23.6.08

TOPLUMLA İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI

Toplumla İlişkiler Başkanlığı

Aslında iş yapma biçimi de, onu yaparken kullanılan arka plan da ve hatta kullanılan kelimeler, cümleler dahil dil de değişmiyor ama bizler nedense her seferinde şaşırıyoruz. Son olarak Taraf gazetesinin geçen gün ortaya çıkardığı ve yalanlanamayan Genelkurmay belgesinde olduğu gibi...Geçenlerde bir dostumla, benim yürütülen soruşturmanın oralara henüz uzanmamasından ötürü ‘Büyük Ergenekon’ adıyla andığım, aslında belki de ‘AKP iktidardan gitsin de nasıl giderse gitsin’ örgütü adını da verebileceğimiz, devlet içinde bulunan, hemen hemen her zaman iktidara karşı yürüttüğü işlerde devlet gücü ve kamu parası kullanan, çekirdeğinde de bizde hiç eksik olmayan ‘Halaskar zabitan’ türü askerlerin bulunduğu örgütlenmeyle ilgili sohbet ediyorduk.
Dostum bu konulara meraklı ama fazla detay bilgisi olmayan birisi. ‘Eskiden de bu kadar beceriksizce mi yapılırdı bu işler’ diye sordu. Kastettiği, mesela emekli amiral Özden Örnek’in binlerce sayfalık günlüğünün dışarı sızmasıydı. Düşünsenize Örnek, neredeyse çocukluğundan itibaren, deniz lisesi günlerinden itibaren günlük tutmuş, belki bunu redakte edip yayımlayacak emekliliğinde ya da çocuklarına, torunlarına bırakacak. Ama bu günlükler, herhalde komutan emekli olmazdan önce karargâhta bilgisayara geçirilirken kopyalanıyor ve dışarı sızıyor, sızmak ne kelime önce bir internet sitesinde, sonra gazetelerde ve nihayetinde de bir dergide yayımlanıyor. Özden Örnek hayatının emeği olan günlükler için, ‘Bunlar benim değil’ demek zorunda kalıyor, hatta abartıyor: ‘Hayatımda günlük tutmadım.’ Peki ama deniz lisesi anılarını kim uydurdu o zaman? Bir tedbirsizlik yapılmış ve sızmış işte!
Ama anlaşılan bu ‘tedbirsizlik’lerden çokça yapılıyor, en gizli belgeler, hatta Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na ait olanlardan tutun da, Amerikalılar tarafından özel olarak verilen insansız hava aracı görüntülerine kadar her şey sızıyor. Bu kadar ‘şeffaf’ bir silahlı kuvvetler dünyanın hiçbir yerinde yok herhalde.
O yüzden, bana kalırsa ordunun darbe yapması da imkânsız gibi bir şey!
Şaka bir yana, dostuma “Eskiden bu işleri başka yer yapardı, şimdi başka, her şey bundan kaynaklanıyor” dedim.
Size de izah etmeye çalışayım:
Esasen yapılan şey, Türk halkına karşı psikolojik savaştır. Evet, öteden beri Genelkurmay’ın bir ‘Psikolojik Harp Dairesi’ vardır ama bu çeşit kendi vatandaşına karşı ve hatta kendi hükümetine karşı psikolojik savaşı orası değil Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ne bağlı ‘Toplumla İlişkiler Başkanlığı’ yapardı.
MGK Genel Sekreterliği’nin gizli yönetmeliğini ve bu başkanlığın çevirdiği işleri, bu arada kendi vatandaşlarına karşı yürütülen bazı psikolojik harekâtları Radikal geçmişte ortaya çıkardı.
MGK Genel Sekreterliği sivilleşirken Toplumla İlişkiler Başkanlığı maalesef buharlaşmadı. Bu başkanlığın personeli ve kamyonlar dolusu evraktan oluşan arşivleri MGK’dan kalktı, Genelkurmay’a geldi.
Dün Radikal İki’de Ahmet İnsel hatırlatıyordu, MGK’daki yarı askeri ‘Toplumla İlişkiler Başkanlığı’ Genelkurmay’a taşınırken, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun genelgesiyle İçişleri Bakanlığı bünyesinde de ayrıca bir ‘Toplumla İlişkiler Başkanlığı’ kuruldu. Bu da sivil kanadın ‘psikolojik savaş dairesi’ idi. Bu daire her ilde örgütlü.
Kestirmek zor, şu anda süregelen ve ciddi boyutlara tırmanan yıpratma savaşı bu iki rakip psikolojik savaş dairesinin birbiriyle mücadelesi mi aslında? İSMET BERKAN Radikal 23/06/2008
ismet.berkan@radikal.com.tr

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License