Andıç'a paraf atan komutanlar kritik görevlerde
Eylem Planı'nın orijinalini Ergenekon davasını yürüten savcılara gönderen meçhul subayın ikinci mektubundaki isimler dikkat çekiyor. 'İnternet andıcı' olarak nitelenen ve Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlandığı anlaşılan belgede emir-komuta zincirinden pek çok albay ve generalin imzası bulunuyor. Daha önce Albay Dursun Çiçek'le birlikte sorgulanan albaylardan Sedat Özüer ve İlker Göktaş'ın yanı sıra Bilgi Destek Şube Müdürü Cemal Gökçeoğlu, Bilgi Destek Grubu Başkanı Kurmay Albay O. Güçlü, Bilgi Destek Dairesi Başkan Vekili Tuğgeneral Mustafa Bakıcı ve Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz'ün isim ve imzaları hiyerarşik yapı içerisinde sıralanmış. Koordine başlığı altında da Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, MEBS Başkanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Adli Müşavir Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun imzaları yer alıyor. En son imza Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'a ait. Bu imzanın ardından ise "Sn. K.'a arz" ibaresi bulunuyor.
Söz konusu komutanların ortak bir özelliği var. 2009 YAŞ'ında itibar görmeleri. Albay Dursun Çiçek'in içinde bulunduğu Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nün dağıtılması ve yerine Genelkurmay'a doğrudan bağlı bir birimin kurulması dışında, bu isimlerin yerinde değişiklik yok. 2008 yılında Genelkurmay Başkanlığı'na gelen Orgeneral İlker Başbuğ'un yerlerini değiştirmediği isimlerden İsmail Hakkı Pekin ve Mehmet Otuzbiroğlu, 2009'da terfi ettirildi. Pekin, orgeneralliğe yükseltilerek Elazığ'da bulunan 8. Kolordu'nun başına getirildi. Geçtiğimiz şubat ayında Hasan Iğsız'ın komuta alanında olmamasına rağmen ziyaret ettiği Pekin, 1998 yılında Mehmet Otuzbiroğlu ile birlikte generalliğe terfi eden albaylar arasındaydı. Otuzbiroğlu ise koramiral rütbesini sürdürürken Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na atandı. Yine koordine ekibi içerisinde yer alan Adli Müşavir Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun görev süresi bir yıl uzatıldı.
Dursun Çiçek imzalı belgenin hazırlanmasında ve imha sürecinde bulunduğu iddia edilen Mustafa Bakıcı ve Mehmet Eröz, 2009 yılındaki YAŞ'ta konumlarını korudu.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan muvazzaf teğmenlere İlker Başbuğ'un selamını götüren Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, tümgeneral rütbesine yükseltilerek Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Daire Başkanlığı'nda görevlendirildi. Mehmet Eröz, korgeneral rütbesini korurken, Başbakanlık Askeri Başdanışmanlığı'na atandı. Belgede ismi bulunan Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun ismi geçtiğimiz günlerde Taraf gazetesi tarafından gündeme getirilmişti. Çubuklu'nun Anayasa Mahkemesi'ni ziyaret ederek sivil yargıyla ilgili düzenlemeyi iptal ettirmeye çalıştığı ileri sürülmüştü. Akşam ve Vatan gazetelerinin manşetine konu olan olayın örtülmesine yönelik ortaya atılan 5 sorunun kaynağı olarak da Çubuklu gösterilmişti.
Korg. Eröz'ün Başbakanlık'ta odası var
İnternet andıcında imzası bulunan Korgeneral Mehmet Eröz, 30 Ağustos 2008'den beri Başbakan Erdoğan'ın askerî başdanışmanı. Aynı zamanda Genelkurmay'da harekat başkanı olan Mehmet Eröz'ün Başbakanlık'ta makam odası bulunuyor. Eröz'ün görevi halen devam ediyor. Bilgi Destek Planı'nda imzası bulunan Nusret Taşdeler ise 2007-2008 yılları arasında Erdoğan'a danışmanlık yapmıştı. Başbakan'a gönderilecek danışmanın ismi Genelkurmay tarafından belirleniyor.
-----------------------------------------------------------------
Emir-komuta zinciri içinde hazırlanmış
Faik Tarımcıoğlu (Emekli askerî hakim): Karargah içerisinde emir-komutadan habersiz böyle bir belgenin hazırlanması imkansız. Belge en üst kademeden emredilir ve albay tarafından hazırlanır. Sonra da imzalar tamamlandıktan sonra yeniden en üst kademeye ulaştırılır. İkinci belgenin çıkmasından anladığım, bu mektubu gönderen kişi bir an evvel bitirilsin istiyor. İsimler gayet açık biçimde deşifre edilmiş. "Sn. K.'a arz" ifadesi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a iletildiği şeklinde anlaşılması gerekir.
Üst emirle hazırlandığı açık
Ümit Kardaş (Emekli hâkim albay): Karargahta hazırlanan bu belgeden, sorumlu generallerin haberinin olmaması imkansız. Bu konuda ihtilaf yok. Zaten bu belgenin üstten bir emirle hazırlandığı açık. Bu, doğrudan Genelkurmay Karargâhı'nda hazırlanmış bir belge. Hukuk dışı bir girişimin 'görev' olarak algılanmasıyla karşı karşıyayız.
İlker Başbuğ da zan altında
Latif Selvi (Konya Sivil Toplum Platformu Başkanı): Bu belgeyle birlikte Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, ciddi anlamda töhmet altına girmiştir. Çünkü bir-iki kişinin işi değil. Burada bir organize çalışma olduğu açık. Genelkurmay Başkanı'mızın ilgili kişileri derhal hukuk önüne çıkarak yargılanmalarını sağlamalı. Yoksa zan altında kalır. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde kişiler ancak yargı önünde aklanabilirler. Burada yürütme işini yapan hükümete de önemli görevler düşüyor. Darbe girişimi ile ilgili daha kararlı ve ciddi adımlar atmalı.
TSK, hukuk çizgisine çekilmeli
Adnan Tanrıverdi (Emekli Tuğgeneral): Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ "Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hukuk çizgisine çekmeli. Ayyuka çıkan cunta faaliyetleri örtbas edilemez. Artık meselenin aralık ayında yapılacak Yüksek Askeri Şûra'da (YAŞ) enine boyuna ele alınması şart oldu.
Kaynak: Zaman 5,11,2009
Eylem Planı'nın orijinalini Ergenekon davasını yürüten savcılara gönderen meçhul subayın ikinci mektubundaki isimler dikkat çekiyor. 'İnternet andıcı' olarak nitelenen ve Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlandığı anlaşılan belgede emir-komuta zincirinden pek çok albay ve generalin imzası bulunuyor. Daha önce Albay Dursun Çiçek'le birlikte sorgulanan albaylardan Sedat Özüer ve İlker Göktaş'ın yanı sıra Bilgi Destek Şube Müdürü Cemal Gökçeoğlu, Bilgi Destek Grubu Başkanı Kurmay Albay O. Güçlü, Bilgi Destek Dairesi Başkan Vekili Tuğgeneral Mustafa Bakıcı ve Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz'ün isim ve imzaları hiyerarşik yapı içerisinde sıralanmış. Koordine başlığı altında da Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, MEBS Başkanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Adli Müşavir Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun imzaları yer alıyor. En son imza Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'a ait. Bu imzanın ardından ise "Sn. K.'a arz" ibaresi bulunuyor.Söz konusu komutanların ortak bir özelliği var. 2009 YAŞ'ında itibar görmeleri. Albay Dursun Çiçek'in içinde bulunduğu Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nün dağıtılması ve yerine Genelkurmay'a doğrudan bağlı bir birimin kurulması dışında, bu isimlerin yerinde değişiklik yok. 2008 yılında Genelkurmay Başkanlığı'na gelen Orgeneral İlker Başbuğ'un yerlerini değiştirmediği isimlerden İsmail Hakkı Pekin ve Mehmet Otuzbiroğlu, 2009'da terfi ettirildi. Pekin, orgeneralliğe yükseltilerek Elazığ'da bulunan 8. Kolordu'nun başına getirildi. Geçtiğimiz şubat ayında Hasan Iğsız'ın komuta alanında olmamasına rağmen ziyaret ettiği Pekin, 1998 yılında Mehmet Otuzbiroğlu ile birlikte generalliğe terfi eden albaylar arasındaydı. Otuzbiroğlu ise koramiral rütbesini sürdürürken Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na atandı. Yine koordine ekibi içerisinde yer alan Adli Müşavir Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun görev süresi bir yıl uzatıldı.
Dursun Çiçek imzalı belgenin hazırlanmasında ve imha sürecinde bulunduğu iddia edilen Mustafa Bakıcı ve Mehmet Eröz, 2009 yılındaki YAŞ'ta konumlarını korudu.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan muvazzaf teğmenlere İlker Başbuğ'un selamını götüren Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, tümgeneral rütbesine yükseltilerek Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Daire Başkanlığı'nda görevlendirildi. Mehmet Eröz, korgeneral rütbesini korurken, Başbakanlık Askeri Başdanışmanlığı'na atandı. Belgede ismi bulunan Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'nun ismi geçtiğimiz günlerde Taraf gazetesi tarafından gündeme getirilmişti. Çubuklu'nun Anayasa Mahkemesi'ni ziyaret ederek sivil yargıyla ilgili düzenlemeyi iptal ettirmeye çalıştığı ileri sürülmüştü. Akşam ve Vatan gazetelerinin manşetine konu olan olayın örtülmesine yönelik ortaya atılan 5 sorunun kaynağı olarak da Çubuklu gösterilmişti.
Korg. Eröz'ün Başbakanlık'ta odası var
İnternet andıcında imzası bulunan Korgeneral Mehmet Eröz, 30 Ağustos 2008'den beri Başbakan Erdoğan'ın askerî başdanışmanı. Aynı zamanda Genelkurmay'da harekat başkanı olan Mehmet Eröz'ün Başbakanlık'ta makam odası bulunuyor. Eröz'ün görevi halen devam ediyor. Bilgi Destek Planı'nda imzası bulunan Nusret Taşdeler ise 2007-2008 yılları arasında Erdoğan'a danışmanlık yapmıştı. Başbakan'a gönderilecek danışmanın ismi Genelkurmay tarafından belirleniyor.
-----------------------------------------------------------------
Emir-komuta zinciri içinde hazırlanmış
Faik Tarımcıoğlu (Emekli askerî hakim): Karargah içerisinde emir-komutadan habersiz böyle bir belgenin hazırlanması imkansız. Belge en üst kademeden emredilir ve albay tarafından hazırlanır. Sonra da imzalar tamamlandıktan sonra yeniden en üst kademeye ulaştırılır. İkinci belgenin çıkmasından anladığım, bu mektubu gönderen kişi bir an evvel bitirilsin istiyor. İsimler gayet açık biçimde deşifre edilmiş. "Sn. K.'a arz" ifadesi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a iletildiği şeklinde anlaşılması gerekir.
Üst emirle hazırlandığı açık
Ümit Kardaş (Emekli hâkim albay): Karargahta hazırlanan bu belgeden, sorumlu generallerin haberinin olmaması imkansız. Bu konuda ihtilaf yok. Zaten bu belgenin üstten bir emirle hazırlandığı açık. Bu, doğrudan Genelkurmay Karargâhı'nda hazırlanmış bir belge. Hukuk dışı bir girişimin 'görev' olarak algılanmasıyla karşı karşıyayız.
İlker Başbuğ da zan altında
Latif Selvi (Konya Sivil Toplum Platformu Başkanı): Bu belgeyle birlikte Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, ciddi anlamda töhmet altına girmiştir. Çünkü bir-iki kişinin işi değil. Burada bir organize çalışma olduğu açık. Genelkurmay Başkanı'mızın ilgili kişileri derhal hukuk önüne çıkarak yargılanmalarını sağlamalı. Yoksa zan altında kalır. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde kişiler ancak yargı önünde aklanabilirler. Burada yürütme işini yapan hükümete de önemli görevler düşüyor. Darbe girişimi ile ilgili daha kararlı ve ciddi adımlar atmalı.
TSK, hukuk çizgisine çekilmeli
Adnan Tanrıverdi (Emekli Tuğgeneral): Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ "Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hukuk çizgisine çekmeli. Ayyuka çıkan cunta faaliyetleri örtbas edilemez. Artık meselenin aralık ayında yapılacak Yüksek Askeri Şûra'da (YAŞ) enine boyuna ele alınması şart oldu.
Kaynak: Zaman 5,11,2009
0 yorum: