10.2.09

TSK MEDYA İŞBİRLİĞİ VE ÜLKEMİZ

Bu ülkeyi mahvettiler

Bütün darbecilerin, cuntacıların, çetecilerin, devlet içinde kurulan ölüm mangalarının hayatımıza girdiği kapının menteşesi bu ülkenin medyasıdır.
O kapı, o medyanın üzerinden açılır.
En dehşet verici, en iğrenç suçları o medya saklar.
Katilleri kahraman diye o medya sunar.
Bu ülkenin insanlarını korumaya çalışanlara o medya saldırır.
Ve, o medyanın içyüzü bir türlü ortaya çıkmaz.
Belki de ilk kez medyanın gerçeğini böylesine çıplak bir şekilde oraya koyan bir belge yayınlıyoruz bugün.
Akşam Gazetesi’nin, Güneş Gazetesi’nin, Show TV’nin, Skyturk TV’nin patronu olan, Turkcell telefon şebekesini kuran, çeşitli bankaları bulunan Mehmet Emin Karamehmet’le, o sıralarda darbe hazırlığı yaptığı daha sonradan anlaşılan Orgeneral Şener Eruygur’un komutasındaki Jandarma Kuvvetleri’nin İstihbarat Daire Başkanı generalin ve “teknik takipten” sorumlu bir albayın konuşmalarını kelimesi kelimesine okuyacaksınız.
Nasıl kandırıldığınızı anlayacaksınız.
O gazetelerle televizyonlarda, bu haberi okurken içleri kan ağlayacak birçok namuslu ve dürüst insan da çalışıyor elbette ama oralarda Karamehmet’in “verdiği sözler” doğrultusunda yazı yazıp, yayın yapan “birileri” de yuvalanmış.
Türkiye’nin en büyük zenginlerinden biri olan Karamehmet, şimdi Ergenekon sanığı olarak hapiste bulunan o zamanki İstihbarat Daire Başkanı General Levent Ersöz’e “komutanım” diyor.
Ona bütün iş ilişkilerini, “patronuna” hesap veren bir genel müdür gibi tek tek anlatıyor.
Turkcell’in ve Yapı Kredi’nin sorunlarını anlatırken, Orgeneral Şener Eruygur’u kastederek, “geçen sene komutanım yardım etti, biliyor” diyor.
Jandarma Komutanı’nın Karamehmet’in iş “sorunlarının” çözülmesine yardım ettiğini de öğreniyoruz.
Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin sahibi, tek yıldızlı bir generalin karşısında ezildikçe eziliyor.
Bu konuşmada, askerin bu ülkedeki gücünü ve zenginlerin, en azından bir kısmının, askerin gücünden yararlanabilmek için ne hallere girdiğini görüyorsunuz.
Şirketleri ve bankaları için “askerden yardım alan” Karamehmet, elbette bunun karşılığında askerlere bir şeyler veriyor.
Konuşmanın o bölümleri, aslında bu ülkenin yakın tarihinin bütün mekanizmasının özünü açıklıyor.
General Ersöz, Orgeneral Şener Eruygur’un, şimdi Ergenekon sanığı olan Tuncay Özkan’ın Karamehmet’in medyasının başında kalmasını istediğini söylüyor.
Bu arada, Özkan’ın Karamehmet’e “maliyetinin” vergileriyle birlikte yılda 9 milyon dolar olduğunu öğreniyoruz.
Ve, askerle yakın bir ilişki kurmanın nasıl “kazançlı bir iş” olduğunu da anlıyoruz.
Karamehmet, Özkan’ı yeniden işe almamak için kıvranıyor.
Askerler ise bir “gazetecinin” işe dönmesi için bastırıyor.
Bir medya patronuyla generaller, bir gazetecinin işe girmesi için çekişiyorlar.
Medya asker ilişkilerinin nerelere geldiğine bakın.
Sonra yavaş yavaş konuşmanın en dehşet verici bölümlerine geliyoruz.
Jandarma İstihbaratı Tetkik Takip Daire Başkanı, yani “dinlemelerden” sorumlu albay, şöyle diyor:
- Mehmet Bey’le iki senedir tanışmışlığımız var. Bazı konuları bize gelip anlatmışlardı. Özellikle genel komutanımız konuya müdahil oldu. Hep bize söyledi, “milli sermayenin gittiğini görüyorum, hep beraber altında boğulacağız, lütfen konuya eğilin” diye bizden talebi olmuştu. Biz de Jandarma Genel Komutanımız ile eski hükümet döneminde bazı çalışmalar yaptık.Karamehmet, el konulan bankalarını, şirketlerini geri alabilmek için “milli sermaye gitti” diyor, Jandarma Komutanı hükümetle görüşüp onun sorunlarını çözüyor.
Tabii, çözülen bu işlerin, “kurtarılan milli sermayenin” bir karşılığı var.
O karşılığı okuduğunuzda tüyleriniz diken diken oluyor.
Daha sonra Ergenekon örgütünün sanığı olacak Albay, Karamehmet’in patronluğunu yaptığı yayın kuruluşlarının “stratejisinin” ne olduğunu bir daha dile getiriyor:
- Mehmet Bey’in Çukurova kuruluşunda hükümetler değişse de sizin açınızdan bir değişiklik olmadı. Show TV, Akşam Gazetesi. Şu anda milli duruşa ihtiyaç olan çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Siz de biliyorsunuz. Kıbrıs meselesi, Kuzey Irak’taki yapılanma, devlet hadisesi, içinde bulunduğumuz ortam çok önemli. Bu durumda adam gibi medya, adam gibi bir basın lazım. Şimdi biz bugüne kadar Akşam Gazetesi ve Show TV’de hep bunu gördük. Aynı şeyleri yine göreceğimizden şüphemiz yok.
Siz, gazetede haberleri okurken, televizyonu dinlerken, o sıralarda darbe hazırlığı yapan generallerin “talimatları” doğrultusunda oluşmuş haberleri okuyup izliyordunuz.
Albay’ın söylediği bu.
Bizim de yıllardır bu ülkenin insanlarına anlatmak istediğimiz bu.
Medyanın içyüzü bu konuşmayla ilk kez böylesine çırılçıplak ortaya seriliyor.
En sonunda, Turkcell şebekesinin abonesi olan herkesi iliklerine kadar titretecek cümle geliyor.
“Dinlemeden sorumlu” Ergenekon sanığı albay aynen şöyle diyor:
- Bu arada komutanım da buradayken belirtmek istiyorum. Turkcell ile ilişkilerimiz çok güzel devam ediyor. Bunun için de teşekkür etmek istiyorum. Aşağıdaki arkadaşlarla da gayet iyi ilişkiler içindeyiz.
Jandarma İstihbarat’ın ve Ergenekon sanıklarının “Turkcell’le” ilişkileri çok iyi ve “teşekkür” ediyorlar.
Ne o ilişkiler?
Ne için teşekkür ediyorlar sizce?
“Medya” denilen şeyin içyüzünü gördünüz mü?
“Haber” sandığınız, “yazı” sandığınız şeylerin nerelerde, nasıl, neler karşılığında tezgâhlandığını anladınız mı?
Yıllarca kandırdılar sizi.
Bu ülkede darbeler, cuntalar, cinayetler, çeteler kolayından olmadı.
Hepsinde medyanın kana ve paraya batmış parmağı vardı.Ahmet Altan Salı, 10 Şubat 2009

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License