27.6.08

ÖZAL'IN HAKKINI HELAL ETMEDİĞİ 3 KİŞİ

Eski Adalet bakanı ve Milli Gazete yazarı İsmail Müftüoğlu bugünkü yazısında çok tartışılacak anılarını yazdı.

Mesut Yılmaz ve tarihe not düşmek

Sayın Hasan Celal Güzel, Radikal gazetesinde yayınlanan makalesinin başlığını “Zavallı Mesut Onbaşı” olarak koymuş ve sayın Mesut Yılmaz’ın aleyhine Anayasa Mahkemesinde açılan davadan bayan Rahşan Ecevit affı diye bilinen aftan yararlanarak paçasını kurtardığını yazmıştır.

Diğer taraftan, sayın Mesut Yılmaz’ın bayan Semra Özal’ın elini öperek ANAP genel başkanlığına seçildiğini, kumar oynamayı sevdiğini, 28 Şubat’ta da adını Mesut Onbaşı olarak koyduğunu, darbeci generaller karşısında bir onbaşı kadar hükmü bulunmadığını, geldiği her yere birilerinin himayesinde geldiğini, darbecilerle iyi geçindiğini, ordunun kışlaya dönemez dediğini… vs yazmış ve bize bir Mesut Yılmaz tarifi yapmıştır.
Biz de, dahil olduğumuz iki hadiseyi izahla sayın Mesut Yılmaz’ın biraz daha tanınmasına yardımcı olalım dedik. Malum, merhum Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilince ANAP’ın başına sayın Yıldırım Akbulut getirilmişti. Arkasından ANAP’ta genel başkanlık yarışı başlamıştı. İşte o dönemin genel başkan adaylarından birisi de, sayın Mesut Yılmaz’dı.

Bazı arkadaşların ısrarı ve sayın Mesut Yılmaz’ın daveti üzerine, İstanbul Tarabya Oteli’nde bir görüşmemiz olmuştu. Bu görüşmenin halen yaşayan şahitleri vardır. Mücahit Gülen ve İstanbul ANAP milletvekili, Fatin Rüştü Zorlu’nun damadı, Hilmi Özen.

Sayın Mesut Yılmaz’la otelde masaya oturunca, diğer arkadaşlar yanımızdan ayrıldılar. Konuşma şu şekilde gelişti:

- Davetinize teşekkür ediyoruz, buyrunuz.

- Biliyorsunuz, ANAP’ta genel başkanlık yarışına girdik. Sizin tecrübelerinizden istifade etmek istedik. Bizim lehimize çalışmanızı bekliyoruz.

- Mesut bey, biliyorsunuz ki siz muhafazakar görünen bir partinin genel başkanlık yarışına giriyorsunuz. Sormak istiyorum. Namaz kılıyor musunuz?

- Günlük kılmam ama bazen Cuma namazı kılarım.

- Millet bu yönünüzü öğrenirse oy alamazsınız.

- Milletten ziyade delege önemlidir.

- Mesut bey, geçenlerde gazetelerde eşiniz bikinili mayo ile görüntülendi. ANAP’ın başına geçecek bir insanın hanımı çok dikkatli olmalıdır, değil mi? Zira, millet sizi beyaz bir çarşaf olarak görmek ister. Oysa, hanımınızın bu resimleri beyaz çarşaf üzerinde siyah leke olarak görülmektedir.

- Önemli olan şekil değil, kalp temizliğidir.

- Bu izah, inanan insanları tatmin etmez.

- Önemli değil, alışırlar.

- Mason olduğunuz söyleniyor, ne dersiniz?

- Eskiden milliyetçiydim, şimdi ise liberalim.

- Bilderberg toplantılarına katıldığınız yazılmaktadır. Yoksa Bilderbergçi misiniz?

- Evet, Bilderbergçilerin davetine icabet ediyorum. Onlarla müşterekliğimiz var. Bir katılmamızda TCK’nın 163. maddesinin kaldırılması noktasında mutabakat sağladık. İyi de oldu. Onların desteği olmasaydı, bu maddeyi hiçbir kuvvet kaldıramazdı. Bilderberg yabancı menşeli bir kuruluştur ama faydalı hizmetler görür. Benden önce Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit de Bilderberg toplantılarına katılmışlardır. Ben Bilderberg toplantılarına katılmaktan memnunum.

- Peki, Mason musunuz?

- Yok.

- Sizi destekleyen olmazsa genel başkan olamazsınız. İçten ve dıştan destekçileriniz var mı?

- İçten bayan Semra Özal, dıştan da dostlarımız vardır.

- Hedefiniz milliyetçi, muhafazakar bir Türkiye midir?

- Zaman gösterir ama ben liberalim. Bu sözcüğün içinde her şey vardır.

- Bu düşünceler ve destekçileriniz sayesinde genel başkan olursunuz, ama sizden lider olmaz.

***

"Rahmetli Turgut Özal, bizimle görüşmeyi arzulamış, biz de sayın Ömer Öztürkmen’le birlikte, İstanbul Harbiye Orduevi’nde davetine icabet etmiştik. Bizi son derece nazik bir şekilde karşıladı. Odasına aldı. Hoşbeşten sonra bize dönerek; “İsmail bey, nerelerdesiniz, politika sahnesinde görünmüyorsunuz, siz son derece hareketli bir insansınız, aklımdan hep geçtiniz ama görüşme bugüne nasip oldu” dedi. Biz de kendisine milli görüş çizgisinde siyasetimizin devam ettiğini ama parti içinde bazı sebeplerden dolayı aktif olmadığımızı söyledik. Merhum Özal “öyle ise benim yeni kuracağım partide beraber olalım inşaallah” dedi.

“Türkiye’nin durumundan memnun musunuz” diye sordu. Cevabımız hayır oldu. Neden diye sordu. Biz de, büyük bir manevi tahribat var, vurgun, soygun alabildiğine, borçlanma hızla artıyor, manevi coğrafya hızla çoraklaşıyor dedik ve Türkiye’nin manevi coğrafyasını çizdikten sonra, bana cevaben “İsmail bey, ben bunları bilmiyordum” dedi. Anladım ki, manevi coğrafya ile ilgilenecek zaman bulamamıştı.

Daha sonra kendisine bazı sualler sorduk. “Niçin YÖK Başkanı İhsan Doğramacı’yı görevden almıyorsunuz?” sorumuza cevabı netti: “Gücümüz yetmez.”

Bu meydanda, benzer bir görüşme de, Sayın Süleyman Demirel’le gerçekleşmişti. 1. Cephe hükümeti kurulurken İhsan Sabri Çağlayangil’i Dışişleri Bakanı yapmayınız dediğimizde, “o zaman bu hükümet kurulamaz” cevabını almıştık. Demek ki, bazı güçleri ve uzantılarını aşmak mümkün olmuyor.

Daha sonra sözü alan merhum Özal, üç insan tipine hakkını hiç helal etmeyeceğini ifade ile onları şöylece sıraladı: 1- Benim inançlı olduğumu bildikleri halde, beni tekfirleyenler. 2- Mesut Yılmaz. 3- Çok iyiliğim dokunduğu halde aile efradıma sövenler.

Mesut Yılmaz’a niçin hakkını helal etmediğini sorduğumuzda, “vefasızdır da ondan” dedi, “peki niçin seçtirdiniz” dedim, cevaben “ben değil, Semra seçtirdi”, “Semra hanım sizin eşiniz” deyince, “orasını karıştırmayınız” dedi.

Aile efradına sövenler meselesine gelince; “kim bunlar” dedik. Cevaben “onlardan birisi eski ANAP Ordu milletvekili Şadi Pehlivan’dır” dedi. “Niçin” deyince, cevaben “Ordu ili onu milletvekili istemedi, ben de listeye koyamadım ama Türk Ticaret Bankası Yönetim Kurulu Başkanı yaptım. Daha çok kazandırdım. Buna rağmen arkamızdan küfür edip, durmaktadır. İşte bunun gibi olanlar.”

Merhum Turgut Özal çok dertli idi. Bizimle uzun bir sohbet yaptı. Gözünde hizmetin pırıltıları vardı. ANAP’ın Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve ekibine de itimadı kalmamış, yeni parti kurma çalışmalarını başlatmıştı. Ama ömrü vefa etmedi.

26.Haziran.2008 ismail Müftüoğlu

Zavallı Mesut Onbaşı!
Mesut Yılmaz’ı 1967 yılından beri tanırım. Demek ki aradan tam 41 yıl geçmiş. Rahmetli Veysel Atasoy, Mesut Yılmaz’ı bana getirip, “Mesut, Erol Yılmaz Akçal’ın yeğeni. Onu da Hür Düşünce Kulubü’ne üye yapalım” demişti. O sırada Hür Düşünce Kulübü Başkanıydım. A. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Sosyalist Fikir Kulübü karşısındaki derneğimiz, daha çok AP paralelinde, mûtedil, liberal, milliyetçi ve muhafazakâr bir kuruluştu. Biz, o günlerde, ‘Vatan, millet’ diye koşturan, millî değerlerimizi savunan, burslarımızla geçinmeye çalışan idealist bir gençlik grubuyduk. Mesut Yılmaz, üyelik teklifimizi kabul etmedi; “Ben sempatizan olarak kalayım” dedi. O günlerde, uzun saçlı, siyah gözlüklü, altında arabası, cebinde bol parası olan bir zamane genciydi.
Başbakanlık Müsteşarlığım sırasında Devlet Bakanı ve Hükûmet Sözcüsü oldu. Bürokrasiyi bilmiyordu. Uzun yıllar Almanya’da yaşamış, daha sonra Türkiye’de bir şirketin satış müdürü olmuştu. Ona elimden gelen yardımda bulunmuştum. Ne de olsa Mülkiyeli’ydi... Rahmetli Özal, Mesut Yılmaz’dan şikâyet eder ve bana “Şuna yaptıklarımızı anlat, farkında bile değil” derdi. Sonrasını biliyorsunuz; Mesut Yılmaz, Semra Hanım’ın elini eteğini öperek ANAP Genel Başkanı ve Başbakan oldu. Özal, sekiz ay sonra yaptığı hatânın farkına varıp sırtından hançerlendiğini söyledi ama iş işten geçmiş, siyasetin en büyük mirasyedisi olarak Özal’ın koltuğuna oturmuştu. Artık bundan böyle sabaha kadar oyun oynayacak, öğleden sonra da devlet ve parti yönetmeye çalışacaktı... Sonunda olan oldu. ANAP, Özal’ın yenilikçi, hamleci yörüngesinden statükocu bir çizgiye kaydı ve koskoca yüzde 40’lık parti, yüzde 5’lere kadar indi.
Mesut Yılmaz, ne yazık ki bir eski Başbakan olarak yolsuzluk iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandı. Bazılarının zannettiği gibi aklanmadı; sadece Rahşan Hanım’ın çıkardığı kanun sayesinde paçayı kurtardı. Eğer Rize’lilerin hemşehrilik bağı kuvvetli olmasaydı, şu andaki bağımsız milletvekili payesine de erişemezdi.
***
Mesut Yılmaz, 28 Şubat Dönemi’nde darbecilerin, Demirel’den ve Baykal’dan sonra en mutemet adamıydı. Bir ara, eliyle garip işaretler yaparak ‘Çevik Bir’ demeye kalktı ve darbe çetesi Batı Çalışma Grubu’nu tenkide yeltendi ama hemen arkasından tükürdüğünü yalamaktan kendini alamadı. Zira, darbeciler ağzına biber sürerek onu yola getirmişlerdi.
28 Şubat’ta adını ‘Mesut Onbaşı’ koymuştum. Darbeci generaller karşısında bir onbaşı kadar hükmün var, demek istemiştim. Anadolu’nun ârif insanları beni anladılar ve bu lâkabı benimsediler. Onbaşıları aşağılamak aklımdan bile geçmemişti. Lâkin, Türkçe özürlü Tansu Çiler, ‘şerefsiz onbaşı’ deyince ortalık karışıverdi.
Mesut Yılmaz, geldiği her yere birilerinin himayesinde gelmiştir. Önce Semra Hanım’a sığındı; daha sonra da darbecilere... Aralık 1995 Genel Seçimleri’nden sonra darbeci odaklar Mesut Yılmaz ile Tansu Çiler’i, Yılmaz’ın Başbakanlığında ‘ANAYOL Koalisyonu’na zorladılar. Ancak, Yılmaz bu koalisyonu devam ettiremedi. 28 Şubat Dönemi’nde Demirel’in DYP’yi parçalaması sonucunda, gene darbecilerin desteğiyle tekrar Başbakanlığa getirildi. En büyük marifeti, kurulu düzenin kokusunu alması ve darbecilerle iyi geçinmesiydi...
***
İşte bu bizim Mesut Onbaşı, Avrupa Parlamentosu’nda konuşma yaparak AK Parti’nin kapatılmasını savunmuş ve “Ordu kışlasına dönemez” demiş. Düşünebiliyor musunuz? Sen milletin oyuyla seçil, sonra da kalkıp milletini AP’de şikâyet edip demokrasiye lâyık olmadığını, siyasal İslâm’dan ve İran’daki gelişmelerden etkilendiğini söyle... Kaderin şu garip cilvesine bakınız ki, ona gereken cevabı sosyalist fakat ondan çok daha demokrat Ufuk Uras veriyor...
Mesut Yılmaz, bir de ‘Merkez sağı Japon modeliyle toplayacağım’ diyor. Halbuki kafasının ardında, muhtemel bir darbeden sonra yeniden bedavadan Başbakanlık yatıyor. Demirel’in de yeniden Cumhurbaşkanlığı beklediği gibi...
İlahi Mesut Yılmaz !.. Sabih Kanadoğlu ile Osman Paksüt varken sizi kim Cumhurbaşkanı, Başbakan yapar?.. En iyisi, CHP’ye girip birer milletvekilliği kapmanızdır. Tabiî, CHP yüzde 10’luk barajı geçebilirse...
Zavallı Mesut Onbaşı !..

H.Celal Güzel, Radikal 20/06/2008

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License