20.10.08

HERKESİN BİLMESİ GEREKEN OLAY

O KANIN HESABININ SORULMA GÜNÜ

Her Türk vatandaşının bilmesi gereken çok ama çok ibretlik olay ve kan hesabı günü...

Suçunu itiraf eden ve mahkeme tarafından 4 kez idama çarptırılan İbrahim Çiftçi'nin serbest bırakılması olayı tarihe geçen bir skandal olmasıyla beraber, Türkiye'de derin devletin adamlarına dokunulamayacağı yargısını devleti kilitleyecek noktaya getiren temel olaydı.

Talat Turhan'ın Bomba Davası kitabında ayrıntılarıyla anlattığı olayı her Türk vatandaşı bilmeli.

1978 yılında Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, Derin Devlet'le ilk kez karşılaştı ve iğneyle kuyu kazarak Kontrgerilla/Derin Devlet'in uzantılarına ilişkin çok önemli deliller buldu.Savcı Doğan Öz, 1978'in başında, Özel Harp Dairesi ile bağlantılı öğrencilerin meskeni Site Öğrenci Yurdu'na baskın düzenledi. Baskının nedeni bir cinayetti.

Savcı Öz, çoğu milliyetçi gençlerin derin yapılanma tarafından cinayet, bombalama ve kaos için nasıl kullanıldıklarını tespit etmişti.

Ve yaptığı sabırlı ama derin araştırmalar sonucunda vardığı kesin yargı şuydu: "Kontrgerilla Genelkurmay Harp Dairesi'ne bağlıdır"

TARİHE GEÇEN OLAY

Savcı Öz iddiasını delillendirip, olgunlaştırdıktan sonra 80 öncesi dönemin terör eylemlerine ve zayıf devlet otoritesine rağmen gözünü budaktan esirgemedi.

Öldürüleceğini belki de bile bile derin yapılanmayı yok etmek için harekete geçti. Ancak, 24 Mart 1978'de öldürüldü.

Katil bir görgü tanığının teşhisi sonrasında yakalanan Ülkücü kimliğiyle bilinen İbrahim Çiftçi'ydi ve sorgulama sonucunda suçunu itiraf etti.

Bu arada 12 Eylül darbesi oldu ve sonrasında Savcı Öz suikastine Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi bakmaya başladı. Mahkeme Çiftçi'ye aleni deliller karşısında idam cezası verdi.

Ancak bir anda derin bir el devreye girdi. Askeri Yargıtay; görgü tanığı, itiraf, suç delillerini görmezden geldi ve ipe sapa gelmez gerekçelerle idam kararını bozdu.

Mahkeme kararında direndi, Askeri Yargıtay tekrar bozdu. Bu gel git tam 4 kez yaşandı. Dört kez idam verildi ve hepsi bozuldu. Ve sonunda mahkeme pes edip, hukuk tarihine geçecek yazıyla karar verdi:

Askeri Yargıtay mahkemeyi by-pass ederek Çiftçi'nin beraatına karar verince, bu karar üzerine, Ankara 1 No'lu Askeri Mahkemesi, 25 Haziran 1985'te derin devlet ve hukuk tarihine geçen şu kararı vermek zorunda kaldı:

"Sanık İbrahim Çiftçi'nin maktul Doğan Öz'ü taammüden öldürdüğü mahkememizce sabit görülmüş, ancak Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararları mahkememizi bağlayıcı nitelikte bulunduğundan sanık İbrahim Çiftçi hakkındaki 7/8'lik oy çoğunluğuna dayanan bozma ilamına uyularak, sırf bu hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi'nin beraatına karar verilmiştir."

Bu vicdansız, adalete tecavüz eden karar karşısında hiçbir şey yapamayan merhum Savcı Öz'ün çaresiz karısının gözlerinden yaş değil kan akıyordu.

BU KARAR VELİ KÜÇÜK'E "POLİS BENİM SOKAĞIMDAN GEÇEMEZ" DEDİRTEN KARARDI

Derin Devlet/Ergenekon'un tetik ve operasyonel ismi Veli Küçük de yıllar boyu karanlık eylemleri yaptı yaptırdı. Hakkında pekçok dosya tutuldu. Ama Veli Küçük bırakın yargılanmayı, TBMM'nin kendisini dinlemek için yaptığı çağrıyı bile kale almadı. "Meclis'i takmayan adam" olarak namına nam kattı.

"Çiftçi kararıyla" Derin Devletin katilini bile kurtardığı önyargısı, devletin kurumlarını yıllar boyu öylesine baskıya almıştı ki, Veli Küçük daha da ileri giderek "polis benim mahallemden geçemez" sözleriyle tabloyu çok güzel özetliyordu.

Ama kaderin cilvesine bakın ki, Derin Devlet'in üstüne giden ilk savcı olan Doğan Öz'ün yolundan gitmek aynı soyadı taşıyan Zekeriya Öz'e nasip oldu.

Aralarında bir akrabalık yok ancak kader birliği olduğu anlaşılıyor.

"Savcısı'nın katilini, mahkemesinin idam kararına rağmen kurtaran derin yapılanmaya boyun eğen Devlet"ten, hesap soran devlete geçip geçemediğimiz Silivri'deki Ergenekon yargılanması sonucu ortaya çıkacak.

Türk Halkı, Doğan Öz'ün katili kurtarılırken ses vermemişti. Ama şimdi Ergenekon Davası süreci boyunca çok ama çok güçlü destek verdi.

Büyük hesaplaşma Silivri'de başlıyor. Doğan Öz'ün kanının hesabı soruluyor. Silivri bugün, Sakarya, Mudanya, Çanakkale, Aziziye Tabyaları gibi Türk'ün prangasını kırdığı yerlerden biri olarak tarihe geçmekle karşı karşıya.

Katillerin devranı döndü.

Cevheri Güven/Aktifhaber

0 yorum:

Yorum Gönder | Feed



Snap Shots

Get Free Shots from Snap.com
 
^

Powered by BloggerAK Medya Haber Yorum Analiz by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License