16.1.09

Deniz Baykal ve Ergenekon

Biliyorum, ortada kafa karıştıracak zaten pek çok unsur var; bir de kamera karşısına geçip zehir-zemberek teoriler sunan, Atlantik-ötesi katkılarda bulunan, mesleki hesaplaşmayı güncel sıkıştırmalar üzerinden yapanlar işin tuzu biberi oluyor. Böyle bir ortamda pusulayı şaşırmamak, istikameti bozmamak elbette olağanüstü zordur.

Toplumun konumları gereği duyargaları daha açık olması gereken kesimlerinde bugüne kadar sergilenen savrulmaların sebebini anlamak çok kolay. Yeterince bilgi sahibi olmayan, önyargısı doğru düşünebilmesini engelleyen kişiler, 'Ergenekon' sürecinde bir o yana bir bu yana yalpalıyorlarsa, sebebi, kafa karışıklığıdır.

Ne kadar anlamaya çalışırsam çalışayım, tavrına bir türlü anlam veremediğim nadir siyasetçilerden biri CHP lideri Deniz Baykal... MHP lideri Devlet Bahçeli son grup konuşmasında partisine ince ayar çekti; Deniz Baykal ise kürsü üzerinde yaptığı 'inadına Ergenekon tangosu' adı verilebilecek dansla üzücü görüntüler sergilemeye devam ediyor.

İster bazılarının gördüğü gibi 'münferit' ve sadece 'bugüne özel' bir örgüt olarak yaklaşın, ister kökenini İttihat Terakki dönemi 'derin devlet' yapılanmasına kadar veya 1952'de NATO çerçevesinde CIA ve İngiliz istihbaratı tarafından oluşturulmuş 'devlet içinde devlet' örgütlenmesine kadar uzatın, Ergenekon, demokrasi-karşıtı bir oluşumdur.

Demokrasiden beslenen siyasi partilere düşen, “İçinde kim(ler) varmış?” merakına kapılmadan demokrasi-dışı bütün oluşumların karşısında yer almaktır.

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu veya MGK eski Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç içinde yer alıyor olsa, 'Ergenekon' tasvip edilecek bir örgüt muamelesi görmeyi mi hak ediyor yoksa CHP zihniyetine göre?

Diyelim sapla samanı iyi ayıramadı savcılar ve bazı isimleri yanlışlıkla gözaltına aldılar, bu durum, demokrasi-karşıtı bir örgütün üzerine gidilmesine karşı çıkmayı mı getirmeli? Acımasız gibi gelse bile şu soru üzerinde özellikle Deniz Baykal bayağı imal-i fikr etmeli: Aklına gelebilecek 'en muteber' isimleri yanyana yazalım, bütün bu insanların demokrasi-dışı bir oluşum içerisinde yer almaları, o oluşumu da CHP'nin gözünde 'muteber' ve 'arzu edilir' mi kılacaktır?

İlkesel olmanın tam zamanı: Demokrasi-dışı yöntemlerle iktidar olmak da, iktidarları iş başından uzaklaştırmak da demokratik ülkelerde asla düşünülemez. Bu amaçla örgütlenenler kim(ler) olursa olsun, sistem tarafından dışlanmalı, eğer işi 'zor kullanma'ya kadar vardırmışlarsa mutlaka cezalandırılmalıdır.

Öyle değil mi Sayın Deniz Baykal?

Şu sırada verilen mücadele, CHP'nin genel merkez binasının tepelerinden bakıldığında nasıl görünüyor olursa olsun, Ak Parti lehine bir mücadele değildir. Pırtlak gibi yerden biten cephane tarlaları CHP genel merkez binasından da görünüyor olmalı. İster bir defalık ve günümüze ait bir örgüt olsun ister süreklilik taşısın, Ergenekon, CHP'nin de içinde yer aldığı demokrasinin düşmanıdır. Mücadele Ak Parti'ye yarayabilir doğal olarak, sonuna kadar gitmeyi göze alabilirse yarasın da, ancak neden CHP'ye de yaramasın?

Geçmişte bu konuyu en fazla işleyenler ve demokrasi-dışı örgütlenmelerden en fazla çekmiş olanlar bugün CHP saflarındalar. Konuya en büyük ilgiyi gösteren Deniz Baykal'ın seleflerinden Bülent Ecevit'ti. Ak Parti'yi iktidardan uzaklaştırma amacına erişseydi Ergenekon, kimbilir belki hedefinde CHP'nin başından Baykal'ı uzaklaştırmak da vardı.

Kafa karışıklığını artırmaktan ziyade her şeyi yerli yerine oturtmaya yarayacak bir tavır benimsemeli CHP lideri; sorunun parçası değil çözümün parçası olmalı...
FEHMİ KORU 16 01 2009

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License