17.11.09

ALEVİ ANDICI

Alevileride Andıçlamışlar

Meçhul bir subayın, kirli eylem planında imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in bilgisayarının da aralarında bulunduğu hard disklerden kurtardığını belirttiği belgeler gündeme damgasını vurdu.

Üçüncü ihbar mektubunun eklerinde yer alan belgeler, millete komplo belgesindeki 'Alevilere karşı kirli tezgâh projesi'nden vazgeçilmediğini gözler önüne seriyor. Önceki gün Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların yanı sıra Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ve muhalefet liderlerine gönderilen yeni belgelerde, Alevilere yönelik fişlemeler dikkat çekiyor. 'Çorum İl Etüdü' adlı dosyada, il merkezi, ilçeler ve köylerdeki cemevleri ile dedelerin tek tek kayıt altına alındığı görülüyor. Tespit edilen cemevlerinin yanına 'dede var, dede yok' notları düşülmüş. Bazı Alevi dedelerinin telefon numaraları kayıt altına alınmış.Isparta'da yaşayan Alevi vatandaşların ise kılık kıyafetleri dahil sosyal hayattaki durumları raporlaştırılmış. Belgede Alevilerin kıyafetleri için "Genellikle pantolon etek giyerler, başörtüsü takmazlar." ifadeleri kullanılıyor. Dini yaşantıları konusunda "Namaz kılmazlar. Oruç tutmazlar." gibi ibareler yer alıyor. Fişlenen köylerdeki Alevi vatandaşlar şaşkınlıklarını ifade ederken, "Kafalarına göre yazmışlar." yorumunda bulundu.

Cemevlerini ve dedeleri tek tek fişlemişler

Ergenekon'un Alevi-Sünni çatışması oluşturmak için bazı Alevilere suikast planlaması iddianamelerde önemli yer tutuyor. Suikast planını gören Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız'ın 'Ölümümü gördüm' dediği basına yansıdı. Dursun Çiçek imzalı Eylem Planı, Alevilere yönelik kirli tezgah projesinden vazgeçilmediğini ispatlarken bir subayın gönderdiği 3. ihbar mektubunda yer alan belgeler, bu kesime yönelik hazırlıkların boyutlarını gözler önüne serdi. Aleviler, yaşadıkları illere hatta köylere kadar fişlenmiş. Isparta'da yaşayan Alevilerin giyim kuşamlarına kadar bilgi toplanmış. Belgede, "Kadın ve erkekler çağdaş giyimlidirler. Genellikle pantolon etek giyerler, başörtüsü takmazlar." deniliyor. Alevilerin dini yaşantıları hakkında "Namaz kılmazlar. Ramazan ayı içerisinde oruç tutmazlar. Muharrem ayında 12 gün oruç tutarlar. Orucun bitimini müteakip durumu iyi olanlar kurban keserler. Cenaze namazına kadınlar katılmaz." ibareleri yer alıyor.

'Çorum İl Etüdü' adlı dosyanın 57-58. sayfalarında 'Çorum ilinde hatırı sayılır kişiler ile cemevlerinin durumu' başlıklı kısımda il merkezi, ilçeler ve köylerdeki cemevleri ve dedelerin tek tek kayıt altına alındığı görülüyor. Tespit edilen cemevlerinin yanına 'dede var, dede yok' deniliyor. Bazı dedelerin telefon numaraları da yazılmış. Cemevi olan köyler tek tek tespit edilip şöyle sıralanmış: "Akçaköy, Büyüksöğütözü, Dölderesi, Haydar, Karatepe, Akpınar, Büyükcamili, Büyükeşlik, Kayabüget, Koçhisar, Yenice, Çelebibağı, İmat, Karamahmut, Harhar, Kargın, Eskiyapar, İsahacı, Kılavuz, Koyunoğlu, Külah, Küre, Mazıbaşı." Diğer fişleme bilgileri ise şöyle:

Mollahasan köyü: Şanlıosman cemevi mevcut. Dede: Nesimi K. Alaca ilçesi Keşlik köyü nüfusuna kayıtlı olup, Çorum şehir merkezinde ikamet eder.

Gökköy: Cemevi mevcut. Dede: Kasım A. ve kardeşi Fevzi A., Sungurlu ilçesi Yazır köyü nüfusuna kayıtlı olup, aynı yerde ikamet eder.

İğdeli köyü (Kızılkır): Cemevi yok, dede: Zülfikar G., Arap G.

Dere köyü: Cemevi yok, dede: İsmail D., Hasan B. ve köy muhtarı Arap B.

Ferhatlı köyü: Cemevi var, dede: Şevket İ., Ali Rıza İ.

Kertme köyü: Cemevi var, dede: Şevket İ., Ali Rıza İ.

Hamdi köyü: Cemevi var, dede yoktur.

Tarhan köyü: Cemevi var, dede yoktur.

Büyükdivan köyü: Cemevi yok, dede: İsmail S.

Akçalı köyü: Cemevi var, dede yoktur.

Çanakçı köyü: Cemevi var, dede yoktur.

Munzur Festivali'ne katılan sanatçılar terör örgütü sempatizanı

Elazığ'da konuşlu Genelkurmay 3. Psikolojik Harekat Tabur Komutanlığı'nın 'Karargah Etüdü' başlığı altında hazırladığı raporda Tunceli hakkında detaylı bilgiler yer alıyor. "Psikolojik Harekat Kurulları 3. Tabur" isimli word dosyasında "Bölgede Mevcut Hassasiyetler" başlığı altında bölge halkının yapısı anlatılırken her yıl düzenlenen Munzur Festivali'ne davet edilen sanatçı ve panelistlerin de tamamına yakınının aşırı sol terör örgütü sempatizanı olduğu belirtiliyor. Festival ve katılımcılar hakkında, "Milli birlik ve bütünlüğümüz aleyhine çalışmalarıyla tanınan kişilerden seçilmiş olması ve bu etkinliğin gelecek dönemlerde uluslararası platforma taşınmak istenmesinin, söz konusu festivalin bazı çevrelerce daha etkin bir propaganda aracı olarak kullanılmak istendiğini gösterdi." deniliyor.

Raporda başta Tuncelili gençler olmak üzere, festivale katılanların, konser ve panellerde yapılan konuşmalar neticesinde, gazete, dergi, kitaplar, bildiriler, atılan sloganlar, gösterilen filmlerle sürekli aşırı sol ve terör örgütlerinin propagandalarına maruz kaldıkları anlatılıyor. Festival boyunca halkın ve gençlerin, sürekli örgütlenmeye teşvik edildiği belirtiliyor. Raporda ayrıca Tokat, Gümüşhane, Sivas, Çorum ve Tunceli nüfusuna kayıtlı olan ancak İstanbul'da oturan yöre halkının illegal örgütlerin propagandasına maruz kaldıkları ifade ediliyor. Alevi kültürüne sahip gençlerin bu örgütlerin propagandalarından çok etkilendikleri, yaz aylarında tatil maksadıyla geldikleri köy ve beldelerde bu etkilerin izlerinin gözlendiği dile getiriliyor.

Dersim talimatı: Cumhuriyet'e isyan edenin sonu idamdır

Fişleme belgelerinde CHP'li Onur Öy-men'in Meclis'teki konuşmasıyla gündeme gelen Dersim'le ilgili ilginç bir ayrıntı yer alıyor. Askerlere 'Dersim 1937' kitabının TSK personeline okutulması emrediliyor. 'Isparta' adlı klasörde 'Dersim 1937 Analizi' ve 'Dersim 1937 Kitap Özeti' şeklinde iki dosya bulunuyor. Analizi yapanın kitap hakkındaki genel kanaati şu şekilde verilmiş: "Kitap; emperyalist güçlerin ağalar ve seyitler aracılığı ile cahil, fakir, Kürt kökenli ve Alevi vatandaşları kullandıklarını, karşımıza sürekli tehditler çıkardıklarını, ulus devlet bilincinin aşındırıldığını, etnik farklılıkları çatışmaya sevk etme gayretleri ve ülkemizde potansiyel krizlerin oluşması yönünde politikalarının mevcut olduğunu açıklamıştır. Bu güçlerle mücadelede Türk milleti olarak, birlik ve beraberliğimizin büyük önem taşıdığı anlatılmakta olup, başta Bilgi Destek kadrolarında bulunan personel olmak üzere, tüm TSK personeli tarafından okunmasının ve kütüphanelerinde bulundurulmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir." Bilgi notlarından biri şöyle bitiyor: "Türkiye Cumhuriyeti'ne isyan eden bölücülerin sonu idam cezasıdır."

Alevîler tepkili: Biz vatana hiçsaygısızlık yapmadık

Belgelerde 'Çorum' klasörünün içinde 'Çorum il etüdü' adlı klasörün 56. sayfasında 'Etnik yapı' başlığı altında Alevi köyleri hassas köyler olarak veriliyor. Belgede, "Bölge halkı, Türk ve Müslüman'dır. Hassas köyler olarak 27 Sünni-Alevi, 39 Alevi, 168 Sünni ve Türkçe konuşan, 18 Alevi ve Kürtçe konuşan, 4 Kürtçe konuşan köy olmak üzere toplam 256 köy bulunmaktadır." ifadesi yer alıyor. Fişlenen köylerdeki Alevi vatandaşları ise şaşkın. Belgelerde ismi geçen Kalecik köyünün eski muhtarı Zülal P., "Benim bir oğlum polis, bir oğlum subaydır. Bu vatana hiçbir saygısızlığımız olmamıştır. Vatanımız, bayrağımız, askerimiz her şeyimizdir. Kimseden korkumuz yok. Kafalarına göre yazmışlar. Biz köyümüzden bile çıkmayız. Bizi kullanmak istiyorlar. Bu fişleme askeriye tarafından bizi tehlike olarak gördükleri için yapılmışsa çok ağırımıza gider." diye konuştu. Kargın köyünden fişlenen Hasan Hüseyin Ş.'nin kardeşi Sami Ş. ise, "Ağabeyim vefat etti. Ağabeyimin kimseye kötülüğü olmamıştır. Tuhaf bir durum. Bizim her şeyimiz ortadadır. Gizli kapaklı işimiz olmaz. Komutanlar, çavuşlar gidip gelirdi. Onlar da gizli bir şeyimiz olmadığını görürlerdi." dedi.
aktifhaber.comdan alındır

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License