5.11.08

OBAMA'NIN PORTRESİ

Portre: Barack Obama

Amerikalı siyasetçilerin "rock yıldızı" ve "kumsal güzeli" gibi lakaplarla anılması pek olağan bir durum değil.

Ancak İllinois'nin Demokrat Senatörü ve Demokrat Parti'nin resmen başkan adayı Barack Obama'nın medya ve kamuoyunda yarattığı hareketlilik de sıkça rastlanan bir durum değil.

Obama, siyaset sahnesinde nispeten taze bir isim.

2008 Kasım ayında sandık başına gidildiğinde, Obama başkente gideli sadece dört yıl olmuş olacak.

Obama'nın adı, ulusal ve uluslararası ölçekte ilk kez 2004 yılındaki Ulusal Parti Kongresi sırasında yaptığı ateşli bir konuşmayla duyuldu.

Kenyalı bir baba ile beyaz bir Kansaslı'nın çocuğu olan Obama, şahsi öyküsünü kendi ayakları üzerinde durarak hedeflerine ulaşma ideallerinin bir yansıması olarak ifade ediyor.

Buradaki konuşmasında "Babam çok çalışıp sebat ederek büyülü bir yerde -daha önce gelmiş olan pek çokları için özgürlük ve fırsatlar meşalesi olmuş olan Amerika'da okumak için bir burs kazandı" demişti.

Bundan bir kaç ay sonra, İllinois'de açık farkla senatör seçilmesinden bu yana medyanın çok yakından izlediği ve başkent kulislerinde sivrilen bir isim oldu.

Yazdığı iki kitap da en çok satanlar listesinde yer aldı.

Popüler sohbet programları yapan Oprah Winfrey, programında ona aday olma çağrısı yapmakla kalmadı, kampanyasının bir çok durağında onunla birlikte kürsüde yer aldı.

Güney Carolina'da düzenlediği bir mitinge yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Bu toplantı 2008 seçim sürecinin en geniş katılımlı etkinliği kabul ediliyor.

Kampanyası için daha evvel benzeri görülmemiş miktarlarda bağış toplayan Obama'nın finansal imkanlarına sadece Hillary Clinton rakip olabilmişti.

Obama senatörlüğü sırasında genelikle oylarını liberal şekilde kullandı. Ancak AIDS eğitimi ve önlenmesi konusundaki girişimlerde Cumhuriyetçilerle işbirliği yaptı.Yabancı babalar

Obama adını Kenya'da keçi çobanlığı yaparak büyüyen ancak bir burs kazanarak Hawaii'de eğitim imkanı kazanan babasından alıyor.

Obama'nın annesi Ann ise bu sırada ailesi ile Honolulu'da yaşıyordu.

Barack Obama küçük yaştayken babası eğitimini Harvard'da sürdürme fırsatı buldu ancak ailesini beraberinde götürmek için yeterli mali imkanları bulamadığından bunu hayata geçiremedi.

Obama Kenya'ya dönerek hükümete bağlı bir iktisatçı olarak çalışmaya başlarken, çift boşandı.

Obama altı yaşındayken annesi Ann, bu kez bir Endonezyalı ile evlendi ve aile Cakarta'ya taşındı.

Babası ve üvey babası Müslüman olsa da Obama Hıristiyan. Endonezya'da yaşadığı süre dahil olmak üzere eğitimini laik ve Katolik okullarında almış.

Daha sonra eğitimi için Hawaii'ye dönen Obama, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya başladı.

New York'taki Columbia Üniversitesi'nde siyaset bilimi eğitimi alan Obama daha sonra üç yıl Chicago'da avukatlık yaptı.

1988'de Harvard Hukuk Fakültesi'ne giren Obama burada saygın hukuk dergisi Harvard Law Review'un ilk Afrikalı Amerikalı başkanı oldu.

Mezuniyeti sonrasında Chicago'ya dönen Obama, yurttaşlık hakları alanında uzmanlaştı ve konut ve istihdam alanında ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin davalarına baktı.

Eşi Michelle de kendisi gibi bir avukat. Çiftin iki kızları var.

Obama, yaklaşık 20 yıldır Chicago'da ülkenin en büyük kiliselerinden olan Trinity United Church of Christ'a devam ettiğini söylüyor.

İşgal aleyhtarı

Obama, Irak savaşını baştan bu yana eleştiren bir isim oldu. 2003 Mart'ında başlayan işgalden aylarca öncesinde savaş ihtimaline muhalif olduğunu dile getiriyordu.

2007 Eylül ayında Iowa'daki kampanya gezisi sırasında diğer siyasetçileri Başkan Bush'un savaşın gerekçesi olarak ortaya koyduğu unsurları sorgulamamakla eleştirdi.

"Ben, önceliğimizin Afganistan'daki mücadeleyi sona erdirmek olması gerektiğini düşünmüştüm" diyen Obama, "Ben Irak'ta aceleci bir şekilde savaşa girilmemesi gerektiğini söyledim, süresi bilinmeyen, maliyeti kestirilemeyen, sonuçları belli olmayan bir işgal beni kaygılandırıyordu." diye konuştu.

Obama sık sık, pek çok kişinin adını yanlış anlamasıyla dalga geçiyor, kendisine "Alabama" ya da "Yo Mama" dendiğini söylüyor.

Hatta Amerikan haber televizyonu CNN, adının yanlışlıkla Usame Bin Ladin ile ilgili bir haber sırasında ekrana yansıması nedeniyle özür dilemek zorunda kaldı.

Obama taraftarları, Senatörün adını bir gün herkesin öğreneceğine ve hiç kimsenin böyle bir hataya düşmeyeceğine inanıyorlar.

BBC

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License