3.7.08

ERGENEKONUN ARKA PLANI

Ergenekon’un 'arka planı': 'Darbe Günlükleri'...


Türkiye, 1 Temmuz 2008 günü, “Hukuk Devleti” olma doğrultusunda, “hukukun üstünlüğü”nü “olmazsa olmaz” bir “rejim ilkesi” olarak yerleştirmek yolunda en önemli istasyona uğradı.

1 Temmuz 2008, bu bakımdan, 1 Temmuz “Kabotaj Bayramı”ndan daha önemli bir gün olarak kayıtlara düştü.

1960’tan bu yana askeri darbeler, askeri müdahaleler ve darbe girişimleri ile lekelenmiş siyasi tarihimizde ilk kez emekli de olsalar “orgeneral” rütbesi taşımış olan, kuvvet ve ordu komutanlıkları gibi kilit görevlerde bulunan iki kişi, gözaltına alınabildi.

Yani, “Türkiye’de asla olmaz” sanılan bir şey gerçekleşti. “Hukukun rütbelerden, sıfatlardan üstün olduğu”nun Türkiye’de de mümkün olabileceği ortaya çıktı.

AK Parti kapatılsa, hatta Başbakan Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı durumuna düşse bile ki, -bunun Avrupa demokratik normlarıyla asla bağdaşmayacağı artık ayan beyan ortada- 1 Temmuz 2008 günü vardığımız noktanın önemi ve değeri ortadan kalkmaz.

Ergenekon soruşturmasının, gereği gibi ele alınır ve yürütülürse, yakın siyasi tarihimizin “en önemli olayı” olma niteliği taşıyacağına bu köşede daha önce de değindik. Hep bir “ihtiyat kaydı” bırakıyorduk. Çünkü, Türkiye’de hep aksine alıştırıldık. İşte Susurluk soruşturmasının akıbeti, işte Şemdinli. O nedenle, “sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi” misali, 1 Temmuz 2008’in önemine de kuşku duyanların sayısı fazla.

Tedirgin zihinler, “Şimdi ne olacak? İşler nereye varacak?” sorusunu dudaklarından eksik etmiyor ve “Hukuk Devleti” yolunda atılmış bu dev adımdan gereğince sevinemiyorlar.

Bana gelince, “Ergenekon soruşturması”nın son “gözaltı dalgası”na ilişkin muhatap olduğum her soruya, “Darbe Günlükleri”ni açıp okuyun cevabını veriyorum “Ergenekon soruşturması”nı yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün incelettirmesi üzerine, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek’in bilgisayarından çıktığı emniyetçe “teknik olarak” kanıtlanan “Darbe Günlükleri”nde bugün aranan her sorunun cevabı var.

***

Nokta dergisi 29 Mart-4 Nisan 2007 tarihli 22.sayısında “Darbe Günlükleri”ni yayınladı. “Hayret verici ayrıntılarıyla SARIKIZ ve AYIŞIĞI-2004’te iki darbe atlatmışız!” kapak başlığı ile sayfalarca yayınlanan söz konusu “Darbe Günlükleri”nden bazı bölümler:

“20 Ocak 2004- Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılacak kuvvet komutanları toplantısına katıldım. MGK ön toplantısı perşembe günü yerine yarına alındığı için bir koordinasyon ihtiyacı doğmuştu. (...) Konuşmalar sırasında Jandarma Genel Komutanı (Şener Eruygur) daima bir ihtilal özlemi içersinde, bir an önce bu işi yapalım şeklinde konuşuyordu. Bugün de defalarca tekrar etti...”

“6 Şubat 2004- Sabah doğruca Jandarma Genel Komutanlığı’na gittim ve orada üçümüz buluştuk. Durumu tekrar gözden geçirdik. Jandarma Genel Komutanı hala darbe yapalım diye inat ediyordu... Sabah toplanmamızın esas gayesi Kıbrıs konusunda neler yapılabileceği konusunda seçenekleri gözden geçirmek. Ancak biz bu konuyu bırakıp darbe yapacak mıyız yoksa yapmayacak mıyız konusuna girdik. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’u ikna etmek oldukça güç. Bir netice alamayacağımı bildiğim halde yine de onu ikna etmeyi denedim. Pek ikna olduğunu söyleyemem...”

Bu notlardan bir süre öncesinde, 6 Aralık 2003’te düşülen not ise şöyle:

“... Kendimize göre bir eylem planı yapmaya karar verdik.

-Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık...

-Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik.

-Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik.

-Sokaklara afiş astıracaktık.

-Derneklerle temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik.

-Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık.

Yukarıdakiler SARIKIZ olarak anılacaktı...”

SARIKIZ’cıların, şu andaki Kara Kuvvetleri Komutanı, önümüzdeki ay sonu Genelkurmay Başkanı olması beklenen Orgeneral İlker Başbuğ hakkındaki duygu ve düşüncesini merak ediyor musunuz? 1 Aralık 2003 tarihli günlükte, İlker Başbuğ’dan girişimlerine destek bulamadıkları anlaşılıyor; şöyle not düşülmüş:

“II Başkan (Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ) güvenilecek bir general değildi. Kendi yararını ülke yararı üzerinde tutuyordu. Ve bize kesin cevaplar vermiyordu.”

“Ülke yararı”nın darbe yapmak ile eş anlamlı olarak kullanıldığını belirtmeye herhalde gerek yok.

Benzeri ifadeler Şener Eruygur’a atıfta bulunularak, 29 Şubat 2004 tarihli günlükte şu andaki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt için de kullanılıyor.

“Darbe Günlükleri” okunduğu vakit, 1 Temmuz 2008 günü gözaltına alınan isimlerden bazılarına rastlanıyor. Bu arada, CHP ile temaslar, Onur Öymen ile biraraya gelmeler, günlüklerde epey yer tutuyor.

Ve, bütün bunlar, önceki günkü “gözaltı dalgası”ndan sonra kimin ne tepkiyi, niye verdiğine de ışık tutuyor.

***
Nokta dergisinde yayınlanmış olan “Darbe Günlükleri” okunmadan bugünlerde olan-bitene sağlıklı teşhis konulamaz. “Darbe Günlükleri”ni ve Ergenekon soruşturmasını, “safsata” ve “şehir efsanesi” diye damgalayarak demokrat olunmaz. Yakın tarihimizin en ciddi gelişmesi olan “Ergenekon soruşturması”nı küçültmeye kalkıp “Heryerekon” gibisinden zevzek başlıklarla salya-sümük yazılar kaleme alarak, demokrasi mücadelesi verilmez.

“Darbe Günlükleri”ne tam anlamıyla bir “medya karartması” uygulandı. Geldiğimiz noktada, Türkiye’nin “hukuk devleti” olma doğrultusunda yürüme azminin güneşi, “Sarıkız”ı da, “Ayışığı”nı da her türlü karartmadan kurtaracak kadar güçlü.

Ayrıca, dün, Başsavcı Vekili Çolakkadı, Ergenekon soruşturması iddianamesinin hazırlandığını, 2500 sayfadan oluştuğunu ve zanlıların “terör örgütü kurmaktan yargılanacağını” açıkladı.

Şimdilik bu kadar... CENGİZ ÇANDAR

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License