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak. Erbakan, cenaze namazının ardından Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedilecek.


Recai Kutan, Güven Hastanesi'nde yaptığı açıklamada, Erbakan'ın cenazesinin 1 Mart Salı günü İstanbul'da defnedileceğini açıkladı. Kutan, Erbakan'ın cenaze namazının salı günü öğle namazını müteakip Fatih Camii'nde kılındıktan sonra naaşının Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedileceğini söyledi.

Erbakan'ın Son İsteği: Resmi Tören Olmasın

Hayatını kaybeden SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, ölümünden sonra kendisi için resmi tören yapılmaması konusunda ailesine vasiyet ettiği belirtildi. Erbakan'ın hayatını kaybettiği Güven Hastanesi'ne partili ve çeşitli partilerden siyasilerin ziyaretleri sürüyor. SP Genel Başkan Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk yaptığı açıklamada; ailesiyle yapılan görüşmelerde Ankara'da resmi bir tören yapılmayacağını bildirdi. Gazetecilerin, "Erbakan'ın vasiyeti miydi" şeklindeki sorusuna Asiltürk, kendi vasiyeti olduğunu ve sade bir tören istediğini söyledi.

Ankara'da Tören Yapılmayacak

Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan için Ankara'da cenaze töreni yapılmayacağı öğrenildi. SP yöneticilerinin yaptığı açıklamaya göre, Erbakan için Ankara'da tören yapılmayacak. Erbakan cenazesi, Salı günü İstanbul Fatih Camii'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazıyla Merkez Efendi Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

ERBAKAN İÇİN GELEN BAŞSAĞLIĞI MESAJLARI

Vefat eden Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan için başbağlığı mesajları gelmeye başladı. İşte o mesajlar:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül

“Eski Başbakanlardan, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatını derin bir teessürle öğrendim. Büyük bir devlet, siyaset ve bilim adamını kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Aziz milletimizin başı sağolsun.

Türk siyasetinin en önemli simalarından biri olan Necmettin Erbakan, bilgisi, birikimi, kişiliği, tecrübesi, ilkeleri, mücadele azmi ve unutulmaz hizmetleri ile halkımızın sevgisini ve takdirini kazanmış, örnek bir liderdi.

Siyasette bulunduğum dönemde yakından tanıma ve uzun süre birlikte çalışma mutluluğuna eriştiğim Necmettin Erbakan, hiç şüphe yoktur ki, yakın tarihimize damgasını vurmuştur.

Hayatı boyunca üstlendiği tüm görevlerde millete hizmet etmeyi her şeyin üstünde tutan Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Türkiye’nin her alanda gelişmesine ve kalkınmasına değerli katkılarda bulunmuştur.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı daima sevgi, saygı ve şükranla yadedeceğiz. Kendisine Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, milletimize, Saadet Partisi camiasına ve tüm sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum."

Gül'den Fatih Erbakan'a Telefon

Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Necmettin Erbakan'ın oğlu, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Fatih Erbakan'ı arayarak taziye mesajı verdiği de öğrenildi.

Erdoğan: Her daim kendisini şükranla yadedeceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan için başsağlığı diledi. 54. hükümetin Başbakanı Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan hakkın rahmetine yürüdü. Türkiye önemli hizmetler kazandırmış. Kendisine mümtaz bir yer edinmiş. Ayrıca ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adamış bir ilim adamı. Şahsı ve mücadelesi ile bir insan olarak bir hoca olarak güzel bir örnek teşkil etti. Mekanı cennet olsun. Allah ondan razı olsun. Mücadeleci kişiliği ile her daim kendisini şükranla yad edeceğiz. SP ve Ülkemizin başı sağ olsun. Bir kez daha kendisine Allah'dan rahmet diliyorum.

Kılıçdaroğlu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın siyaset dünyasının çınarlarından biri olduğunu belirterek, Erbakan'ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu bildirdi.

CHP'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Erbakan'ın vefat haberini Eskişehir yolunda aldı.

Erbakan'ın ölümünden derin üzüntü duyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Siyaset dünyamızın çınarlarından biriydi. Ölümünden büyük üzüntü duydum. Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a rahmet, Erbakan ailesine, Saadet Partisi yöneticileriyle, üyelerine, siyaset dünyasına ve Türkiye'ye başsağlığı diliyorum.''

Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a Allah'tan rahmet, Türk Milleti ve Milli Görüş mensuplarına baş sağlığı diledi.

Aydın'ın Ortaklar ilçesinde belediyenin toplu açılış törenine katılan Bahçeli, Ortaklar'ın MHP'yi uzun yıllardır bağrına bastığını ifade etti.

Bahçeli, MHP'nin kazandığı belediyelere ziyaretlerini sürdürdüklerini belirterek, ''Bu geziler sırasında görülmekte ki kıt imkanlarla, azim ve kararlılıkla, halkına neyi vaat etmişse onu yerine getiren yöneticilik anlayışıyla MHP'nin kazandığı belediyelerde üstün başarılar gözlemlenmekte''dedi.

Taner Yıldız: Türk siyaset tarihinin önemli simalarından birisiydi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın Türk siyaset tarihinin en önemli simalarından birisi olduğunu söyledi. Yıldız, gazetecilere yaptığı açıklamada, Erbakan'ın dürüst bir siyasetçi kimliği ortaya koyduğunu dile getirdi.

Faruk Nafiz Özak: Çok değerli bir insandı

Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın ölümüne ilişkin, ''Çok değerli bir insandı, çok centilmen bir insandı. Türk siyasi hayatına çok önemli hizmetleri oldu. Kaybımız ve acımız büyük. Kendisine Allah'tan rahmet ailesine başsağlığı diliyorum'' dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Görme'den başsağlığı mesajı

Başkan Görmez mesajında şu ifadelere yer verdi: "Saadet Partisi Genel Başkanı ve sabık Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatını büyük bir tessürle öğrenmiş bulunmaktayım. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a sonsuz rahmet, çocuklarına ve sevenlerine sabırlar vermesini Cebab-ı Hak'tan niyaz ediyorum."

Numan Kurtulmuş: Kaybımız ve acımız büyük

Kurtulmuş, mesajında, "Türkiye'nin ve İslam Dünyasi'nın yarım asırlık siyasi tarihine damgasını vurmuş Muhterem Necmettin Erbakan'a Allah'tan rahmet diler. Miletimize ve tüm İslam dünyasına başsağlığı dilerim. Aziz Milletimiz kendilerini her zaman minnet ve şükranla anacaktır." dedi.


Recai Kutan: Son ana kadar ülke sorunlarını konuştuk

"Hayatının her döneminde ülkeye ve İslam alemine hizmet düşünüyordu." diyen Kutan "Dolayısıyla bu seçim meselesiyle de ne yapılacak ne olacaklar inşallah gerek Türkiye gerek İslam alemi hatta insanlık alemi en kısa zamanda kurtuluşa varacak bunlar üzerine kafa yoruyordu. Genellikle bunlar üzerine konuşuyorduk. Vefat ettiğinde çocukları yanındaydı. Fevkalade üzgünler tabi ama tevekkülle karşılıyorlar."

Abdullatif Şener: Siyasette başlı başına bir ekoldü

Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdullatif Şener, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Necmettin Erbakan'ın siyasette başlı başına bir ekol olduğunu söyledi. Erbakan'ın, Türk siyasi hayatanın önemli isimlerinden olduğunu dile getiren Şener, "Yakınlarının, sevenlerinin ve milletimizin başı sağolsun." dedi.


Selahattin Demirtaş: Ölümünden büyük üzüntü duydum

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Necmettin Erbakan'ın vefatından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Allah rahmet etsin. Ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum." dedi.

Suat Kılıç: Derin izler bırakan önemli bir şahsiyetti

AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntü duyduklarını belirtti. Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın Türk siyasetinde derin izler bırakan çok önemli bir şahsiyet olduğunu söyledi.

Salih Kapusuz: Türkiye önemli bir liderini kaybetti

SP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, eski çalışma arkadaşlarından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, duygularını; "Türkiye Önemli bir liderini kaybetti" sözleriyle dile getirdi. Kapusuz, "Önemli bir şahsiyetti, ülkesine hizmet etmiş, siyasi çalışmaları herkes tarafından bilinen önemli bir siyaset adamı önemli katkıları olan, hayırla ve minnetle anılacak" dedi.

Şeref Malkoç: Büyük üzüntü içindeyiz

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın vefatından derin üzüntü duyduklarını söyledi. Malkoç, seçimler öncesinde partisinin Kocaeli teşkilatı ile Antik Kapı Restoran'da sabah kahvaltısında bir araya geldi. Malkoç, seçimlerle ilgili partililere bilgi vermesinden sonra kahvaltı masasına geçti. Bu esnada gelen telefondan sonra Malkoç'u derin bir sessizlik kapladı. Vefat haberinin bildirilmesinden sonra partililer, topluca, Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın ruhuna Fatiha okudu. 'Erbakan'ın, vefat etmesinden dolayı büyük üzüntü yaşayan HAS Partililer, gözyaşlarını tutamadı. Ağlayan partililer, birbirlerine sarılarak baş sağlığı diledi.

TFF, Erbakan için başsağlığı mesajı yayınladı

Futbol Federasyonu, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Futbol Federasyonu'nun internet sitesinden yayımlanan mesajda, ''Türkiye Futbol Federasyonu, merhum Erbakan'a tanrıdan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diler'' denildi.

Fenerbahçe Kulübü'nden başsağlığı mesajı

Fenerbahçe Kulübü, eski Başbakan ve Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın vefatı nedeniyle başsağlığı mesajı yayımladı. Kulübün resmi internet sitesinden yayımlanan mesajda, Necmettin Erbakan'ın hayatını kaybettiği duyurulurken, ''Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesi ve yakınlarına başsağlığı dileriz'' denildi.
NECMETTİN ERBAKAN'IN ÖZGEÇMİŞİ

Necmettin Erbakan, (d.29 Ekim1926, Sinop). Türkiye Cumhuriyeti'nin eski milletvekili ve başbakanı. Mühendis, akademisyen, siyasetçi.

Sinop Kadı Vekili Mehmet Sabri ile Kamer Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Baba tarafı Adana'nın Kozan ilçesinin tanınmış ailelerinden. İlk öğrenimine Kayseri'de başlamasına karşın babasının tayin olması dolayısıyla Trabzon'da tamamladı. İstanbul Erkek Lisesini birincilikle bitirdi . Üniversiteye sınavsız girişi hak kazanmıştı ancak. Sınava girmeyi tercih etti ve birinci sınıftan değil ikinci sınıftan öğrenime başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi'nden 1948 yılında mezun oldu. Teknik üniversitedeki sınıf arkadaşları arasında Süleyman Demirel ve Turgut Özal da vardı. Fakülte'ye 2. sınıftan başlamıştı. Aynı yıl aynı yerde "Motorlar Kürsüsü"nde Asistan oldu.(1948-1951)

Üniversite tarafından 1951'de gönderildiği Almanya'da Reinisch Westfalische Technische Hochschule Aachen: RWTH Aachen (Aachen Teknik Üniversitesi)'da doktorasını yaptı. Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi'nde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı ve Alman Üniversiteleri'nde doktorasını verdi, 1953'de Doçentlik sınavını vermek üzere İstanbul'a döndü. 27 yaşında 1954'de İTÜ'de Doçent oldu. Araştırmalar yapmak üzere tekrar Federal Almanya'nın Deutz fabrikalarına gitti. Leopard tanklarını geliştirme çalışmasında araştırma başmühendisi olarak görev aldı (1951-54). Mayıs 1954-55 arasında askerlik yaptı. Tekrar Üniversiteye döndü. 1956-1963 arasında 200 ortaklı ilk yerli motoru üretecek olan Gümüş Motor'u kurdu ve Motor üretimini gerçekleştirdi. 1965'te Profesör unvanlarını aldı. 1967'de TOBB Genel Sekreterliği'ne seçildi. Aynı yıl Nermin Erbakan'la (1943-2005) evlendi.
1969'da Adalet Partisi'nden milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için, Konya'dan bağımsız aday oldu ve iki milletvekili seçtirecek oy alarak milletvekili seçildi. 1970'de Milli Nizam Partisi'ni kurdu, ancak parti kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. 11 Ekim 1973'de MNP kadrosuyla Milli Selamet Partisi'ni kurdu. 1974-1978 döneminde üç ayrı kaolisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı. 1973 seçimlerinde Milli Selamet Partisi 48 milletvekili çıkardı.Bu dönemde, Kıbrıs Harekâtı'nın yapılmasını savundu, harekattan sonra adanın tamamının ele geçirilmesini savundu. Fakat Ecevit bu görüşte değildi. 17 Kasım 1974'de hükümet dağıldı. Daha sonra 1977 seçimlerinde Milli Selamet Partisi yarı yarıya oy kaybederek 24 milletvekili çıkardı.

12 Eylül'de bir süre İzmir Uzunada'da gözaltında tutuldu. 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak ' suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981'de serbest bırakıldı ve beraat etti.

1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. 1987'de halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi'ne daha sonra genel başkan seçildi. 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili oldu.

Refah Partisi 1995 seçimlerinde 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYP-ANAP koalisyonu başarısız olunca DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı. Koalisyon hükümeti Başbakanı olarak görevde olduğu 1996-1997 arası bir yıllık dönemde Türkiye ekonomisi %7.5 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 11.96'sınden binde 12.37'sine yükselmiştir. Yaptığı çeşitli reformlar arasında, kamu kuruluşları arasında havuz sisteminin kurulması ve gelişmekte olan halkın çoğunluğu Müslüman ülkelerden 8 tanesini biraya getiren D8 oluşumu gösterilebilir. Post-modern darbe ile Erbakan istifa etmek zorunda bırakılmıştır.

21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve RP kapatıldı. Kurucusu olduğu Milli Görüş Hareketi'nin 2001 yılında bölünmesinden sonra Erbakan'ın da desteklediği Recai Kutan başkanlığındaki Saadet Partisi'ni kurdu. Daha sonra partinin genel başkanlığı yürüttüyse de siyasi yasağı nedeniyle görevi bıraktı ve cezası kalkınca da sağlık problemleri nedeniyle göreve dönemedi. Hakkında açılan kayıp trilyon davasından sonra ev hapsi cezası aldı, fakat Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sağlık sorunları nedeniyle affedildi.

17 Ekim 2010'da tekrar kendi kurduğu Saadet Partisi'nin genel başkanlığına geldi.





aktifhaber.com

Devamını BURADAN okuyun...>>>

21.2.11

GÖLCÜK'ÜN SES KAYDI

Gölcük Belgelerinin Ses Kaydı

Dz. Astsb. Bçvs. Erdinç Yıldız ve Ertunç Yıldız'a ait olduğu iddia edilen bu ses kaydı, Gölcük Donanma Komutanlığı'nın gizli bölmelerinde ortaya çıkan Balyoz belgeleri hakkında herşeyi ortaya koyuyor...
6 Aralık'ta Gölcük Donanma Komutanlığının gizli bölmelerinde Savcıların ve askerlerin eşliğinde yapılan aramada Balyoz darbe planı ile ilgili pek çok yeni belgeye ulaşılmıştı.

Gölcük'te ortaya çıkan yeni deliller sonrası Balyoz sanığı 163 asker geçtiğimiz günlerde tutuklanmıştı.

Bu tutuklamalar sonra hem sanıklar hem de sanık avukatları bu Gölcük'te ortaya çıkan belgelerin uydurma olduğunu ve sonradan oraya konduğu iddia etmişti.

Ancak dailmotion.com'da düşen iki ses kaydı tüm bu iddiaları çürütecek cinsten.

İşte Gölcük Donanma Komutanlığı'nda gizli bölmelerindede ortaya çıkan 'Balyoz Darbe Planı' ile ilgili belgelerin itiraf edildiği ŞOK ses kaydı.Gölcük Donanma Komutanlığı'nda el konulan belgelerle ilgili ortaya çıkan bu ses kaydının Deniz Astsubay Başçavuş Erdinç Yıldız ve Ertunç Yıldız'a ait olduğu iddia ediliyor. İşte ele geçirilen o belgelerle ilgili çarpıcı itiraflar....











İŞTE SES KAYDININ DÖKÜMÜ

Erdinç Yıldız: Dün işte Emniyet müdürlüğüne gittik şu çıkan şeylere ne deniyor ona açılıyor ya şeyler işte onun için gittik. Tahmin edebiliyorsundur sende az çok, adamlara yıllardan beri şey yaptık kimsenin şeyinde olmadı.
Ertunç Yıldız: Biliyorum abi orda zaten hep konuşuyorduk bazı şeyleri, döndü dolaştı patladı işte. Senlik bir durum yok demi
Erdinç : Ya abi benlik bir durum yok o malzemeleri biliyoruz zaten yıllardan beri kalan şeyler, altta olduğunu zaten herkes biliyo, bilmiyom diyende yok.
Ertunç: Şeydemi bu istihbarat kısmında
Erdinç : He istihbarat kısmında bildiğimiz yerde işte o zeminde. Ya bu kadar gerizekalılık olurmu ya. Güler misin ağlar mısın ya komedi tam
Ertunç: Abi bilmiyomki ya ben zaten olayı duydum direk zaten kafada çizdim ulan dedim ya ne gerizekalı böyle bişey olamaz dedim ya.
Erdinç: Ya böyle bişey olamaz dedin dimi bizde öyle diyoz ama adamlara dedik bunlar ne olacak çözümünü bulun diyoruz adamlarda kimsenin umrunda değil şey değil, lay lay lom
Erdinç: Ya o şeydi 2008 yılıydı demi abi sen hatırlıyor musun yılını, o şeyler kaldırıldı bir sürü şey çıktı alttan.
Ertunç: Tabi canım ne biliyim yılını hatırlamıyomda, sen ifade muhabbetine mi gittiniz oraya siz
Erdinç: Yok ya işte çıkan malzemeleri açmaya, şimdi orda kapattılar ya, orda kapatınca şey olmasın yani açılırken sanki bir şeyler koydu falan denmesin diye
Ertunç: Şey binbaşı nerde şimdi Kemalettin
Erdinç: Kemalettin binbaşım evinde
Ertunç: Ha şey yok ben oraya geldiler de ne biliyim aldılar götürdüler diye zannettim düşündüm yani
Erdinç: Ha yok yok abi bilmiyom tabi daha sonra ne olacak işlemlerde
Erdinç : Şimdi orda şimdi savcı diyor ki bu diyor kurumun malı mı diyor, ben kurumun malıysa bak ben el koymieam diyo herkes böyle bakıyor, ses çıkaran yok
Ertunç : Kimse bilmiyomu kurumun malı olup olmadığını
Erdinç : Bilmeyen varmı sence yani
Ertunç : Kemalettin ne diyo
Erdinç : Kemalettin yoktu zaten o anda da, Cem işte böyle bakıyo salak salak halbuki Cem'le daha yeni konuşuldu yani, müdüre gitmiş ya bunları ne yapacaksanız yapın burda durmasın bunlar falan demiş, müdür biliyo orda olduğunu. Ya Cem bana söyledi ama ben ne yapayım şimdi bunlan falan diyo. O akşam böyle bakıyo sanki herşeyi ilk defa görmüş gibi o nasıl olur falan diyo salak salak böyle hareketler yapıyo. Uzaydan gelmiş gibi sanki hiçbişeyden haberi yokmuş gibi. Böyle garip garip şeyler yani anlayacağın. Ya kurumun malı dense, üzerinde yazıyor istihbarat IKK şubeye aittir diye kimsenin sesi çıkmıyor. Kurumun malı mı diyor herkes böyle bakıyor.

Ertunç : Emniyete mi gitti onların hepsi
Erdinç : Onların hepsi şeye gitmiş abi askeri savcıya
Ertunç : Eee asıl bomba şimdi patlayacak abi
Erdinç : Tabi abi asıl bomba şimdi patlıyacak, onlar çıkınca ne varsa ne yoksa içlerinde. Yani az çok tahmin edebiliyoz içlerinde ne olduğunu
Ertunç: Ya tabii ki tahmin edebiliyoruz abi. Ya sakalımız yok Erdinç sakal sakal o yüzden sözümüzü kimse dinlemedi yani. Bi sen biliyorsun oradaki o mevzuları bi ben biliyorum yani mevzuları ulan orya koy buraya koy ne yapacaksın
Erdinç : Ya ne yapacaksanız yapın halledin yani
Ertunç : Hayır bide internette okudum direk savcıya mail gitmiş
Erdinç : Ha mail gitmiş savcıya
Ertunç : Ya internette öyle okudum, oranın gizli bölmeleri falan var. Gizli bölme mölme falan herkes biliyor donanmada her yerde var ondan dedim ya. Yapacak bir şey yok yani
Erdinç: Yapacak bişey yok yani şuan için

Ertunç: Yapacak bişey yok yani
Erdinç : Yapacak bişey yok yani şuan için
Ertunç: Yani bi sıkıntı olursa herkesin bildiği gibi bizimde katkımız olursa bildiğimiz şeyleri söyleriz yani problem değil
Erdinç: Ya şöyle ben şöyle dedim bugün adli müşavir çağırdı dedi biliyomuydun dedi burda şey olduğunu dedim ben biliyodum dedim ondan sonra dedim Cem binbaşı biliyodu dedim. Eski görev yapan personelde biliyodu dedim yani sizin tek tek isminizi söylemedim de eski görev yapan personelde orda çıkanları biliyodu dedim orda bişey konduğunu dedim. Ondan sonra bir ara bizim odada durdu çuvallarla durdu açıkta dedim. Ondan sonra tekrar geri gitti oraya dedim.
Ertunç; Onu oraya verdikten sonra tekrar geri mi öbür tarafa gitti onlar gitmişti bir ara
Erdinç: Oraya verdikten sonra mı
Ertunç: Evet ben çıkardım verdim ya size
Erdinç: Evet sen çıkardın verdin sonra tekrar onlar oraya geri gitmiş. Ondan sonra Cem binbaşı tekrar çağırdı beni ya dedi bunlar dedi alın burdan ne yapacaksanız yapın falan dedi. Dedim bana ne söylüyon dedim ya benim mi onlar dedim bana ne söylüyosunuz dedim ben, ondan sonra Kemalettin’e diyor ki ya o zaman koyalım şöyle bi yerde dursun diyo bana.
Ertunç: Ya ne geri zekalı adam ya
Erdinç: Müdüre söyledim diyor müdür şey yapmadı bana ne diyor o da müdür ilgilenmiyorsa ben mi ilgilenecem dedi.
Ertunç : Müdür niye ilgilenecek müdürün ne alakası var ya
Erdinç: Müdürün bir alakası yok ama e azından şube müdürü abi yani olay ne var senin şubenle ilgili bir şey var dimi çağır bakalım adamı sor de kardeşim bunlar de neyin nesi de yani sor ne biliyim o da uzaylı gibi baktı yani
Ertunç: Ha müdür ilgilenmiyor diyen kemal değil Cem'mi?
Erdinç: Kemal Kemal müdür ilgilenmedi dedi
Ertunç: İyide sen ilgilenmezsen müdür niye ilgilensin yani dangalak
Erdinç: Hah yani onu bilen sensin yani neyin ne olduğunu bilen sensin sen kullanmışın malzemeleri yıllardan beri Ertunç: Adam gidip anlatacak söyleyeceksin ki ona göre ne yapacaksa yapacak bir çaresine bakacak yani. Erdinç: Ben normalde şey yaptım yani ifademi bugün verdim adli müşavire dedim ben 2007 yılının dedim ağustos ayında katıldım dedim. Katıldığımdan dedim bir ay içerisinde böyle bir adam geliyordu dedim odaya dedim. Bana Kemalettin binbaşı müsaade eder misin diyordu dedim. Ben çıkıyordum kim olduğunu da bilmiyordum dedim adamın. Sordum dedim işte Mustafa yüzbaşıya dedim o dedi dedim ya bunlar işte zamanında kullanılmış falan dedi dedim. O adamlar son zamanlan artık bunlar şutlandı.
Ertunç: Şey askeri savcımı yürütüyor bu mevzuyu

Erdinç : Ya idari soruşturma yapıyor adli müşavir soruşturma yapıyor da, yani dedim herhalde onlar kullandı şeyi dedim onların malzemeleri herhalde dedim
Ertunç: Neyse ya boş ver dedim ya canım sıkıldı baya üzüldüm ulan dedim adama yazık oldu adam oralarda emniyet emniyet falan diyince benim aklıma şey geldi Beşiktaş adliyesi bilmem ne falan diye oralardasınız zannettim yani
Erdinç: Ya belki oralara gideriz abi ifade vermeye bilmiyoruz ki şimdi yani
Ertunç: Ya bitek ifade verilmeye gidilsin yani sorun olmazda
Erdinç: Askeri savcılıkta olsa olay biliyosun yani bi tane kurban ararlar genelde o şey olur zaten hep yukardakiler ben görmedim duymadım der hemen satıverir seni, bizim kurumu biliyosun
Ertunç: Tabi canım, yani o olayın kime geleceği dönüp dolaşıp kime kitlemeye çalışacakları belli zaten askeri savcılıkta.



Kaynak: Dailymotion

Devamını BURADAN okuyun...>>>

12.2.11

BALYOZ'UN TAM LİSTESİ

Balyoz'da tutuklananların tam listesi

''Balyoz Planı'' davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklama ve yakalama kararı verdiği isimler şöyle


Tutuklanan emekli askerler:
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral İbrahim Fırtına
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek
Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık
Emekli Korgeneral Doğan Temel
Emekli Korgeneral M. Yavuz Yalçın
Emekli Korgeneral Engin Alan
Emekli Koramiral A. Feyyaz Öğütçü
Emekli Koramiral Lütfü Sancar
Emekli Tümgeneral Hayri Güner
Emekli Tümgeneral Behzat Balta
Emekli Tümgeneral Tuncay Çakan
Emekli Tümgeneral Taner Balkış
Emekli Tümamiral Ali Deniz Kutlu
Emekli Tümamiral Özer karabulut
Emekli Tümamiral M. Aydın Gürül
Emekli Tuğgenaral. F. Oktay Memioğlu
Emekli Tuğgeneral İzzet Ocak Emekli Tuğgeneral M. Kemal Tutkun
Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri
Emekli Tuğgeneral Halil Kalkanlı
Emekli Tuğgeneral M. Kaya Varol
Emekli Tuğamiral Engin Baykal
Emekli Tuğamiral Hasan Hoşgit
Emekli Kurmay Albay Ümit Özcan
Emekli Albay Erdal Akyazan
Emekli Albay H. Basri Aslan
Emekli Albay Bülent Tunçay
Emekli Albay Mustafa Çalış
Emekli Albay Mümtaz Can
Emekli Albay A. İhsan Çuhadaroğlu
Emekli Albay Yusuf Ziya Toker
Emekli Albay Emin Küçükkılıç
Emekli Albay Mehmet Fikri Kafradağ
Emekli Albay Fuat Pakdil
Emekli Albay Suat Aytın
Emekli Albay Kubilay Aktaş
Emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş
Tutuklanan muvazzaf askerler
Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan
Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu
Korgeneral M. Korkut Özarslan
Korgeneral Ayhan Taş
Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç
Tümgeneral Abdullah Dalay
Tümgeneral Gürbüz Kaya
Tümgeneral Hasan Fehmi Canan
Tümgeneral Salim Erkal Bektaş
Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Ahmet Yavuz
Tümgeneral Halil Helvacıoğlu
Tümgeneral Bekir Memiş
Tümgeneral İhsan Balabanlı
Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz
Tümamiral Ali Semih Çetin
Tuğgeneral Nurettin Işık
Tuğgeneral Kasım Erdem
Tuğgeneral Gökhan Gökay
Tokat Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bulut Ömer Mimiroğlu
Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Aydın
Tuğamiral Turgay Erdağ
Tuğamiral Ayhan Gedik
Tuğamiral Ahmet Türkmen
Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar
Tuğamiral Cem Aziz Çakmak
Tuğamiral Levent Erkek
Tuğamiral Mustafa Karasabun
Tuğamiral Levent Görgeç
Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu
Albay Cengiz Köylü
Albay Cemal Temizöz
Kurmay Albay Murat Özçelik
Albay Ali Rıza Sözen
Albay İlkay Nerat
Albay Veli Murat Tulga
Albay Memiş Yüksel Yalçın
Albay Yüksel Gürcan
Albay Recep Yıldız
Albay Mehmet Yoleri
Albay Namık Koç
Albay İkrami Özturan
Albay Ahmet Küçükşahin
Albay Recai Elmaz
Albay Ahmet Topdağı
Albay Burhan Göğce
Albay Zafer Karataş
Albay İsmet Kışla
Albay Taylan Çakır
Albay Muharrem Nuri Alacalı
Albay Ali Semih Çetin
Albay Nihat Özkan
Albay Levent Erkek
Albay Ali Türkşen
Albay Tayfun Duman
Albay Dora Sungunay
Albay Hasan Gülkaya
Albay Faruk Doğan
Albay Mücahit Erakyol
Albay Ergün Balaban
Albay Hakan Sargın
Albay Hüseyin Özçoban
Albay Mustafa Koç
Yarbay Mehmet Ferhat Çolpan
Yarbay Levent Çehreli
Yarbay Ertuğrul Uçar
Yarbay Ercan İrençin
Yarbay Yusuf Kelleli
Binbaşı Gökhan Çiloğlu
Binbaşı Ahmet Yanaral
Binbaşı Fatih Altun
Binbaşı Erdal Hamzaoğulları
Yüzbaşı Hüseyin Polatsoy
Yüzbaşı Hüseyin Topuz
Üsteğmen Ahmet Şentürk
Doğan Fatih Küçük
Dursun Tolga Kaplama
Fatih Uluç Yeğin
Hakan İsmail Çelikcan
Ahmet Necdet Doluel
Hasan Hakan Dereli
Fatih Musa Çınar
Aytekin Candemir
Kemal Dinçer
Barbaros Kasar
Soydan Görgülü
Şafak Duruer
Utku Arslan
Cemalettin Bozdağ
Kıvanç Kırmacı
Kahraman Dikmen
Ahmet Tuncer
Hakan İsmail Çelikcan
Yaşar Barbaros Büyüksağnak
Cemal Candan
Taner Gül
Mehmet Kemal Gönüldaş
Orkun Gökalp
Bora Serdar
Behçet Alper Güney
Sırrı Yılmaz
Mahkemede, Albay Dursun Çiçek'in tutuklama kararının yüzüne okunmasına karar verildi
Haklarında yakalama kararı çıkartılan emekli ve muvazzaf askerler
Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan
Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Ergin Saygun
Korgeneral Nejat Bek
Tuğgeneral Hakan Akkoç
Emekli Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy
Emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa
Albay Mustafa Önsel
Albay Nihat Altınbulak
Albay Hanifi Yıldırım
Albay Hasan Nurgören
Albay İbrahim Koray Özyurt
Albay Soner Polat
Emekli Albay Hamdi Poyraz
Yarbay Yunus Nadi Erkut
Yarbay Meftun Hıraca
Yarbay Mehmet Ferhat Çolpan
Yarbay Bahtiyar Ersay
Binbaşı Refik Hakan Tufan
Binbaşı Mustafa Yuvanç
Binbaşı Gökhan Murat Üstündağ
Üsteğmen Erdinç Atik
Astsubay Halil Yıldız
Astsubbay Erhan Kuraner
Astsubay Abdurrahman Başbuğ
Astsubay Harun Özdemir
Astsubay Mehmet Alpar Şengezer
Astsubay Murat Ataç
Astsubay Nedim Ulusan
Astsubay Ali Demir

zaman.com.tr

Devamını BURADAN okuyun...>>>

MÜBAREK GİTTİ

Mısır'da bir devrin sonu

Tunus'tan esmeye başlayan değişim rüzgârı, Mısır'da 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimini sona erdirdi. Mübarek, ülkede 18 gündür devam eden protesto gösterilerinin ardından dün istifa etti. Mübarek, perşembe gecesi istifa etmeyeceği yönündeki açıklamasının ardından 24 saat geçmeden görevi bırakmak zorunda kaldı. Başta Kahire'deki Tahrir Meydanı olmak üzere ülkenin dört bir yanında gösteriler düzenleyen halk, istifa haberi üzerine sokaklara dökülerek Mübarek'in gidişini kutladı.


Tunus'un ardından Mısır'da da halk büyük bir tarih yazdı; 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejimine son verdi. Devlet başkanlığı yetkilerini Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin başkanı olarak Savunma Bakanı Muhammed Tantavi devraldı. Açıklamadan hemen sonra iki gündür göstericilerin kuşatması altında bulunan Cumhuriyet Sarayı'na giden Tantavi, göstericilere teşekkür etti.İstifa haberinin duyulmasıyla birlikte başta günlerdir gösterilere sahne olan Tahrir Meydanı olmak üzere ülkenin dört bir yanında milyonlarca insan sevinç gözyaşlarıyla sokaklara ve meydanlara akın etti. "Halk, Mübarek rejimini devirdi" sloganları atıldı. Kahire'yi terk eden Mübarek'in ise Şarm el Şeyh'e gittiği belirtiliyor. Uluslararası medya, Ortadoğu için büyük önem taşıyan istifayı, flaş haber olarak duyurdu.

Mübarek'in önceki akşam beklentilere rağmen istifa etmek yerine yetkilerini devredeceğini açıklaması büyük hayal kırıklığına yol açmıştı. Milyonlarca Mısırlı dün cuma namazından sonra ellerinde bayraklarla Tahrir Meydanı'na koştu. Mübarek'in önceki gün yaptığı ve geçiş sürecini yöneteceği yönündeki açıklamaya sert tepki gösteren halk, Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman aleyhine de sloganlar attı. Binlerce kişi tanklar ve tel örgülerle korunan Kahire'deki Cumhuriyet Sarayı'nın önünde toplanırken, göstericiler 400'den fazla tank ve zırhlı aracın çevirdiği Tahrir Meydanı'nın hemen yanı başındaki Televizyon Binası'nın önünü karargah haline getirdi.

Göstericilerin saraya yürümesi üzerine Mübarek ve ailesinin kenti terk ettiği bildirilirken, günlerdir beklenen açıklama akşam saatlerinde geldi. Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman, Hüsnü Mübarek'in istifa ettiğini, devleti yönetme konusunda, Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'ni "görevlendirdiğini" açıkladı. Halk bu açıklamanın ardından sevinç kutlamalarına başladı.

Daha sonra ordudan yapılan açıklamada askerin meşru bir hükümetin yerini almayacağı, yeni yönetimin kurulması için Mısır halkının istekleri doğrultusunda alınacak önlemler konusunda daha sonra bir duyuru yapılacağı bildirildi. Açıklamayı okuyan askerî sözcü, Mübarek'in "halkın çıkarları doğrultusunda istifa ettiğini" belirtti. Mübarek'in istifasıyla Mısır'da bundan sonra Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi etkili olacak. Mareşal Tantavi, 1991 yılından beri Savunma Bakanlığı görevinde bulunuyor. 25 Ocak'ta gösterilerin başlamasından sonra Mübarek, halkı sakinleştirmek için kabineyi yeniden şekillendirmiş, Tantavi'ye savunma bakanlığının yanı sıra başbakan yardımcılığı görevi vermişti.

Mısır'ın muhalif isimlerinden Muhammed El Baradey, istifayı "Bugün hayatımın en büyük günü." şeklinde değerlendirdi. Baradey, "Mısır, yıllar süren baskı döneminin ardından özgürlüğüne kavuştu." dedi. Mısır'ın en büyük muhalif grubu Müslüman Kardeşler de, Mübarek'in istifasından ötürü bugünün "zafer günü" olduğunu açıkladı. Grubun üyesi eski parlamenterlerden Muhammed el Katatni, "Mısır halkını ve şehitleri selamlıyorum. Bugün, Mısır halkı için zafer günüdür. Devrimin en önemli hedefine ulaşıldı." dedi. Mısır, istifasının ardından Mübarek'in ülkeyi terk edip terk etmeyeceği ve konumunun ne olacağını tartışmaya başladı. Bu arada İsviçre Dışişleri Bakanlığı, Mübarek'in bu ülkedeki mal varlıklarının dondurulacağını açıkladı.

[Haber Portre] Ortadoğu'nun Berlin Duvarı yıkıldı

Ortadoğu ve Arap dünyasındaki statükonun en güçlü temsilcisi olarak adlandırılan Hüsnü Mübarek (83), halkın günler süren kararlı protestoları sonucu görevini bırakmak zorunda kaldı. 1975 yılında devlet başkan yardımcılığı görevine atanan Mübarek, 14 Ekim 1981'de de Devlet Başkanı Enver Sedat'ın suikast sonucu öldürülmesi üzerine anayasa gereği liderlik koltuğuna oturdu. Eski hava kuvvetleri komutanı olan Mübarek, 1973 tarihindeki Arap-İsrail Savaşı'nda gösterdiği yararlılıktan dolayı da mareşal rütbesine yükseltildi. Sahip olduğu öne sürülen 40-70 milyar dolarlık servete de Mübarek'in bu dönemdeki askerî ihalelerden ulaştığı öne sürülmüştü.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve 2. Ramses'ten sonra Mısır'ı en uzun süre yöneten üçüncü lider olan Mübarek, özellikle ABD yanlısı politikalarıyla dikkat çekti. 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında ABD'nin yanında yer aldığı için büyük askerî yardımlar alan Mısır'ın 14 milyar dolarlık borcu da affedildi. 6 kez suikast girişiminden kurtulduğu öne sürülen Mübarek'e en sansasyonel saldırı girişimi 1995 yılında Etiyopya'da yapıldı. Bu saldırı iddiasından sonra 20 binden fazla Cemaatul İslami mensubu tutuklandı. Halen hapishanelerde 30 binden fazla siyasi tutuklunun bulunduğu tahmin ediliyor.
5 kez 'evet', 'hayır' şeklinde yapılan referandumlarla devlet başkanlığı görevine seçilen Mübarek, ilk kez 2005 yılındaki çok adaylı seçimlerden de yüzde 87 oy alarak koltuğunu korudu. Ancak bu tarihten itibaren başta Mısır olmak üzere tüm dünya, Mübarek'in yerine kimin geçeceğini tartışmaya başladı. Tartışmaların artmasının sebebi de Mübarek'in, yerine oğlu Cemal'i hazırladığı yönündeki iddialardı.

Göreve geldikten sonra Sedat'ın öldürülmesini gerekçe göstererek olağanüstü hal yasalarını yeniden yürürlüğe koyan Mübarek, bu yasaların ışığında ülkede büyük bir baskı rejimi oluşturdu ve özellikle de muhalif partilerin güçlenmemesi için büyük bir çaba sarf etti. Sokak gösterilerini de engelleyen Mübarek, zaman zaman yapılan küçük çaplı gösterileri bile sert polisiye tedbirlerle dağıttı.

Mübarek'i Batı için vazgeçilmez kılan ise İsrail ile kurduğu çok yakın ilişkiler oldu. Mübarek karşıtı gösterilerin başladığı 25 Ocak'tan itibaren Mübarek'in yanında yer alan tek ülke bazı Arap ülkelerinin yanı sıra İsrail oldu. İsrail, Mübarek'in, Ortadoğu barışı için vazgeçilmez bir kişi olduğunu belirtiyordu. ABD'nin İsrail'den sonra en fazla yardımda bulunduğu ülke olan Mısır, Mübarek'le tam anlamıyla ABD'nin yörüngesinde yer aldı ve Washington'la hiçbir şekilde karşı karşıya gelmemeye çalıştı. Arap dünyasının Berlin Duvarı olarak adlandırılan Mübarek'in düşmesinden sonra diğer demokratik olmayan bölge rejimlerinin de kısa süre içinde değişime uğramasına kesin gözüyle bakılıyor.

[Haber İzlenim] Mısır'ın doğum günü

Mübarek'in istifa haberi Tahrir Meydanı'na ulaştığında günlerdir burayı mesken edinen yüz binler bir ağızdan 'Mübarek rejimini devirdik', 'Başardık' sözleriyle haykırıyordu. Ağlayanlar, dans edenler, arkadaşına sarılanlar, kırmızı, siyah, beyaz renkli bayrağını daha da büyük bir gururla dalgalandıranlar... 'Bugün doğum günüm', 'Yeniden doğdum', 'Mısır'ın en büyük günü', 'Mısır halkı başardı'... Bu sözler, mutluluğu ifade eden sözlerden sadece bazılarıydı. 'Bugünü veda cuması ilan etmiştik' diyordu biri ve ekliyordu: 'Öfke cuması' dedik gitmedi, 'terk et cuması' dedik yine direndi, ancak 'veda cuması' onun sonu oldu. Öteki de Mübarek'ten başka bir lider ismi daha duyacağı için mutlu olduğunu ifade ediyordu. Tam 18 gün boyunca Tahrir Meydanı unutulmaz pek çok hatıraya ev sahipliği yaptı. Özgürlük ateşi buradan alev aldı. Mübarek yanlısı çeteler, tonlarca taşı burada onların üzerine attı. Burada kanları aktı. Soğuk ve yağmura aldırmadan burada gecelemişlerdi.

85 milyon Mısırlı, dün geceyi sokakta geçirdi. Sokaklar doldu taştı. Günlerdir korkudan geceleri sokağa çıkamayanlar, ellerinde bayrakları, arabalarıyla sevinç turları attı. Bundan sonra gözler ordunun üzerinde. Günlerdir demokratik değerlere vurgu yapan ve halktan yana bir görüntü çizen ordu, bu politikasını koruyacak mı, yoksa Ortadoğu'nun geleneksel reflekslerine göre hareket ederek Mübarek'in çizgisini bir şekilde devam mı ettirecek? Sokaklardaki coşku sona erdikten ve herkes evine döndükten sonra halk, atılacak adımları çok daha yakından izleyecek. Meydandakiler, eski rejimi çağrıştıracak en küçük bir harekete dahi müsaade etmeyeceğinin altını çiziyor. Dolayısıyla ordunun atacağı yanlış bir adım, halkı tekrar sokaklara dökebilir. Ve ordunun da, iddia edildiği gibi halk ayaklanmasına karşı koyacak bir gücü yok.

Demokratik bir sürecin başladığı Mısır'da artık şu sorunun cevabının bulunması gerekecek: Devlet başkanlığı seçimlerinin yapılacağı eylül ayına kadar ordu, demokrasinin tesis edilmesi için nasıl bir strateji izleyecek?

Mübarek'te ısrar edenler tebrik sırasına girdi

Mısır'da demokrasi gösterilerinin başladığı 25 Ocak'tan bu yana hem dünyayı hem de kendi halklarını "Müslüman Kardeşler" öcüsü ile korkutan Batı, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in istifasından sonra Mısır halkının "zaferini" kutlama yarışına girdi.

Dünyada demokrasi ve insan hakları şampiyonluğuna soyunan Avrupa Birliği, 25 Ocak'tan bu yana çok kötü bir imtihan verdi ve namuslu Batılılar tarafından sürekli "ikiyüzlülükle" itham edildi. Geçen hafta yapılan Münih Konferansı'nda Mısır'da istikrara vurgu yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Mübarek'in gittiği kesinleştikten sonra olayları "tarihi gün" olarak nitelendirdi. Ancak İsrail'in güvenliğine dikkat edilmesi gerektiğini de vurgulamayı ihmal etmedi. Tunus ve Mısır'daki demokrasi hareketlerinin en çok hırpaladığı Fransa ise Mübarek'in düşüşünden hemen sonra 18 gündür sürdürdüğü "İsrail ve istikrar" yanlısı tavrına bir anda son vererek, ülkede bir an evvel hür ve adil seçimlerin yapılması çağrısı yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Mübarek'in düşüşünden bir gece evvel Fransız TV'lerinde yine istikrara vurgu yaparken, Müslüman Kardeşler "tehlikesine" de çaktırmadan işaret ediyordu.



Son dakikaya kadar Mübarek'e istifa çağrısı yapamayan AB'nin üç lideri Konsey Başkanı Herman Van Rompuy, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso ve AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, tarihi anın şanına yakışır şekilde ortak bir açıklama yaparak, Mısır halkının cesaretini "selamlıyordu". 300 kişinin öldüğü 18 gün boyunca pek ortada görünmeyen Avrupalı liderler, dün gazetecilerin internet kutularını Mısır halkını kutlayan mesajlarla doldurdular, TV'lerde görünme yarışına girdiler.

AP'nin üç grubunun liderlerinin hakkını yememek lazım. Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, Mübarek'e istifa çağrısı yapan ilk Avrupalı siyasi lider oldu. Liberallerin lideri Guy Verhofstadt, yaşananların İslam değil, hürriyet devrimi olduğunu söyledi. Yeşillerin lideri Daniel Cohn-Bendit, her zaman olduğu gibi Arap halklarının meşru taleplerinin safında yer aldı. SELÇUK GÜLTAŞLI BRÜKSEL

Ortadoğu'da bayram havası

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in günlerdir süren protestolar sonrasında istifa etmesi, Arap dünyasında sevinçle karşılandı. Birçok Arap ülkesinde halk sokağa çıkarak, Mısır halkının mutluluğuna ortak oldu. Mısır ile sınırı bulunan, Hamas'ın kontrolündeki Gazze Şeridi'nde, Mübarek'in istifa haberini alan Filistinliler sokaklara dökülerek kararı havaî fişeklerle kutladı. Batı Şeria'daki Filistin yönetiminin merkezi Ramallah'ta da yüzlerce kişi, Mübarek'in istifasının ardından sevinç gösterisi yaptı.

Katar'ın başkenti Doha'da binlerce Mısırlı ve Arap, Mısır Milli Marşı'nı okuyarak, "Yaşasın Mısır" ve "Mısır özgür, hırsızlar gitti" diye sloganlar attı. Yemen'de de Mübarek'in istifasını kutlayan binlerce kişi "Dün Tunus, bugün Mısır, yarın Yemenliler zincirlerini kıracak." diye bağırdı. Fas'ın başkenti Rabat'ta da yüzlerce kişi Mübarek'in gidişini ve Mısır halkının "zaferini" sloganlarla kutladı.

Cezayir'de polis gösterilere müdahale etti

Tunus'ta yönetim karşıtı gösterilerin başlamasının hemen ardından olayların sıçradığı komşu Cezayir'de dün bir kişi daha protesto amacıyla kendini yaktı. 36 yaşındaki işsiz ve altı çocuk babası Lütfi Maamir'in kendini yakarak öldürmesiyle, ocak ayı ortasından bu yana ülkede aynı şekilde hayatına son verenlerin sayısı 4'e yükseldi. Tunus'ta rejime yönelik gösteriler bir işsizin kendini yakmasıyla başlamıştı.

Bu arada, bugün Cezayir'de "sistemin değişimi" için büyük bir gösteri hazırlığı yapan muhalif hareket yetkilileri, Mübarek'in düşmesini kutlamak için yapılan spontane gösteriye polisin müdahale ettiğini, bazı göstericilerin yaralandığını ve 10 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Başkent Cezayir'de yapılan gösteride 100 kadar gösterici, "Rejim yıkılsın" ve "Mübarek'ten sonra sıra Buteflika'da" diye slogan attı. Bu arada Suriye'de 2007 yılından bu yana sosyal paylaşım sitesi Facebook ve video paylaşım sitesi Youtube'a giriş yasağı kaldırıldı. Kararın Arap dünyasını sarsan ayaklanmaların ardından gelmesi dikkat çekti. dış haberler servisi

Davutoğlu: Cumhuriyet ile demokrasi buluştu

-Protesto gösterilerinin başlangıcından bu yana halkın demokrasi yönündeki meşru taleplerini destekleyen Türkiye, Mısır halkını ilk tebrik eden ülkelerden biri oldu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Twitter'da yayımladığı açıklamasında, "Mısır halkı için hayırlı olsun. Mısır halkı uzun soluklu bir eylemle isteğini ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı. Davutoğlu, gazetecilere yaptığı değerlendirmede de istifayı hem Mısır halkı, hem Arap toplumları hem de bölge için son derece tarihi bir gelişme olarak niteleyerek, "Mısır'da cumhuriyet ile demokrasi buluştu. Demokrasiyle bunun taçlanması, bölgemize büyük bir istikrar sağlayacaktır. Barışçı tutumu ve eylemlerle bu değişimi sağlayan Mısır halkını kutluyoruz. '' dedi.

CUMALİ ÖNAL KAHİRE - 12.02.2011 ZAMAN

Devamını BURADAN okuyun...>>>

BALYOZCULAR TUTUKLANDI

Balyoz'da 163 tutuklama

Balyoz darbe planı davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi dün tarihi bir karar verdi. Emekli kuvvet komutanları Özden Örnek ve Halil İbrahim Fırtına ile muvazzaf generallerin de aralarında bulunduğu 133 sanık tutuklandı.
Fırtına ve Örnek, darbe girişimi iddiasıyla tutuklanan ilk kuvvet komutanları oldu. Mahkeme, duruşmaya gelmeyen davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan ile eski Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun ve Korgeneral Nejat Bek dahil 29 sanığın ise yakalanmasına hükmetti.

Tutuklu bulunan Albay Dursun Çiçek'le birlikte toplam tutuklama sayısı 163 oldu.Oybirliğiyle alınan karar, Ergenekon davasından tutuklu Albay Dursun Çiçek'in de yüzüne okunacak. Tutuklananlar arasında muvazzaf ve emekli 54 general bulunuyor. Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki aramalarda ele geçirilen yeni belgelerin dava dosyasına girmesi kararın alınmasında etkili olurken, tutuklama işlemi uzun saatler aldı. Korgeneral seviyesindeki sanıklar, görevli binbaşıya direnerek salona orgeneral istedi. Nöbetçi savcının da her bir sanık için ayrı ayrı müzekkere hazırlaması sebebiyle 21.00'de verilen tutuklama kararının uygulanması gece yarısını buldu. Bu sırada bazı sanık yakınları, hakimlere "Çocuklarınıza iyi sarılın bu gece." diye tehdit savurdu. Sanıklar ise ayağa kalkarak koro halinde Harbiye Marşı ve Deniz Harp Okulu Marşı'nı okudu.

Silivri'de görülen 'Balyoz' davasının dünkü duruşmasında Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Eski kuvvet komutanları Halil İbdahim Fırtına ve Özden Örnek, 'darbeye teşebbüs'ten tutuklandı. Duruşmada eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün de aralarında bulunduğu 167 sanık hazır bulundu. Çetin Doğan ise dünkü duruşmaya katılmadı. Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, 180 sanığın, dosyaya dahil edilen yeni 43 klasör, delil durumu ve CMK'nın 100. maddesini gerekçe göstererek tutuklanmasını talep etti. Bunun üzerine ara veren Mahkeme Başkanı, tutuklama talebi olduğu için tutuksuz sanıkların duruşma salonundan ayrılmaması yönünde uyarıda bulundu.

Yaklaşık 4,5 saatlik aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Özden Örnek, Halil İbrahim Fırtına, Süha Tanyeri, Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç ve Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu'nun da aralarında bulunduğu 133 kişinin tutuklanmasına hükmetti. Mahkeme, aralarında Çetin Doğan ve Ergin Saygun'un da bulunduğu 29 sanık hakkında ise yakalama kararı çıkardı. Ayrıca yine duruşmaya katılmayan başka suçtan tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek'in de tutuklama kararının yüzüne okunması için tutuklu bulunduğu cezaevi aracılığıyla mahkemede hazır edilmesine hükmedildi. Tutuklananlar arasında 54 muvazzaf ve emekli general bulunuyor. Mahkeme, 'delillerin henüz toplanmamış olması, kuvvetli suç şüphesi, adli kontrol hükümlerinin suç şüphesi karşısında yeterli olmayacağı, delilleri karartma ihtimali ile CMK 100. maddesindeki katalog suçlardan olmasını' tutuklama kararına gerekçe olarak gösterdi. Kararın okunması sırasında sanık ve sanık avukatlarının ayağa kalkmadığı görüldü.

HAKİMLERE TEHDİT: ÇOCUKLARINIZA İYİ SARILIN

Oybirliğiyle alınan kararın okunması bitmeden izleyici bölümünde bulunan sanık yakınları, verilen kararı alkışlarla protesto etti. Sanık yakınlarının hakimlere hitaben, "Çocuklarınıza iyi sarılın bu gece!" diye bağırdığı duyuldu. Kararın açıklanmasının ardından sanıklar hep bir ağızdan önce Harbiye Marşı'nı, ardından da Deniz Harp Okulu Marşı'nı okudu. Sanıkların kaçma ihtimaline karşı güvenlik önlemlerinin artırıldığı gözlendi.

Bu arada haklarında tutuklama kararı verilen muvazzaflar krize sebep oldu. Duruşma salonundaki muvazzaflar, aralarında korgereral rütbesinde asker bulunduğunu belirterek, "Size onu teslim etmeyiz. Buraya onu teslim almak için orgeneral gelecek." diyerek teslim olmayı reddetti. Ardından duruşma salonunun kapısı kapatıldı. Nöbetçi savcının, tutuklama kararını 133 sanık için ayrı ayrı müzekkere haline getirip cezaevine faks göndermesi beklendi. Bu sebeple sanıklar gecenin ilerleyen saatlerine kadar mahkeme salonunda tutuldu. 00.15 itibariyle hiçbir sanık cezaevine gönderilemedi.

Balyoz davası hâkimi: Burada TSK değil, şahıslar yargılanıyor

Balyoz darbe planı davasının görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Ömer Diken, bir sanık avukatının, "Burada TSK yargılanıyor." sözlerine tepki gösterdi. Diken, "Burada yargılanan TSK değil. Şahıslara karşı açılmış bir dava." diye konuştu.

Duruşmada söz alan emekli Korgeneral Engin Alan'ın avukatı Ayhan Nacak, Özgür-Der, Rıdvan Kaya, Hamza Türkmen, Abdurrahman Dilipak ile Abdurrahman Koçoğlu ve Hukukçular Derneği'nin müdahillik taleplerinin reddedilmesi gerektiğini söyledi. İddianamedeki suçlamalardan zarar görmediği gerekçesiyle hükümetin de bu davaya katılma talebinde bulunamayacağını savundu. Nacak, "Burada suçlanan subay ve astsubayların bu planı yapacak yetenekte olmadığını düşünüyorum. Bahsedilen o kadar kötü bir plan ki, buradaki astsubay bile böyle bir planı hazırlamaz. Bu, subay ve astsubaylara hakarettir. Sözde darbe planını yazacak yetenekte hiçbir subay ve astsubay yoktur. O kadar kötü bir plandır ki, TCK'nın 301. maddesinin uygulanması gerekir. Orduya, subay ve astsubaylara hakarettir." şeklinde konuştu.

Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bir şeyin altını çizmek istediğini belirterek, "Burada yargılanan TSK değil. Şahıslara karşı açılmış bir dava. Kişilerin bir kurumda çalışıyor olması, o kurumun burada yargılandığı anlamına gelmez. Dava, o kuruma açılmış sayılmaz. Burada, hakkında dava açılan gerçek kişiler yargılanıyor.'' ifadesini kullandı. Avukat Ayhan Nacak ise, "TSK'nın yüzde 15'i yargılandığı için benim şahsi kanaatim burada Türk Silahlı Kuvvetleri yargılanıyor." cevabını verdi.

Mahkeme, müdahillik taleplerini kabul etti

Balyoz davasının dünkü duruşmasında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, müdahillik taleplerini de karara bağladı. Mahkeme, gazeteci Abdurrahman Dilipak, Hamza Türkmen, eski İstanbul Vali Yardımcısı Ödemiş Kaymakamı Abdurrahman Koçoğlu, ÖZGÜR-DER, Hukukçular Derneği, ÖZGÜR-DER Başkanı Rıdvan Kaya'nın katılma talebini 'sanıkların üzerine atılı suçlamanın sabit olması halinde suçlamadan doğrudan zarar görme ihtimalleri olması' nedeniyle oybirliğiyle kabul etti. Bu şekilde vatandaşlar da darbe teşebbüsü davasına müdahil olmuş oldu. Sanıklar, müdahillek taleplerinin reddini istemişti. Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz, müdahillik taleplerinin reddini istedi. Ersöz, "Bu davada mağdur olan, huzurda bulunan sanıklardır.'' dedi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına da talebin reddedilmesi gerektiğini savundu. Dava 14 Mart'a ertelendi.

BÜŞRA ERDAL İSTANBUL - 12.02.2011 zaman.comtr

Devamını BURADAN okuyun...>>>

4.2.11

10 ADIMDA MISIR OLAYLARI

10 Adımda Mısır'da Yaşananlar

Mısır'da, halkın 30 yıllık Hüsnü Mübarek iktidarını devirmek için başlattığı protestolar bugün 10. gününde.

Tunus'ta yaşanan halk ayaklanmasının başarıya ulaşmasının ardından gözlerin çevrildiği Mısır'da halk, daha fazla özgürlük ve adaletli bir yönetim istiyor. Reform beklentilerini gerçekleştirmekte direnen Hüsnü Mübarek ve yönetimi ise protestocuların sesini duymaktan çok uzak görünüyor.

İşte gün gün olayların gelişimi.

*OLAYLARIN ÖNCESİ: 17 Ocak'ta Mısır'ın başkenti Kahire'de Meclis binası önünde bir kişi kendini yakmaya çalıştı. Hareket, Aralık ortasında Tunus'ta benzer bir girişimde bulunan ve ölümüyle de halkı sokaklara dökerek Zeynelabidin Bin Ali'nin 23 yıllık iktidarını bırakıp kaçmasına neden olan gencin hareketini çağrıştırdı*BİR GÜN SONRA yani 18 Ocak'ta da kendini yakmalar devam etti. İskenderiye'de kendini yakmaya çalışan bir işsiz, hastanede öldü. Kahire'de, bir avukat hükümet binası önünde kendini yakma girişiminde bulundu. 20 Ocak'ta da iki kişi kendini yakarak yaraladı. Dana sonra Mısırlı muhalif lider Muhammed El Baradei, ''Tunuslular yaptıysa, Mısırlılar da yapmalı'' sloganıyla ortaya çıktı.

*1.GÜN (25 OCAK): 17 - 18 Ocak'taki bireysel gösteriler Baradei'nin açıklamalarıyla birlikte toplu gösterilere dönüştü. Hükümet karşıtı gösteriler başladı. Binlerce insan seferber oldu. Polisle çatışan 2 gösterici Süveyş'te öldü, Kahire'de bir polis göstericiler tarafından dövülerek öldürüldü: 200 kişi gözaltına alındı. Aynı gece güvenlik kuvvetleri Kahire'de sokaklara dökülen binlerce kişiyi dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. ABD, Mısır hükümetini halkın isteklerini dinlemeye çağırdı.

*2.GÜN: Yasağa rağmen binlerce gösterici birçok kentte gösteri yaptı. Polis göz yaşartıcı gaz, cop ve hatta taşlarla göstericileri dağıtmaya çalıştı. Protestocular da taş atınca 15 polis yaralandı. Kahire'de olaylar sırasında 2 kişi öldü. Süveyş'te göstericiler resmi bir binaya molotof kokteyli attı, 55 gösterici, 15 polis yaralandı.

*3.GÜN: En az bin kişi gözaltına alındı. Sina'nın kuzeyinde bir kişi öldü. Polise karşı tanksavar roketleri kullanıldı. Süveyş'te göstericiler itfaiyecilere ait binayı ateşe verdi. İsmailiye'de çatışmalar çıktı. Baradei, Kahire'de geçiş dönemine hazır olduğunu söyledi. Fransa ve ABD'den şiddet karşısı açıklamalar geldi. Gece saatlerinde iktidar, göstericilere karşı ''kararlı önlemler'' aldı.

*4.GÜN: Polisle on binlere ulaşan göstericiler ülke genelinde çatıştı. Polis göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve tazyikli su kullandı. Muhammed El Baradei ile Müslüman Kardeşler gösterilere katıldı. İskenderiye'de Valilik binası ateşe verildi, Kahire'de de iki karakol ile iktidar partisinin binası ateşe verildi. İnternet ağı kesildi. Yabancı gazeteciler güvenlik güçlerinin sert müdahalesine maruz kaldı. Mübarek, ordudan polisle birlikte güvenliği sağlamasını istedi, Kahire, İskenderiye ve Süveyş'te sokağa çıkma yasağı ilan etti. Birçok Batılı ülke endişelerini ifade etti. Mısır genelinde en az 20 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Ocak ayının 25'inden bu yana ölü sayısı 27'ye çıktı. Mübarek, devlet televizyonundan halka kısa bir konuşma yaptı ve hükümeti görevden aldığını, yeni hükümetin kurulacağını belirterek, reform sözü verdi.

*5.GÜN: Karakollara saldırıda 17 kişinin öldürüldüğü bildirildi. İngiltere Başbakanı Mübarek'le görüşüp endişesini dile getirdi. Bir şeker fabrikasında atölyeler ateşe verildi. Tahrir Meydanı'ndaki binlerce kişi parlamentoya yürümek istedi. Polis plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla engel oldu.

*6.GÜN: Kahire Müzesine giren yağmacılar iki mumyaya zarar verdi. Bazı işadamları da ülkelerinden ayrıldı. Mısır'da polis yeniden sokaklardaki görevine geri döndü. Obama, Erdoğan dahil birçok liderle görüştü ve Mısır'da ''düzenli bir geçişe'' verdiği desteği dile getirdi. Diğer devletlerin başkanları da itila çağrısında bulundu. Cezaevlerinden 3 binin üzerinde tutuklu kaçtı. İstanbul'da da Mısır Büyükelçiliği önünde gösteriler yapıldı.

*7.GÜN: ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş Terminali'nde başvuru masası oluşturuldu. Tahrir Meydanı'nda protestocu sayısı 100 bini geçti. Asker, yağmalamak için ulusal müzeye girmeye çalışan 50 kişiyi gözaltına aldı. Muhalefet, Mübarek'e cuma gününe kadar iktidardan gitmesi için süre tanıdığını açıkladı. Mübarek, yeni başbakan Ahmet Şefik'i ''muhalefetle diyalog kurarak demokrasiyi uygulamak ve ekonomide güveni yeniden sağlamakla'' görevlendirdi, yeni bir istihbarat başkanı atadı. El Cezire'nin 6 muhabiri gözaltına alındıktan sonra serbeste bırakıldı.

*.GÜN: Kahire'ye çevre kentlerin karayolu ulaşımı iptal edildi. Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasını isteyen muhalif hareketin "1 milyon yürüyor" çağrısı için, Kahire'deki Tahrir Meydanında yüz binlerce kişi toplandı. Mısırlı muhalif lider Muhammed El Baradei, "Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek canını kurtarmak istiyorsa, ülkeyi terk etmeli" dedi. Ankara'daki Mısır Başkonsolosluğunun önünde eylemler devam etti. Türkiye'ye getirilen vatandaşların sayısının 2 bin olduğu açıklandı.

*9.GÜN: Kahire'de Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek yanlısı ve karşıtı gruplar arasında çatışma çıktı. Çatışmada ölenler oldu. Meclis oturumları askıya alındı. Yine Kahire'de görevli Türkiye Fox TV muhabiri Erol Candabakoğlu kaçırıldı. Gösterileri izlemek için Kahire'de bulunan İsrailli 4 gazeteci tutuklandı. Mısır ordusu, Mısırlıların mesajlarını ilettiğini, taleplerinin duyulduğunu belirterek, ülkede normal yaşantıya dönülmesini istedi. Mübarek yanlısı göstericiler atlar ve develer ile Tahrir Meydanı'na girdi. Mısırlı muhalif Muhammed El Baradey, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in hamlelerini, "iktidarda kalmaya çalışma oyunu" olarak nitelendirdi. Protestolar nedeniyle, bürokrasinin ve bankacılık sektörünün faaliyetlerini durdurduğu, buna bağlı olarak da Türk işadamlarının, bu ülkeyle ticareti geçici olarak askıya aldı.

*10.GÜN YANİ BUGÜN: Tahrir Meydanı'nda 2 protestocu öldürüldü. Yabancı gazetecilere saldırıldı. Ordu, olaylara karışanları tutukladı. En büyük muhalif örgütlerinden Müslüman Kardeşler, Ulasal birlik hükümeti kurulmasını istedi. Mübarek taraftarlarının bıçaklarla Tahrir Meydanı'na gittiği haberleri geldi.

Devamını BURADAN okuyun...>>>

ALBAY'IN FUHUŞ REHBERİ

Albay'in FUHUŞ Rehberi

Emekli albay İbrahim Sezer’den çıkan belgelerde isimleri verilen kız öğrencilerin nasıl fuhuşa yönlendirildiği anlatılıyor.
Askeri Casusluk ve Şantaj soruşturması tutuklu süphelisi emekli Albay İbrahim Sezer’in Kadıköy’de garsoneyir olarak kullandığı evden isimleri tek tek verilen Deniz Harp Okulu öğrencisi kızların, fuhuş ve şantaj bataklığına nasıl çekildiğini gözler önüne seren bilgi ve belgeler çıktı.

Bir kez tuzağa düşürülen kızların, bir daha fuhuş yapmamak için direnmeleri durumunda ilk ilişkilerinde çekilen görüntüler kullanılsın” talimatı yer alıyor. Savcılık tarafından ‘mağdur’ sıfatıyla ifadeleri alınan kız öğrencilerin hepsi kendileri hakkında bu tür notlar tutanlar hakkında şikayetçi olduKIZ
YAŞADIKLARINDAN SONRA BİZDEN OLDU

Emekli Albay Sezer’in evinde bulunan bir notta “Sezer aşağıdaki çalışma S.T’ye aittir. Kızımız geçen sene yaşadıklarından sonra artık bizden oldu. Deniz Harp Okulu’ndaki aşağıdaki kızların işe yarayacağını düşünüyor. Bu kızların erkeklerle yatma konusunda çok zorlanmayacağını düşünüyor. YEKTANE” yazdığı belirlendi. Notta 8 kız hakkında giydikleri iç çamaşırlarına kadar bilgilerin yer aldığı belirlendi. Polis bu kızların ifadelerini aldı ve hepsi kendileri hakkında bu şekilde not tutan şahıslardan şikayetçi oldu.

‘KUVVET KOMUTANI OLACAK SENİ YAŞATIR’

İbrahim Sezer’in garsiyoner olarak kullandığı evde yapılan aramalarda bulunan 4 GB’lik flas bellek içersinde bulunan documents / KURYE GÖNDER isimli dosya içersinde “sevgili Ebru” isimli doysa bulundu. Y.E.E.’ye hitaben yazılan, yazan ve son kullancısı İbrahim Sezer olduğu belirlenen word belgesinde; S. Paşa isimli şahsa yeni bir kız gönderileceği, Halil isimli şahsın kızı göndereceği, S. Paşa isimli şahsa gönderilecek kıza “Bu gelecekte Kuvvet Komutanı olacak seni yaşatır de”, “Kimseye anlatmaması gerektiğini söyle, Kendisinin artık geleceğini garantilediğini anlat” telkinlerinde bulunulması gerektiği belirtiliyor. Notta “Konuşurlarsa başlarına gelecekleri hatırlatmayı unutma. Her ilişkiden sonra bunu hep yap” uyarıları da yer aldı.

Fuhuşa gitmeyen kızı nazikçe tehdit edin!

Emekli Albay İbrahim Sezer’den 4 GB’lik çıkan flash bellekteki “Harpk Okulundaki kızları nasıl ikna edebiliriz” isimli iki sayfalık yazıda kız öğrencilerin nasıl tuzağa düşürüldüğü ortaya çıkardı. Yeni Y.E.E’ye hitaben yazıldığı, İbrahim Sezer tarafından oluşturulduğu belirlenen yazıda tehdit ve şantajın nasıl olması gerektiği şöyle anlatılıyor:

• Kadınlığınızı kullanmalısınız, bu şekilde hiç bir zaman okuldan atılmayacak, sınıfta kalmayacak ve Harp Okulu’nu rahat bir şekilde bitireceksiniz...

• İlişkiye girdiğiniz bir amiral istediğiniz yere tayin olmanızı ve istediğiniz gibi çalışmanızı sağlayacak. (...)

• Kızlara ne kadar güzel oldukları, çok seksi oldukları ve muhteşem bir vücutlarının olduğu çokca söylenip havaya sokulmalı...

• Özellikle bazı kızlar amiraller tarafından bir daha isteniyor, fakat kız bunu kabul etmiyor. Bu tür kızlar ikna edilmek için nazikçe tehdit edilebilir. Yinede proplem çıkaran olursa daha önceki ilişkilerinde görüntülerinin çekildiği söylenebilir.

Subayları PKK’lı diye de fişlemişler

İbrahim Sezer’in evinden çıkan flash bellekte bulunan “the Italian Jop (2003)” isimli belgede “ARMADA klasöründe pazarlamacılarımızdan ve organizatörlerimizden gelen çok kıymetli müşteri bilgileri mevcuttur. Gelen bu bilgileri özet CV’ler isimli excele toparladım” yazdığı tespit edildi. Armada isimli klasörde yapılan incelemelerde ise 162 asker hakkında fişleme dosyası bulundu.

Askerlerin isimlerinin karşısına “sanal sexten hoşlanır”, “eşinin başkaları ile ilişki kurmasına göz yummaktadır”, “PKKlı”, “grup sex bağımlısıdır”, “hayvan pornosundan hoşlanır” yazdığı görüldü. Dosyanın 17 Ocak 2009 tarihinde “mavelcan” isimli kullanıcı tarafından güncellendiği ve şirket adı kısmında “Havelsan” yazdığı tespit edildi.

KAYNAK Star

Devamını BURADAN okuyun...>>>



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License