Yasama sorumsuzluğuna büyük darbe

Milletvekillerinin, Parlamento çatısı altında sarf ettikleri sözlerden ve kullandıkları oylardan dolayı sorumlu olmamaları, demokrasinin bir gereğidir. Nitekim 83'üncü maddede şöyle deniliyor: "TBMM üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Meclis'te ileri sürdükleri düşüncelerinden, o oturumdaki Başkanlık Divanı'nın teklifi üzerine, Meclisçe başka karar alınmadıkça, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar."
Yasama sorumsuzluğu, milletvekillerinin görevlerini yaparken tesir altında kalmamasını, "Bir ceza alır mıyım?" korku ve endişesine kapılmamasını sağlamayı amaçlamaktadır.Oysa Anayasa Mahkemesi diyor ki: "84'üncü madde, partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olan Parlamento üyesinin milletvekilliğinin düşmesini öngörüyor. Demek, bir milletvekili beyan ve eylemleriyle özgürlükçü demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlıyorsa, yasama sorumsuzluğundan yararlanamaz."
Anayasa Mahkemesi bu yorumuyla, siyasetin alanını daraltmakla kalmıyor, milletvekillerini, düşüncelerini ifade edemez duruma düşürüyor. Anayasamız, yasama sorumsuzluğu kapsamında, Parlamento üyelerinin, sade vatandaştan çok daha özgür olmalarını amaçlamışken, Yüksek Yargı tam aksi bir sonucun doğmasına sebebiyet veriyor.
Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi'nin laikliğe aykırı eylem ve söylem dediği, çoğu kez başörtüsünü destekleyen beyanlardan ibaret. Şu anda belki ekonomik kriz var; yeni bir tartışma açmak doğru olmaz. Ama, konu bu haliyle de bırakılamaz. NAZLI ILICAK 29 EKİM 2008 SABAH
0 yorum: