4.11.09

ISLAK İMZADA SONUNA KADAR..

Islak imzada sonuna kadar gitmek…

Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), birçok noktada alınması düşünülen olumlu ekonomik adımların önüne çıkmıştı. Mesela demir çelik sanayiinin kurulması konusunda İktisat Bakanlığı'nın ekonomik işletme prensipleriyle tesis yeri olarak seçtiği Karadeniz Ereğlisi'ni sırf askerlik bakımından savunulması zor düşüncesiyle kabul etmemiş, demir sanayiinin ekonomik şartları zor bir bölgede, Karabük'te kurulmasını sağlamıştı... Doğu ve Güney illerinde sanayi kurulmasını, yollar yapılmasını istememiş, yol yapıldığı takdirde bir savaş halinde bu sınırlardan gelecek düşmanın memleketi kolaylıkla işgal edebileceğini ileri sürmüştü...

Mareşal'e göre Doğu illerinde okul açılması da bu iller halkını uyandıracak, Kürtlük gibi birtakım bölücü akımlara yol verecekti... Cehaletin, geriliğin Türk milliyetçiliğini başka milliyetçi akımlara karşı koruyabilecek bir silah olabileceği gibi zararlı, tehlikeli zanlara kapılmıştı Fevzi Paşa!Samet Ağaoğlu'nun “Demokrat Parti'nin Yükseliş ve Çöküş Sebepleri” adlı eserinden bu satırlar…

Soralım:

Bu vetolar, “milli güvenlik” gerekçesiyle alınan bu kararlar Güneydoğu sorununu bastırdı mı yoksa azdırdı mı? O yıllarda okullaşma ve kalkınma hamleleri yapılsaydı, Güneydoğu bugün bu acıyı yaşar mıydı?

İkinci soruya geçelim:

1924-1944 yılları arası Genelkurmay Başkanlığı yapan Fevzi Çakmak, “siyaseti sınırlama ve tanımlama” anlamına gelen veto ya da dayatma yetkisini neye dayanarak kullanıyordu?

Kanunlara… 1924 tarihli bir kanuna…

Evet, milli güvenlik ve askerlikle ilgili gereklerin siyasi alanı sınırlaması ve ana siyasi kararların temel referanslarını oluşturması, Türk siyasal sisteminin faturası bugünlere uzanan eski bir geleneği...

Bu gereklerin tanım ve uygulama olarak askerî otoritenin uhdesinde bulunması, bu çerçevede “askerî otoritenin devlet alanı içinde, siyasetin üzerinde yer alan, siyasi kararları denetleme işlevi üstlenen özerk bir saha ve yapılanmaya sahip olması” da öyle...

Güneydoğu örneğinde olduğu gibi topluma, talebe, siyasete, kültüre, hatta özgürlüğe ve bireye salt asayiş gözlüğüyle bakan bu “milli güvenlik mantığının yol açtığı tahribat” da ortada...

Bu “gelenek” ve siyasetçiyi suçlamak için kullanılan bu “tahribat”, sürekliliğin de ötesinde, her dönemde biraz daha keskin düzenlemelere yol açarak, askerin devlet içindeki özerk alanının genişlemesi ve pekişmesine işaret etmiş ve “Türk siyasi tarihinin olası okumalarından biri” olarak karşımıza çıkmıştır.

Fevzi Paşa'nın yerine MGK geçmiştir.

Yıllar boyu Güneydoğu politikasının ekonomik ve sosyal yönleriyle neler olması gerektiğine, TRT'de ne tür program yapılması icap ettiğine, ceza yasasındaki değişikliklerin istikametine, eğitim ilkelerine, vatandaşlık ve laiklik yorumlarının nasıl olacağına yasama dışındaki güçler karar verdi...

Buna itiraz da mümkün olmazdı.

Örnek pek çok…

2000'lerin başında bir ANAP Kongresi'nde şöyle demişti Mesut Yılmaz:

“Dünyanın hiçbir yerinde ulusal güvenlik sadece askerlere bırakılmaz. Bu, siyasetin işidir. Ulusal güvenliğin sınırlarını belirleyecek olan da siyaset kurumudur. Gelin görün ki, Türkiye'de maalesef ulusal güvenlik siyasetin sınırlarını belirliyor...”

Ve Kıvrıkoğlu komutasındaki TSK bu çıkışa çok sert bir açıklamayla cevap vermişti. Genelkurmay bildirisi, '12 Mart ve 12 Eylül askerî darbe bildirileri'nin içeriğini anımsatan ve “Cumhuriyet tarihinin en ağır asker açıklamaları” arasında yer alacak bir metindi. Sadece Mesut Yılmaz'ı, bir partiyi, bir kesimi değil, içindeki tespit ve tahlillerle tüm siyaset kurumunu hedef almıştı.

Çok değil, üzerinden sadece 10 yıl geçti.

Bugün başka bir noktadayız…

Askerin geri adımlarla, geri geri kendi sahasına çekildiği bir dönemde…

Bu geri çekilişi durduracak her adım, onu atanı vebal altında bırakır…

Özet: Islak imza soruşturulmasında sonuna kadar gidilmelidir.
ALİ BAYRAMOĞLU yenişafak 4,10,2009

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License