7.7.08

MÜMTAZER TÜRKÖNE, ERGENEKON...

İllegal bir siyasî parti olarak Ergenekon

Karşımızda, bu dünyaya ve Türkiye'ye ait olmayan bir "yaratık" duruyor. Tarif edilmesi ve tanımlanması alıştığımız standartların dışında. Çoğumuz, uyanıkken bile sürekli gördüğümüz kâbusa benzeterek "darbe" tehdidini öne çıkartıyoruz.
Tehlike darbeden bile daha ciddi... Ergenekon, bir siyasî parti. Neden? Çünkü devlet iktidarını ele geçirme veya kontrol altına alma amacını taşıyor. Komünist ve faşist partiler gibi illegal yapı ve yöntemler kullanıyor. Gizlilik içinde iş görüyor. Paramiliter bir örgüt, ancak militer yapı merkezde yer aldığına göre faşist gizli partilerin hiyerarşik ve otoriter yapısına daha yakın. İçinde şiddet usullerini kullanacak niteliğe uygun aparatlar bulunuyor. Peki bu siyasî partinin ilham kaynağı neresi? Bu siyasî partinin ilham kaynağı, Soğuk Savaş dönemine özgü gayrınizamî savaş örgütleri. NATO savunma anlayışı çerçevesinde bütün Avrupa ülkelerinde kurulan bu örgütlerin amacı ideolojik savaşı yürütmekti. Geniş bir sivil örgütlenme ağına ihtiyaç duyuyordu. Kitlesel şiddet yöntemi, tıpkı Marksist-Leninist silahlı propaganda örgütlerinin kullandığı gibi, bir savaş yöntemi olarak bu örgütler tarafından benimsendi. Türk ordusu içinde özel harp teknikleri kısa zamanda siyasî iktidarlara müdahale etmenin ve siyaseti düzenlemenin bir aracına dönüştü. 12 Eylül darbesinin meşruiyetini sağlama almak için, bu örgüt aracılığıyla şiddet ortamına kritik destekler verildiği bugün artık yeteri kadar biliniyor.

Soğuk Savaş, yani bu gayrınizamî savaş örgütlerinin dayanağı olan ideolojik savaş sona erdi. Bu örgütler bütün demokratik ülkelerde dağıtıldı, faaliyetleri soruşturma konusu yapıldı. Türkiye'de ise bu örgüt, siyasete müdahalenin, siyasî dengeleri etkilemenin aracı olarak taşıdığı değer yüzünden muhafaza edildi. Zamanla yapısı değişti. 28 Şubat sürecinde bu örgütün kamuoyunu oluşturma amacı taşıyan operasyonlarda kullanıldığı aşikar. Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay'ın iki kere basın açıklaması yayımlayarak yalanladığı "Bilgi Destek Planı" başlıklı "Lahika 1"in, 28 Şubat Süreci'nde, Çevik Bir imzalı "Batı konsepti" ile neredeyse bire bir uyması, gözlerden kaçtı. Sivil hayata yönelik her tanzim teşebbüsünün, gayrınizamî savaş anlayışı içinde yer alması kaçınılmaz.

Türkiye'de artık fiilî bir askerî darbe ihtimali yok. Neden? Çünkü darbeyle yönetilebilecek bir ülke artık kalmadı. Bunun yerine demokratik hayatı kontrol altına alacak araçları, bir savaş mantığı içinde düzenleme fikri eski güçlerini sürdürme hayali kuranlara cazip geliyor. Gayrınizamî savaş yöntemleri ile toplumu ve siyaseti bir hiyerarşiye bağlama fikri, Ergenekon yapılanmasının temel hareket noktasını oluşturuyor. Medya, sivil toplum, yargı, üniversiteler ve hatta ekonomi üzerinde bütün araçların seferber edildiği bir kontrol kurulması amaçlanıyor. Atatürkçülüğün üçüncü dünya solculuğu versiyonu, laikliğin inadına demokrat olmayan militan bir yorumu, dünyada olup biten her şeyi komplo olarak niteleyen anti-küreselleşmeci bir ulusalcılık bu kontrolün ideolojik dayanaklarını oluşturuyor. Türkiye'de geleneksel bürokratik solculuğun iktidar şansının fiilen olmaması, muhafazakâr merkez partilerin etki menzili dışında kalanlar için bu örgütlenmeyi bilinçsizce de olsa bir cazibe merkezine dönüştürüyor. Savcılığın yürüttüğü soruşturmaya karşı kampanya yürütenlerin çıkarttığı sesler, bu illegal siyasî partiye kitle desteği hakkında fikir veriyor.

Ülkeyi, gayrınizamî savaş yöntemleri ile kontrol altında tutma projesi ilkel ve kaba bir fikir. Kendi halkına karşı gayrınizamî savaş yürüten ve üstelik devlet içinden güç alan bir örgüt, hiçbir dış düşmanın veremeyeceği zararı bu ülkeye verebilir. Ayrıca Ergenekon örgütünün birkaç eylem sonrasında tel tel dökülmesi ve dünyaya rezil olması bile, bu projenin ne kadar ham bir hayal olduğunu göstermeye kâfi.

Türk devletinin bekası, milletin saadeti ve ülkenin güvenliği için bu örgütün deşifre edilerek tasfiye edilmesi şart. 03 Temmuz 2008, Perşembe Mümtazer Türköne

CHP lideri Baykal, Ergenekon operasyonunun son dalgasını "muhalefetin genel tasfiyesi" olarak nitelendiriyor. Bu söz aslında bir "üzerine alınma"; ama bir gerçekliği de dışa vuruyor..
Ergenekon'un kirli ideolojisi CHP'yi ve CHP'lileri de hedef müşteri kitlesi olarak görüyor. Ergenekon ile CHP arasında ideolojik düzeyde organik bir bağ var. Bu bağı PKK ile DTP arasındaki bağın ideolojik yönüne benzetmek mümkün. Ergenekon da PKK gibi şiddet yöntemlerini benimseyen siyasî bir örgüt. PKK adı üzerinde bir parti, Stalinist yöntemlere göre oluşmuş bir örgüt yapısı ve şiddetin baştacı edildiği bir iş görme biçimi var. Şiddet yöntemleri kullanan bu siyasî örgütün, Siyasî Partiler Kanunu'na göre faaliyette bulunan legal bir temsilcisi var. Ergenekon da gayrınizamî savaş yöntemleri yani şiddet kullanarak devleti ele geçirmeye çalışan siyasî bir örgüt. Gizli faşist partilere benzeyen bir örgüt yapısı ve şiddete dayanan bir faaliyet tarzı var. Ulusalcılık adı verilen ideoloji ile kendini ifade ediyor ve bu ideoloji aracılığıyla kitle desteği elde etmeye çalışıyor. Genel Başkanı cezaevinde olan İşçi Partisi gibi, organik uzantısı olan siyasî partilerin yanında, CHP'nin ve CHP'lilerin siyasî dünyası ve endişeleri ile çok geniş bir ortak paydaya sahip görünüyor. Ancak ortada yaman bir çelişki var. Ergenekon terör örgütünün uygulayacağı şiddetin hedefi yine bu kitleler. Dünkü gazetelerde, emekli Orgeneral Eruygur'un ofisinde ele geçtiği ileri sürülen bir "kaos planı" yayımlandı. Bu plan darbe şartlarını hazırlamak için kitlesel şiddet yoluyla toplumda kaos ve korku yaratmayı amaçlıyor. Yöntem tipik bir gayrınizamî savaş yöntemi. Türkiye'de defalarca uygulandı. 12 Mart öncesinde 9 Martçıların yaydığı şiddet, tam da böyle bir şiddet idi. 70'li yıllarda, toplumu dehşete düşüren birçok suikast ve katliamın arkasında provokasyon olduğu anlaşıldı. Yöntem basit: Kitlesel desteğin sağlanacağı toplumsal kesimin endişelerini, korkularını artıracak şiddet eylemleri tezgâhlanıyor. Kitleler, doğrudan bu örgüt eliyle şiddete maruz kalıyor. Sonra aynı örgüt, aynı kitleleri koruma adına harekete geçiyor. Bu mekanizmaya, şiddetin kitleleri ikna edecek propaganda aracı olarak kullanılması deniyor. Marksist-Leninist örgütlerin "silahlı propagandası" ile kontrgerillanın "psikolojik savaş"ı içinde aynı yöntem ağırlıklı bir yer tutuyor.

Danıştay baskını ile Ergenekon terör örgütü arasındaki ilişki, bu yöntemin bilinen en yakın örneği. 70'li ve 80'li yıllarda CHP çizgisine yakın önemli kişilerin uğradığı ve failleri hâlâ yakalanmamış olan suikastlar zincirinin, gayrınizamî savaş kayıpları olduğuna dair güçlü bir kanaat var. Özetlersek, karşımızda bir terör örgütü var. Ben bu terör örgütüne, illegal siyasî parti diyorum. Bu terör örgütünün dayandığı bir ideoloji var. Bu ideolojin müşteri kesimi, aynı zamanda bu terör örgütünün şiddetine maruz kalma potansiyeli taşıyor. En büyük risk grubu ise ulusalcılığa sıcak bakan CHP'liler. O zaman başta Deniz Baykal olmak üzere CHP'lilerin hemen uyanması ve tedbir alması lâzım. Ergenekon terör örgütü, CHP ile aynı ideolojiyi paylaşıyor görünüyor; ama CHP'yi hedef alıyor. Bu terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi, öncelikle CHP'lilerin can güvenliğini ilgilendiriyor.

CHP'ye gönül veren kitlelerin iktidar umutları yok. Bu yüzden ulusalcı dozda bir askerî darbeye gönüllü veya kerhen sıcak bakan CHP'liler var. Ergenekon terör örgütünün beslendiği kesim de, umudunu darbeye bağlayanlardan meydana geliyor. CHP'liler adına önce bir yanlışı düzeltelim. Ergenekon, faşist bir siyasî örgüt. Salt iktidar peşinde olan ve güce tapan bir dünyada yaşıyor. Ulusalcılık ve bunun içindeki laiklik gibi hassasiyetler ve anti-emperyalist jargon bu örgütün sadece kitle desteği kazanmak maksadıyla dayandığı referanslar. CHP'nin kendi kimliklerini bu faşist eğilimlerden arındırmaları, aslında CHP için de gerekli.

Ergenekon, öncelikle CHP'yi tehdit ediyor. CHP'nin tıpkı Ergenekon destanında olduğu gibi, bu dar vadiden çıkış yolunu bulup, geniş bir alana yayılması lâzım.

04 Temmuz 2008, Cuma


0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License