Cezaevi ziyareti!
“Diyanet İşleri Başkanı, anayasal düzeni değiştirerek şeriat getirmek isteyen ve bu yöndeki faaliyetlerinden dolayı tutuklanan Cemalettin Kaplan’ı yattığı cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretinin; “Diyanet İşleri Başkanlığını temsilen” yapıldığını ifade eden başkan: “yaptığım teşkilatımıza yıllarca emek vermiş, müftülük yapmış eski bir mensubumuza vefa göstermekten ibarettir” demiştir.
Diyanet İşleri Başkanı, eski bir müftü olan tutuklunun ziyaretinden hasıl olacak mesajın herkese ulaşması ve daha etkili olması için basın mensuplarını çağırmış ve çıkışta fotoğraflar çektirerek özel açıklamalarda bulunmuştur.”
Güzide medyamıza böyle bir haber düşseydi ne olurdu?Cevap: yer yerinden oynardı. O Diyanet İşleri Başkanını tefe koyar, hoplatırlardı. Dahası yargı hemen harekete geçer ve onu da kodese tıkardı. Bir daha böyle bir aymazlık olmaması için bütün diyanet camiası ve dindarlar kötekten geçirilirdi.
Diyanet İşleri Başkanı örneği uç bir örnek oldu diyelim; her hangi bir kamu kurumunu temsil eden bir genel müdür, müsteşar, vefa göstermek ve meslektaşına sahip çıkmak amaçlı; “silahlı bir örgüt kurmakla, anayasal düzeni değiştirmekle, seçilmiş hükümeti yıkmakla” suçlanan tutuklu bir meslektaşını ziyaret edip benzer açıklamalar yapsaydı ne olurdu?
Daha makul bir örnek seçelim. Bir kamu kurumu değil, bir STK’da, mesela bir işçi sendikasında üst düzey yöneticilik yapan birisi anayasal düzeni yıkmaktan ve silahlı örgüt kurmaktan içeri tıkılmış eski bir üyesini, sırf vefa için ziyaret etmiş ve bunu sendika adına yaptığını basın önünde deklere ederek mesajlar vermiş olsa hadise nasıl anlaşılırdı?
Bütün karanlık ve kirli işlerin, komploların, faili meçhullerin, darbe organizasyonlarının, toplumun farklı kesimlerini birbirine vuruşturma senaryolarının (Alevi- Sünni, Türk-Kürt, sağ-sol vs) zanlısı; haklarında rekor sayfada iddianame hazırlanan ve nihayetsiz delil biriktirilen Ergenekoncu paşalar “TSK adına” ziyaret ediliyor.
Ziyaret çıkışında bütün medya toplanıyor ve mesajlar veriliyor. “Türk silahlı kuvvetlerine yıllarca emeği geçmiş paşalara bir vefa ziyareti” olduğundan bahsediliyor.
Bu ziyaretin, Diyanet İşleri Başkanı’nın Cemalettin Kaplan’ı ziyaret etmek istemesinden tek farkı; ziyaret edenlerin kendilerini imtiyazlı görmeleri ve silahlı olmalarıdır.
Milletin vergileriyle geçinen ve silahları vatandaşın vergileriyle alınan birileri, silahlarını milli irade ve bağımsız yargı üzerinde baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçme niyetinde değiller anlaşılan…
Birileri son yıllarda epeyce yıpranan, milletin değerleriyle açı yapan ve vatandaş nezdinde güven kaybeden TSK’yı yıpratmaya devam edecek gibi görünüyor…
Bu milletin 5000 yıllık ordusunun “suçluları kollamak” gibi bir misyonunun olmadığı; TSK’nın birilerine tapulu olmadığı; milletin, milli bir kurumu olduğu birilerine hatırlatılmalı…
05 Eylül 2008 Cuma Yusuf Gezgin
Diyanet İşleri Başkanı, eski bir müftü olan tutuklunun ziyaretinden hasıl olacak mesajın herkese ulaşması ve daha etkili olması için basın mensuplarını çağırmış ve çıkışta fotoğraflar çektirerek özel açıklamalarda bulunmuştur.”
Güzide medyamıza böyle bir haber düşseydi ne olurdu?Cevap: yer yerinden oynardı. O Diyanet İşleri Başkanını tefe koyar, hoplatırlardı. Dahası yargı hemen harekete geçer ve onu da kodese tıkardı. Bir daha böyle bir aymazlık olmaması için bütün diyanet camiası ve dindarlar kötekten geçirilirdi.
Diyanet İşleri Başkanı örneği uç bir örnek oldu diyelim; her hangi bir kamu kurumunu temsil eden bir genel müdür, müsteşar, vefa göstermek ve meslektaşına sahip çıkmak amaçlı; “silahlı bir örgüt kurmakla, anayasal düzeni değiştirmekle, seçilmiş hükümeti yıkmakla” suçlanan tutuklu bir meslektaşını ziyaret edip benzer açıklamalar yapsaydı ne olurdu?
Daha makul bir örnek seçelim. Bir kamu kurumu değil, bir STK’da, mesela bir işçi sendikasında üst düzey yöneticilik yapan birisi anayasal düzeni yıkmaktan ve silahlı örgüt kurmaktan içeri tıkılmış eski bir üyesini, sırf vefa için ziyaret etmiş ve bunu sendika adına yaptığını basın önünde deklere ederek mesajlar vermiş olsa hadise nasıl anlaşılırdı?
Bütün karanlık ve kirli işlerin, komploların, faili meçhullerin, darbe organizasyonlarının, toplumun farklı kesimlerini birbirine vuruşturma senaryolarının (Alevi- Sünni, Türk-Kürt, sağ-sol vs) zanlısı; haklarında rekor sayfada iddianame hazırlanan ve nihayetsiz delil biriktirilen Ergenekoncu paşalar “TSK adına” ziyaret ediliyor.
Ziyaret çıkışında bütün medya toplanıyor ve mesajlar veriliyor. “Türk silahlı kuvvetlerine yıllarca emeği geçmiş paşalara bir vefa ziyareti” olduğundan bahsediliyor.
Bu ziyaretin, Diyanet İşleri Başkanı’nın Cemalettin Kaplan’ı ziyaret etmek istemesinden tek farkı; ziyaret edenlerin kendilerini imtiyazlı görmeleri ve silahlı olmalarıdır.
Milletin vergileriyle geçinen ve silahları vatandaşın vergileriyle alınan birileri, silahlarını milli irade ve bağımsız yargı üzerinde baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçme niyetinde değiller anlaşılan…
Birileri son yıllarda epeyce yıpranan, milletin değerleriyle açı yapan ve vatandaş nezdinde güven kaybeden TSK’yı yıpratmaya devam edecek gibi görünüyor…
Bu milletin 5000 yıllık ordusunun “suçluları kollamak” gibi bir misyonunun olmadığı; TSK’nın birilerine tapulu olmadığı; milletin, milli bir kurumu olduğu birilerine hatırlatılmalı…
05 Eylül 2008 Cuma Yusuf Gezgin
0 yorum: