16.7.08

ALİ BAYRAMOĞLU 15 TEMMUZ YAZISI

İddianame kadar önemli olan…

Türk tarihinin önemli dönemlerinden birisine tanıklık ediyoruz… Darbe girişimlerine, kalkışmaya, kışkırtmaya yönelik hukuki takibat, bu çerçevede tutuklanan emekli orgeneral ve kuvvet komutanları ülke açısından bir ilk…

Dün İstanbul Başsavcısı Ergenekon iddianamesinin bir bölümünün tamamlandığını ve mahkemeye intikal ettirildiğini açıkladı. Şimdi önümüzde 15 günlük bir süre var. Bu sürenin sonunda mahkemenin iddianameyi bu haliyle kabul edip etmediği ortaya çıkacak, kabul kararıyla da yargılama başlayacak.Evet, ortada, sonucu bir yana, varlığıyla bile değerli “hukuki bir süreç” var…

Ancak bu, yaşadığımız tek süreç değil.

Hukuki sürece paralel yaşanan, onunla iç içe bir görüntü veren, ancak özünde ondan bağımsız olan, bir “siyasi süreç” de yaşanıyor.

Bu süreç gerek son 5 yılın gerek bugünün siyasi şebekelerini, iktidar ilişkilerini, perde arkası girişimlerini aktörleri ve aşamalarıyla adım adım keşfetmeyi, ortaya çıkarmayı, bir puzzle'ın parçaları gibi yerine yerleştirmeyi ifade ediyor. Kaçınılmaz olarak taraflar, tartışmalar içeriyor.

Bu süreç de en az hukuki süreç kadar değerli ve önemlidir…

Zira kendi başına siyasal bir hareketliliğe ve kendi başına bir değişim haline işaret etmektedir.

Emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün arka arkaya yaptığı açıklamalar, darbe günlüklerinin tartışılmaz varlığı bu değişim halinin kanıtlarındandır.

Son dönemde ki gazeteci ifşaatları, düne kadar bu tür belge ve tartışmalara mesafeli duranların örneğin hafife aldığı, hatta dalga geçtiği darbe günlüklerini aylar sonra yeni bir belgeymiş gibi keşfeden Vatan Gazetesi ile kimi çıplak gerçekleri psikolojik harekât olarak değerlendiren, artık “jetonu mecburen düşen diğerleri”nin bile darbeci generaller gerçeğini kabul etmeye başlaması da, değişime ilişkin kanıtlardan sayılır.

Bugüne dair siyasi analiz yaparken şu birkaç nokta önemli hale geliyor.

1. Siyasi sürecin varlığı her şeyden önce “mahkeme kararını beklemek gerekir” mantığıyla “siyasi tartışmayı hukuki alana hapseden ve susturmaya çalışan bir anlayış”ın belini kırmıştır.

Hukuki süreç sonunda kimi sanıklar delil yetersizliğinden beraat etseler bile, siyasi sürecin ortaya koyduğu ve koyacağı gerçekler ülkenin belleğinde yerini alacak, ayrıca “ordu içi gayri meşru siyasallaşma girişimleri”nin önünde ciddi bir engel oluşturacaktır.

2. Siyasi süreç eşyanın tabiatına uygun olarak derinleşecektir. Asker-sivil ilişkilerinin özüne doğru bir değişim yaşanacaksa bu, özellikle siyasi süreç üzerinden olacaktır.

Örneğin darbe günlüklerinin askeri yargının alanına girdikleri için iddianamede delil olarak kullanılmaması, bu günlükler etrafındaki tartışmaları ortadan kaldırmayacak, bu tartışmalar belki de “askeri yargıyı harekete geçmek zorunda bırakacak”tır…

3. Siyasi süreç Ergenekon ve kapatma davası etrafında yaşanan çatışma ve tartışmaların eksenini bir ölçüde değiştirmiş, “demokratik meşruiyet”i yeniden bir kıstas haline getirmiştir.

Nitekim günlükler yanında, Hilmi Özkök'ün devreye girmesi dengelerin değişmesine ilişkin son derece kuvvetli bir örnektir. Kuvvet komutanı düzeyinde orgenerallerin tutuklanmasıyla baş gösteren “asker-sivil karşılaşması” görüntüsü, Hilmi Özkök'ün açıklamalarıyla bulanık hale gelmiştir.

Bu karşılaşmanın yerini paşalar tartışması, ordu içi tasfiye görüntüsü almıştır. Bu durum gerek ordu bünyesinde gerek komuta düzeyinde bir rahatlama sağlamış, irrasyonel karşı tepki riski azalmış, bir tabiileşmenin kapısı açılmıştır.

Ayrıca bu yeni görüntü demokratik meşruiyetin gücünü arttırmış, daha şimdiden asker kurum-sivil yapı ilişkilerinin özüne yönelik tartışmaların zeminini oluşturmasına öncülük etmiştir.

İddianame önemlidir, ama bunlar da gözden kaçmamalı…

Yeni başlıyoruz…

Yol uzun ve zor…

Ancak ufuk açık…
Ali Bayramoğlu
alibayramoglu@tnn.net 15 Temmuz 2008 Salı

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License