3.7.08

OLAY CİDDİ, YORUMLAR SAÇMA

Olay ciddi, yorumlar saçma

Olay son derece ciddîdir. Türkiye, son yarım asırlık dönemdeki en önemli demokrasi sınavından geçiyor. 27 Mayıs’tan beri devam eden darbeler döneminde, bugüne kadar darbeciler ve yan kuruluşları hukuk önünde hiçbir zaman soruşturma geçirmemiş ve yargılanmamışlardı. Bilâkis, bu illegal güçlere karşı çıkanlar suçlanmışlardı. Darbeciler ise, ya ‘temelli senatör’ olarak devam etmişler (27 Mayıs); ya statülerini sürdürmüşler (12 Mart); ya ‘Konsey Üyesi’ sıfatıyla yüceltilmiş ve Cumhurbaşkanı yapılmışlar (12 Eylül);
ya da gizli egemenliklerinin tadına varmışlardır (28 Şubat).
Hiçbirisinden hesap sorulamadı ve hiçbir darbe yargı önünde mahkûm edilemedi. Bu yüzden de on yılda bir yapılageldi.
İşte ‘Ergenekon Soruşturması’nın önemi ve ciddiyeti buradadır. İstanbul’da üç savcı, ekip hâlinde, 1,5 milyon belgeyi değerlendirmiş ve 200 klasörlük bir hazırlık soruşturması gerçekleştirmiştir. Mensupları tarafından ‘Ergenekon’ ismi verilen ‘ulusalcı çete’nin, TSK’ya kadar uzanan illegal ve antidemokratik bağları -herhangi bir hukuk dışı müdahale olmadan- çözülebilirse, Türkiye’de ilk olarak darbeci odaklar yargılanabilecek ve ‘derin devlet’ olgusu ortaya çıkarılabilecektir.
Özellikle basın mensuplarının gözaltına alınması sırasında, kelepçe takılması ve kollarına girilmesi gibi uygulamalar, gerçekten rahatsız edici olmuştur. Bu kişilerin kaçma ihtimalinin bulunmamasına rağmen, statüleriyle mütenasip olmayan bir muameleye tâbi tutulmuş olmaları üzücüdür. Gözaltına alınanlardan bazıları benim de dostumdur. En kısa zamanda suçsuz bulunarak tahliyelerini ve beraatlarını diliyorum.
Lâkin, bu ciddî olayın gayriciddî ve saçma sapan yorumlarını hiçbir şekilde doğru bulmuyorum. Şöyle ki;
1. Bu gözaltıların AK Parti’nin kapatılma dâvasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Burada, ‘Senin savcın kötü, benim savcım iyi’ karşılaştırması yapılamaz. Bir tarafta siyasî mahiyette bir dâva, diğer tarafta illegal bir örgütle ilgili bir ceza dâvası vardır. Kapatma dâvasında Savcı iddianamesini hazırlamış ve yargılama süreci başlamıştır. Halbuki Ergenekon soruşturmasında henüz iddianame belli değildir. İddianame bilinmeden, sırf gözaltına alınan isimler dolayısıyla yapılan eleştiriler havada kalmaktadır.
2. Yargıtay Başsavcısı’nın bilinen ithamlarını tekrarlaması önemli bir olay değildir. Başsavcı yeni bir şey söylememiştir. Buna karşılık, İstanbul’daki savcıları ve Ağır Ceza Mahkemesi’ni, gözaltıları aynı güne getirmekle itham etmek, sadece paranoya değil, aynı zamanda bu yargı mensuplarını komplocu olarak suçlamak demektir.
3. Baykal’ın ve CHP sözcülerinin açıklamaları, ciddiyetten tümüyle uzaktır. Baykal’ın, ‘Bu dâva Başbakan’ın dâvasıdır’ sözü tersinden okununca, ‘Kapatma dâvası da Baykal’ın ve CHP’nin dâvasıdır’ demek mi gerekecektir? Ayrıca, ortada bir darbe soruşturması varken, Baykal’ın ‘AK Parti darbeye hazırlanıyor’ demesi gülünç bir saptırmadan öteye anlam ifade etmez. Bu arada, Mustafa Özyürek’in, İnönü’nün bir sözünü istismar ederek, savcılar ve mahkeme için ‘Eşkiyanın ne yapacağı belli olmaz’ demesi tam bir rezalettir. Hiç kimse, Yargıtay Başsavcısı’nı ve AYM üyelerini eleştirirken ‘eşkıya’ sıfatını kullanmamıştır.
4. Gözaltı emrini savcılar vermiş ve Ağır Ceza Mahkemesi de ev ve işyerlerinin arama kararını almıştır. Hâl böyleyken, Başbakan’ın veya herhangi bir hükûmet yetkilisinin Savcılık ve mahkeme üzerinde nasıl bir etkisi olabilir? Savcıları veya mahkeme üyelerini Başbakan mı atamıştır? Adlî Yargıda, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi üyelerini ataması gibi bir mekanizma yoktur. Kısaca Başbakan, Ergenekon soruşturması üzerinde hiçbir etkide bulunmamıştır; zaten istese de bulunamaz.
5. Başbakan’ın, KKK Org. İlker Başbuğ ile görüşmesinde, emekli orgenerallerin gözaltına alınması için izin istediği dedikodusu ise sadece saçma değil, aynı zamanda askeri tahrik için uydurulmuş bir fitnedir. Gözaltılardan Başbakan’ın da Başbuğ’un da haberi yoktur. Nitekim, TSK’nın ve Başbuğ’un açıklamalarıyla bu husus ortaya çıkmıştır.
***
Kuyruğu sıkışan jakoben despotlar boşuna ortalığı karıştırmaya
çalışmasınlar. Kimsenin Milliyetçiler ve Atatürkçülerle alıp veremediği yoktur. Demokrasiye ve Türkiye’nin huzuruna önem verenlerin Ergenekon Soruşturması’nı
desteklemesi lâzımdır. H.Celal Güzel Radikal

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License