6.1.09

EL FETİH MÜSLÜMAN DEĞİL Mİ ?

El Fetih Müslüman değil mi?

Tanrım, Tanrım, Tanrım... İsrail, bebek, çocuk, kadın demeden, insanlığı utandıran bir biçimde vuruyor. Baksanıza, Gazze’de zar zor ulaşılabilen insanların sesi binbir güçlükle çıkıyor...

Ve ‘nasılsınız’ sorusuna tek bir cevap veriyorlarmış: ‘Hala hayattayız...’

Bu insafsız...

Kanlı vahşetin sanki yedikçe iştahı artmakta...

İnsan yüreği taşıyan herkes çığlık çığlığa ayağa kalmış vaziyette...

Örneğin, Financial Times şunları yazıyor:

‘Ateşkesin bitmesi sonrası İsrail’in Gazze’ye saldırıp ezici güç doktrinini hayata geçirmesi kimseyi şaşırtmadı.

İktidardaki liderler Netanyahu’dan daha şahin görünmeye çalışıyor. Fetih ve Hamas acilen uzlaşıp iki devletli çözüm için çalışmalı.

...Şaşırtıcı olansa, savaşı durdurmak için kimsenin parmağını kıpırdatmıyor gibi görünmesi.

Gazze’den İsrail’in güneyine atılan ev yapımı roketlerin yol açtığı sinir bozucu tahriklere karşılık olarak başlatılan hava saldırılarının orantısız ölçeğiyse hiç şaşırtıcı değil.

1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’yi işgal etmesinden beri tek bir günde en fazla Filistinlinin ölümüne yol açan bu saldırı İsrail’in ezici güç doktrinine uyuyor.

Bu şiddet düzeyi gerek Hamas’ın gerekse İsrail’in varsayılan hedeflerinin (güçlü bir konumdan yeni bir ateşkes sağlamaya çalışmak) ötesine geçiyor ve İsraillilerle Filistinlilerin yakında yapacağı seçimlerin sonucunu etkileyebilecek topyekûn bir kriz yaratacak gibi görünüyor.

Gerçekten de İsrail’in iğne atsan yere düşmeyecek Gazze’ye düzenlediği saldırının vahşiliği, kısmen seçimin iyice yaklaşmasıyla açıklanabilir...’

***

Ama siyasal hesaplarla sesi çıkmayan Müslümanlar da var... Kan banyosuna dönmüş Gazze’ye Refah Sınır Kapısı’nı açmayan Mısır...

İsrail vahşetini kendi hesabına alacak yazan ve Şeria’da keyfine bakan El Fetih...

Guardian Gazetesi başyazısında şunları yazıyor: ‘Eğer Birleşmiş Milletler kara operasyonu sürerken kenarda beklerse, Batı Şeria’daki El Fetih yönetimi, Filistin sokaklarında, giderek artan oranda, sadece işbirlikçilik yapmaya yarayan Vichy rejimi gibi görülecek.’

***

Orta-Doğu’yu... Din, ırk ve mezhep üstünden okuyan acilen yanılmakta... Çünkü Orta-Doğu sadece bu gözlüklerle anlaşılmayacak kadar karmaşık çıkar ilişkilerinin talihsiz bir avı...Orta-Doğu ne mi?

Aharon Klieman, The Brown Journal of World Affairs’de rakamlarla olağanüstü çarpıcı bir Orta-Doğu resmi çizdi... Yaman Törüner, dün Milliyet’teki köşesinde o resmi aktarmıştı:

‘- 40 yıl önce, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin kişi başına milli gelirleri, Asya ülkeleriyle aynı idi. Bugün ise, örneğin, Mısır’ın kişi başına düşen milli geliri, Güney Kore’nin 1/5’i seviyesinde. Yine, 40 yıl önce Malezya ile eşit olan Fas’ın kişi başına düşen milli geliri, halen, Malezya’nın 1/3’ü seviyesinde. 40 yıl önce, Suudi Arabistan’ın kişi başına düşen milli geliri Tayvan’ın 2 katı iken; şimdi, Tayvan, Suudi Arabistan’ın 2 katı kişi başına düşen milli gelire sahip.

- Mısır’ın nüfusunun sadece yüzde 5’ine sahip olan Kosta Rika’nın, Mısır’ın 2 katı fazla sanayi malı ihracatı var.

- Tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin petrol dışı mal ve hizmet ihracatı toplansa, ancak Finlandiya’nın ihracatına eşit oluyor.

- Toplam 340 milyon kişinin yaşadığı, Arap Ligi’ne dáhil 22 ülkenin gayri safi milli hásılaları toplamı İspanya’dan az. İngiltere veya Fransa’nın ise yarısı kadar.’

***

Bu sefalete rağmen Orta-Doğu en çok silahlanan bölge...

Rakamları izlemeye devam edelim:

‘- Dünyada her bin kişiye ortalama 78.3 bilgisayar düşerken, bu sayı, Arap ülkelerinde sadece 18.

- Her beş Araptan biri günde iki dolardan az kazanıyor.

- Şimdiki eğilim sürerse, halen 15 milyon kişinin işsiz olduğu Arap ülkelerinde, gelecek 10 yıl içinde bu sayı 50 milyon kişiye çıkacak.

- Orta-Doğu ülkelerinde her bin kişinin 10.3’ü silah altında bulunurken, bu oran dünyada binde 3.6.

- Ortadoğu ülkelerinin son 10 yıldaki yıllık ortalama askeri harcaması 15 milyar dolar. Bu miktar, Ortadoğu ülkeleri bütçelerinin, ortalama olarak yüzde 21’i anlamına geliyor. Askeri harcamaların bütçeye oranı, gelişmiş ülkelerde ise ortalama yüzde 10 civarında.

- Ortadoğu ülkeleri ithalatlarının yüzde 14.5’ini silah alımı olarak yapıyor. Bu oranın dünya ortalaması ise yüzde 1. Üstelik 1997’den 2006’ya kadar olan dönemde, Ortadoğu ülkelerinin silah alımı reel anlamda yüzde 57 artarak tarihi bir rekor kırdı.’

***

Tanrım, Tanrım, Tanrım...

İsrail, bebek, çocuk, kadın demeden, insanlığı utandıran bir biçimde vuruyor...

Mısır ‘Refah Kapısı’nı açmıyor, El Fetih Şeria’da sakince önüne bakıyor...

‘Yarımdır kırıktır sırça yüreğin

Çığlık çığlığa yarı geceler

Kardeşin duymaz eloğlu duyar’

Zülfü, bu besteyi İsrail vahşeti karşısında sessiz kalan Müslümanlar için mi bestelemişti?
Mehmet Altan star 6 Ocak 2009

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License