20.11.09

ACINASI CHP

CHP'nin acınası hali…

2007 Temmuz seçimleri sonrası Baykal soruyordu: "CHP bu seçimlerde neden başarısız oldu?"

Yanıtı ise şöyleydi:

"Tarikatlar, ABD ve AB, ikinci cumhuriyetçiler, Kürtler AK Parti'yi desteklediği için…"

Aslında doğruydu…

AK Parti toplumun farklı kesimlerinden destek aldığı, daha doğrusu toplumun çoğunluğu tarafından desteklendiği için, yani iç dinamiklerin enerjisini kendisinde topladığı için başarılı olmuştu…

Doğruydu, dış dünyadan çağın ruhunu, değişim ve istikrarı temsil ettiği için destek aldı. Ve bu destek bir miktar da olsa Türkiye'de kimi şer güçlerin önünü kesmişti…

Bu tabloyu tersten okuduğunuz zaman CHP'nin neden kaybettiğini, hâlâ kaybetmeye devam ettiğini ve kaybetmeye mahkûm olduğunu anlayabilirdiniz, hâlâ anlayabilirsiniz…CHP toplumu ve çağın ruhunu temsil etmediği için kaybediyor.

CHP iflas eden bir modelin bayraktarlığını yaptığı için acınası hale düşüyor.

Nasıl?

Kemalist modernleşme modeli, ödevleri, hakları, tavırları, yaşam biçimiyle sıkı sıkıya tanımlanmış bir "Türk-laik yurttaş" kimliği üzerine oturtulmuş, bu resmi kimlik çerçevesinde yaratılmaya çalışılan resmi "insan" kemalist modernizasyon projesinin temel taşıyıcısı olmuştu.

CHP hâlâ bu modelin peşinde olduğu, bu modeli savunduğu için acınası haldedir.

CHP bu resmi kimlik dışında kalan tüm kimlik ve taleplere, yani devlet-birey kutuplaşmasında bireyin özerkliğinin altını çizen siyasal hareketlere merkezkaç güçler olarak baktığı için acınası haldedir.

Kemalist anlayışa göre toplumdaki tüm aracı aktörler ve kurumları, bu resmi kimlik projesini gerçekleştirecek işlevlerle donatılır.

CHP bu anlayışın taşıyıcısı ve temsilcisi olduğu için acınası haldedir.

Başarısız olmuştur çünkü CHP'nin "demokrasi" anlayışı kültürel, dinsel ve etnik farklılıklara ve değerlere özel mekânlar ve özel yaşamlar çerçevesinde özgürlük tanınmakla sınırlı kalmıştır.

Bu öyle "demokrasi" anlayışıdır ki, terakkiden, özel mekânların kamusallaşması ya da en azından çoğalmasını değil, özel mekânlar ve dünyalar çerçevesinde ifade edilebilecek değerler ve farklılıkların sayısının artmasını anlar.

Başka bir deyişle, merkez güç-merkezkaç güç çatışması, özel yaşamların ve yerel-kültürel kimliklerin özel yaşamlara hapsedildiği, kamu yaşamının ise siyasal merkez tarafından belirlendiği bir yapılanmayı ifade eder.

Bu yapılanma, özel alanla kamu alanını birbirinden sıkı sıkıya ayıran, ancak ayırırken kamu sahasını, "yerel değer karşıtı evrensel değerlerle" ahlakileştiren bir ikilik üzerine oturur.

Türk siyasal yaşamı uzun süre, merkezkaç güçlerin taleplerini gerçekleştirme çabalarıyla, merkezin bunları bazen doğrudan bazen ehlileştirerek bastırma çabası arasındaki gerilimden biraz bu nedenle beslenmiştir…

Bu öyle bir anlayıştır ki, laiklik kültürel ve sosyal sahada bir toplumsal grubun hükümranlık tekelini ifade eder.

Ve bu tekel, ekonomik sahada kapalı bir rant sistemi tarafından beslenir.

Bu modernleşme modelinin temel iç çelişkisi ve kriz yaratıcı niteliği de buradan kaynaklanmaktadır. Zira kapalı rant sistemlerin varlığı değer, inanç ve demokratlığın bir meta gibi tüketimi üzerine kurulu evrensel mantığa aykırı bir içerik kazandırmıştır.

Bu model hemen her yönüyle iflas etmiştir…

CHP de bu modelin peşinde kendisini imha sürecine girmiştir…
Ali Bayramoğlu
alibayramoglu@tnn.net20 Kasım 2009 Cuma

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License