Ev kadınları bile tepki gösteriyor

Ancak gereken tedbirler alınmamıştı. Sonucu biliyoruz: 17 şehit ve yaralılar.
Habere çeşitli tepkiler geldi. En dikkate değeri hiç kuşkusuz Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un yaptığı açıklamaydı.
-Orduda Gruplaşma Var: Özellikle son bir yılda TSK'den çok sayıda belge sızdı. Bu belgelerin bir kısmı toplumu rahatsız edecek nitelikteydi: Fişlemeler, psikolojik operasyon planları, andıçlama faaliyetleri.
Taraf'ta yayınlanan son belge ise PKK ile mücadelenin, kamuoyuna söylendiği gibi olmadığını gösteriyordu. Komutanların açıklamaları ile belgelerde yazılanlar ve görünenler çelişiyordu.
Bütün bunlar TSK'de " en az " iki grup olduğunu gösteriyor. Bir grup " toplum ve siyaset mühendisliği " yapmaya çalışıyor, diğer grup bunu deşifre ediyor.-Niye Sinirliydi: Org. Başbuğ, belgeleri yayınlayan Taraf'a ve eleştirilere kızıyor. Ama bence onu asıl sinirlendiren, teşkilata hakim olamamak.
Yukarıda sözünü ettiğim gruplaşma engellenebilmiş değil. Başbuğ'un açıklamasını, sadece "bize" değil, " kendi kamuoyuna " da yapılmış bir uyarı ve "teessüf" ifadesi diye de okumak gerek.
-Yanlış Hedef: Org. Başbuğ dünkü açıklamasında, genel olarak medyaya, özel olarak da (isim vermeden) Taraf'a yüklendi. İyi ama ordudan sızan belgelerin sorumlusu medya değil ki! Gazeteciler hırsızlık yapmıyor. Kendilerine ulaşan belgeleri yayınlıyor.
Not: Başbuğ herhalde en çok, Aktütün belgelerinden dün hiç söz etmeyen Hürriyet gazetesini seviyordur.
-İnternet Çağını Kavramamış: Bir gazeteyi suçlamak işin kolay yönü. Eğer Taraf olmasaydı bu belgeler internetten yayınlanırdı.
Not: Bu satırları yazmadan önce PKK militanlarının hazırlıklarını ve Aktütün/Bayraktepe saldırısını internetten izledim.
Ve hatırlatırım: Resmi verilere göre, şu anda Türkiye'de 16 milyon internet kullanıcısı var!
-Bürokrat 'Teknik' Açıklama Yapar: Hangi statüde olursa olsun, bir bürokrat kamuoyuna " teknik " düzeyde açıklama yapar.
Yani: Yayınlanan belgeler gerçek mi, değil mi? "Teknik" açıklama bu sorunun cevabını vermektir.
Org. Başbuğ ise suçlamayı ve tehdit etmeyi seçti. Bu da belgelerin gerçekliğini " dolaylı olarak kabul ettiğini " gösteriyor.
-Kıssadan Hisse: Türkiye eski Türkiye değil. İletişim araçlarının gelişmesi, okuryazarlığın artması, orta sınıflaşma, dünyaya açılma gibi etkenler, mevki makam sahiplerinin her dediğini kabul etme anlayışını değiştirdi.
İnsanlar sorguluyor! ' En pasif kesim' sanılan ev kadınları dahi internet ve cep telefonu aracılığıyla tepkilerini dile getiriyor.
" Vatan için ölmeye hazırım " diyenler bir şart koşuyor: " Ama komutanların doğru yaptığına, samimi olduklarına inanmam gerek. "
O halde kurumların da otoriter zihniyeti terk etmesi gerek. Devir, bağırıp çağırma devri değil.
16/10/2008 EMRE AKÖZ
0 yorum: