6.7.08

ERGENEKON VE TARAF OLMAK

Ergenekon ve taraf olmak

Ergenekon davası ile ilgili flaş gözaltılar yıllık iznime rastladı. Her ne kadar arada bir TV kanallarının haber ya da tartışma programlarına bağlanarak birkaç şey söyleyebildiysem de, izin sonrası bu ilk yazımda, şöyle bir toparlama yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Hemen baştan belirteyim; bir kesimin gözaltılar ile ilgili tepkileri, bana Susurluk Davası'nın uğradığı şanssızlığı hatırlatıyor.

Şöyle bir yoklayın hafızanızı; Susurluk'un aydınlanması için her gece ışıklarımızı yakıp söndürürken nasıl da umutlu, nasıl da heyecanlıydık. Sonra nasıl olduysa oldu, bir baktık ki, Susurluk'un aydınlanması için esen rüzgar tersine dönüp Refah Partisi Hükümeti'ni hedef almış. Tıpkı şimdiki gibi, medya ve bazı güç odakları usta bir manevrayla Susurluk'a karşı oluşan duyarlılığı, hükümete karşı muhalefete dönüştürmeyi ve "Susurluk"u kurtarmayı başarmışlar. Susurluk, hiçbir zaman sandıktan çıkamamış kimi siyasetçilerin iktidar hırslarına kurban edilmiş... Bugün sanki aynı filmi yeniden seyrediyoruz.
Gözaltılarla ilgili olarak verilen tepkilere bakıyorum da, yıllar yılı kontrgerillanın, derin devletin, faili meçhul cinayetlerin açığa çıkarılması için mücadele edenler; darbelerde büyük acılar çekmiş olanlar da dahil birçok kişi ve kurum, Ak Parti düşmanlıklarını devlet içindeki çetelerin temizlenmesi isteklerinin önüne koymuşlar; devletin şeffaflaşması için elimize geçen bu tarihi fırsatı gözlerini kırpmadan feda ediyorlar. Bu nasıl bir kindir; bu nasıl bir takıntıdır; nasıl bir gaflettir, anlamak mümkün değil...

Şu söylediklerine bir bakın: Kamuoyunca yakından tanınan önemli kişilerin böyle apar topar gözaltına alınması doğru değilmiş. Peki neyi tercih ederlerdi? Susurluk'taki gibi Veli Küçük'ün bir türlü davaya dahil edilememesini mi?

Bugün Ergenekon'un sanığı olan Küçük'ün o gün bir türlü sanık sandalyesine oturtulamaması Susurluk Davası'nın kesildiği noktalardan biri olmamış mıydı? Korkut Eken, Mehmet Ağar gibi kişilerin "devlet sırrı" kavramının ardına sığınarak ifade vermeyi reddetmeleri bir başka olumsuz dönüm noktası değil miydi dava açısından? Şimdi "önemli kişiler" böyle ulu orta gözaltına alınamaz diyenler, yine Susurluk'taki gibi olsun; dava "küçük adamların" üzerinden yürütülsün mü istiyorlar? Yüksek rütbelilerin on yıllardır süren "dokunulmazlıklarının" kalkmasından neden bu kadar rahatsız oluyorlar?

Aslına bakarsanız, şu anda sorguya alınan bazı kişilerin bundan çok daha önce gözaltına alınmaları gerekirdi. Örneğin, Nokta'da yayınlanan Darbe Günlükleri'nin baş kahramanı Şenuygur, Nokta Genel Yönetmeni Alper Görmüş beraat ettiği anda gözaltına alınmalıydı. Çünkü Görmüş'ün beraati, Şenuygur'un ordu içindeki darbeci faaliyetlerinin teyidi anlamını taşıyordu. Gelelim şu "savcılar" ve "avukatlar" benzetmelerine...

Ergenekon Davası Türkiye'nin, cumhuriyetin ilk yıllarından beri başına musallat olan derin devletle hesaplaşmasının davasıdır. Bundan sonraki rejimimizin demokrasiye doğru mu evrileceğini yoksa otoriterleşmeye doğru mu kayacağını belirleyecek olan davadır. Dünya alem bilir ki, böylesi önemli politik davalar ancak arkalarında güçlü bir siyasi irade olursa ilerleyebilirler. Hatta güçlü bir siyasi irade de yetmez; devletin önemli bazı kurumlarının da onayı ve aktif bir kamuoyu desteği gerekir.

Başbakanın, CHP lideri tarafından "Ergenekon Davası'nın savcısı gibi" davranmakla suçlanan davranışı sadece budur. Hükümet, her fırsatta siyasi iradenin bu davanın arkasında olduğunu tekrarlamış, bu davranışıyla savcının yolunu açmış ve iyi de etmiştir. Bunun aksi davranış, yine ayni hükümetin Şemdinli Davası'nda yaptığına yapması, yani görevini yapmaya çalışan savcıyı yarı yolda bırakması hatta önünü kesmesi olurdu. Bu mudur ana muhalefetin istediği?

Bu davanın iddianamesinin gecikmesini eleştirebilirsiniz; soruşturmanın yürütülüşüne ilişkin başka itirazlarınız da olabilir. Ama bütün bunlar, temelde, davanın ifade ettiği çabayı küçümsemenizi, önemsiz göstermeye çalışmanızı, daha iddianameyi görmeden "fiyasko" olduğunu ilan etmenizi; daha da ileri giderek soruşturmanın derinleşmesine köstek olma çabalarınızı haklı göstermeye yetmez.

Unutmayın, beğenmediğiniz bir partiyi iktidardan indirmek için birçok fırsatınız olabilir. Ama devlet içindeki çeteleri temizlemek için çok seyrek fırsat geçen elinize. Ak Parti yarın seçimle gider ve siz içinde suç örgütlerinin cirit attığı bir devletle yine baş başa kalırsınız. 6 temmuz 2008 Bugün Gazetesi

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License